Çocukluğum, Esenler 50 yıl öncesi terasta koşturuyorum, buram buram bir sarmaşık kokusu, hala burnumda
Sonraki yıllar… her yaşadığımın aslında bir kokusu var. Dünkü baharlar, tazelik kokulu rüzgarlar yüzümü okşuyor, bana can veriyor.
Her şey kokusuyla kendini tanıtıyor, Tabiat çiçekler toprak, mevsimler, yaşadığımız her günün kendine ait bir kokusu var. Büyükler derki, Cuma günü’nün kendine has bir kokusu var onu herkes anlayamaz, ancak Allah’ın seçtiği kullar hariç.
Anne baba kokusu hiç belleğimden silinmiyor. Babam rahmetli olduğunda, o kokuyu amcamda duymuş ona sarılıp sarsıla sarsıla ağlamıştım.
Evlat kokusu, saçlarını okşadığımda tüm benliğimi dolduran dünyanın en doyurucu kokusu, huzuru tüm kalbinle hissetmek, sevginin bütün vücudu sarması,
Muhabbet kokusu bunu bilirmisiniz? Bir sevdiğinizle buluştuğunuzda yenilen ve içilen çayın kokusu tüm benliğinizi sarması sevildiğinizi bilmek ve sevilme kokusu.
Mekke, Medine kokusu. Allah Rasulu ( S.A.V ) gül kokulu memleketini, huzur-sevgi ve muhabbetullahı içine çekmek
Şimdi geriye bakıyorum, kaybettiğim kokuları tekrar hatırlamak istiyorum ama nafile, geçen geçti o kokuların yerini başka kokular aldı. Her kokuyu vaktinde doyasıya yaşamak lazım. Zaman gibi kokularda bir daha geri gelmiyor. Ne kadar vaktim kaldı bilmiyorum ama kalan zamanımı en ince ayrıntısına kadar hissetmeli, yaşadığım günlerin sevdiklerimin ve bu alemin kokularını Rabbime şükürle içime çekmeliyim.
Çünkü en güzel koku hayat kokusudur.