Abdullah b. Abbâs tarafından nakledilen Allah Resûlü’nün, “Allah’ım! Kalbimde nur, gözümde nur, kulağımda nur, sağımda nur, solumda nur, üstümde nur, altımda nur, önümde nur var eyle, benim nurumu artır.” (Müslim, Müsâfirîn, 181) şeklindeki duası bu anlayışın bir yansımasıdır.
Yüce Allah insanların kalplerine nazar etmektedir.
Hz. Peygamber (sas) bu hakikati şöyle ifade eder: “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 34) Bu şekilde Allah’ın kulun kalbini ölçü alması kişiyi gösterişten kurtaracağı gibi onu samimi davranışlara yöneltecektir. Samimi davranışlara yönelebilmek için samimi bir kalbe ihtiyaç duyulacaktır.
İnsanın, her an nefsinin aldatmasına maruz kaldığı dünya hayatında, salih amellerle ve Allah’ı çokça anarak kalbini uyanık tutması gerekmektedir.
Kalbimizi İslâm’ın aydınlık bilgisiyle beslemediğimiz takdirde kalbimiz giderek kararmakta ve bir de buna, işlenen günahlar eklendiğinde kalp tüm ışığını kaybetmektedir. Allah Resûlü (sas) bu konuda bizim için, “Allah’ım! Faydasız bilgiden, huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım.” (Nesâî, İstiâze, 64) şeklinde bir ölçü koymakta, kalbimizi huşûa davet etmektedir.
Kalp, ilâhî ışığın yansıması veya nurun tecellisi sayesinde kişinin hidayete erdiği bir yer olarak Hakk’ın aynası kabul edilmiştir. Abdullah b. Abbâs tarafından nakledilen Allah Resûlü’nün, “Allah’ım! Kalbimde nur, gözümde nur, kulağımda nur, sağımda nur, solumda nur, üstümde nur, altımda nur, önümde nur var eyle, benim nurumu artır.” (Müslim, Müsâfirîn, 181) şeklindeki duası bu anlayışın bir yansımasıdır.
Kalb-i selim, Allah’a teslim olup selâmet bulmuş olan hastalıksız kalptir. Böylece kalp güven içinde ve kaygılardan arınmış, kurtuluşa ve doyuma ulaşmış olur. Allah Resûlü (sas) böyle bir kalp için gece namazından sonra, “Allah’ım! Senin katından öyle bir rahmet istiyorum ki o rahmet vasıtasıyla kalbimi doğru yoluna ilet.” şeklinde niyazda bulunmuş, (İbn Hanbel, IV, 125) Hz. Âişe’nin bildirdiğine göre uykudan uyanırken ettiği duasında ise Allah’tan hidayete erdirdikten sonra kalbini saptırmamasını istemiştir.
Hz. Peygamber bir başka duasında ise âdeta kar suyu ile yıkanmış gibi pak bir kalp ister: “Allah’ım! Günahlarımı kar ve dolu suyu ile yıka ve beyaz elbiseyi kirden temizler gibi kalbimi hatalardan arındır.” (Buhârî, Deavât, 39.