DOLAR

37,9937$% 0.03

EURO

41,1465% 0.12

STERLİN

49,2208£% 0.18

GRAM ALTIN

3.691,99%0,39

ONS

3.024,08%0,41

BİST100

9.652,68%3,80

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Kazı

0

BEĞENDİM

Eski çağlardan günümüze kalmış, toprak veya su altındaki eserleri, gün ışığına çıkartmak için arkeologların yaptığı çalışmalara genel olarak kazı adı verilir. Kazı çalışmaları genelde yaz aylarında ve açık havada ama uzun araştırma ve okumalar sonucunda yapılır.

Arkeologlara hep özenmişimdir. Koca koca kaya ve toprak kütleleri arasında, mala, keski, spatula, fırça, süpürge gibi küçük el aletleri ile çok hassas çalışırlar. Bulunan eserlerin üzerindeki tozları alırlar.  Sonra yeni doğmuş bir bebeği ellerine alır gibi ilgi ve sevgiyle taşırlar. Bir kuyumcu  hassasiyetiyle ait oldukları müzeye taşır, insanlığın istifadesine sunmak için sergilerler. 

Tarihin  derinliklerinde kalmış bu eserlere karşı bu kadar hassas çalışan ve onları koruyan insan neden kendisine ve çevresindekilere karşı bu kadar hassas değildir.

 Ufak bir yan bakma, dudak bükme, gönül koyma veya beklediğiniz beklemediğiniz küçük bir davranış karşısında tarihin derinliklerine, toprağın 7 kat altına gömdüğümüz eş-dost ve arkadaşlarımıza bir bakalım. İçimize dönelim sonra tarihimizin derinliklerine  gömdüğümüz aşk, sevgi, muhabbet, ilgi, mutluluk, kendinden geçme, sadakat dostluk güven hayranlık sevinç çile şefkat, merhamet gibi duygularımıza dönelim. Haydi geçelim aynanın karşısına ve bu duyguların yerine gelen hatta zahirimize aksetmiş olan hor görme, aşağılama, küçümseme, tiksinme, nefret etme, itici bulma, şüphe duyma, huzursuzluk, dehşet, kasvet, acı, keder, yalnızlık, umutsuzluk, can sıkıntısı, hakaret, hiddet, gazap gibi iğrenç duyguların bizi ne hale getirdiğini seyredelim. Eminim hemen alet odasına geçecek ve bulabildiğimiz tüm aletleri alıp tekrar dışımızı süsleyip içimizi ihmal ettiğimiz aynanın karşısına geçeceğiz. Geçeceğiz ve ruhumuzda oluşan  bu kötü duyguları nasıl törpülüyebilirim diye düşüneceğiz. Işığın karanlığı gömdüğü gibi, güzel duygularımız, gömsün isteyeceğiz kötü duyguları karanlıklara. Yollasın onları tarihin bilinmez karadeliklerine.

 
Dönelim tekrar fani hayatımızın tarihi derinliklerine gömdüğümüz arkadaşlarımıza. Kazıyarak çıkarmaya çalışalım onları. Kazımak zor olacak belkide, büyük aletlerden yardım almamız gerekecek. Kepçe ile dağ gibi gururumuzu yıkmamız derin tüneller açmamız gerekecek. Ardından kürekleri kazmaları elimize alıp enaniyet tepeciklerine girişmemiz gerekecek. Kazı faaliyetlerimiz devam edecek taa ki çıkana kadar ortaya bütün dostlarımız ortaya. Ulaşalım kırdığımız unuttuğumuz, unuttuğumuzu dahi unuttuğumuz insanlara. Düşünüp bulalım onları ve iki satır bir şeyler yazıp varlığımızı hatırlatalım onlara. Sevdiğimizi söyleyelim nereden olursa olsun onlara. Facebook, Twitter veya Whatsapp’tan. Zor olacak ama unuttuğumuz eski bir alışkanlığımız olan mektup yazalım dokunaklı cümlelerle. Zannederim bu yetecektir aradaki bütün buzları eritmeye.

Fark ettiğimiz her kişiye selam verelim üzerine ekleyerek iyilik duygularımızı. Hatırlayalım sonra  “İman etmeden cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe gerçek iman etmiş olamazsınız. ” buyuran Efendimiz’i.  (sas) Efendimiz’i (sas) sevdiğimizi söyleyelim önce. Mümkünse yüksek sesle ve 3 defa, merak etmeyelim O (Sallallahu Aleyhi ve Vesellem) duyar sesimizi ve duyurur duymasını istediğimiz tüm sevdiklerimize.

Kazı çalışmalarımız bitti mi sandınız. Hayır daha yeni başlıyoruz, sadece bir duygunun tashih edilmesi içindi bütün bu anlattıklarım.  Ruhumuzdaki diğer duyguları da teker teker ele alıp işlemimiz ve güzelliklerini ortaya çıkarmamız, onları yaratılış kaidelerine uygun kullanmamız gerekir. Öyleyse arkeolojik kazıları bırakalım arkeologlara, geçelim ruh aynamızın karşısına ve başlayalım zamansız kazılara…..

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.