38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
Dua, kulun Rabbine yönelerek arzu ve isteklerini dile getirdiği, O’na sığındığı manevi bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de, “Rabbimiz, duanız olmasa ne kıymetiniz var?” (Furkan, 77) ”Rabbiniz buyurdu ki: “(Sadece) Bana (inanıp-sığınıp) dua edin, ki size icabet (cevap verip kabul) edeyim.” (Mü’min, 60)
buyrularak, dua etmenin ne denli önemli olduğu vurgulanmıştır. Duanın birçok çeşidi bulunmaktadır ve bunlar farklı şekillerde kabul edilmektedir.
Bazı dualar, mahlukatın yaratılışlarındaki istidatları (yetenekleri) doğrultusunda şekillenir. Buna “lisan-ı istidat” yani kabiliyet diliyle yapılan dua denir. Mesela, kayısı çekirdeği kayısı olmak için, kartal yumurtası kartal olmak için kabiliyet diliyle Allah’tan talepte bulunur. İnsan da sahip olduğu kabiliyetler doğrultusunda Allah’a yönelirse, bu duaların kabulü ekseriyetle mümkündür. Ancak, bir insanın kendi fıtratına aykırı bir istekte bulunması halinde, bu talebin kabul edilmesi beklenmez. Tıpkı kayısının erik olamayacağı gibi, yeteneği çiftçiliğe uygun olan birinin marangoz olamayacağı gibi.
Her canlı, varoluşundan itibaren çeşitli ihtiyaçlar içindedir. Bütün mahlukatın hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan temel ihtiyaçlar, aslında bir nevi duadır. Buna “lisan-ı ihtiyac” yani ihtiyaç diliyle yapılan dua denir. Örneğin, mide acıkınca rızık talep eder, göz görmek için ışık ister. Bu gibi ihtiyaçlar, mahlukat tarafından doğrudan dile getirilmese de, fıtri olarak Allah’tan talep edilmektedir ve Allah da bu dualara ekseriyetle cevap vermektedir.
Iztırar dili ile yapılan dua, insanın çaresiz ve sıkıntılı bir durumda Allah’a yönelmesiyle gerçekleşir. “Muztar kalan her ruh, kesin bir iltica ile Rabbine yönelir ve O’ndan yardım ister.” (Neml, 62) Bu tür dualar genellikle makbul olur. Okyanusta dalgalarla boğuşan birinin içten duası, samimiyetle yapılan ve doğrudan Allah’a yönelmiş bir yakarıştır. Allah’ın rahmeti ve şefkati, bu gibi durumlarda kuluna daha yakın olur.
Duanın dördüncü türü ise en yaygın ve bilinen türdür. Bu dua hem fiili hem de kavli olmak üzere ikiye ayrılır:
Duanın kabul olması için bazı şartlar yerine getirilmelidir:
Duanın kabulü, Allah’ın hikmetine bağlıdır. Bazen bir dua dünyada aynen gerçekleşirken, bazen de ahirette daha hayırlı bir karşılık bulur. Kulun görevi, Rabbine teslimiyetle ve içtenlikle yönelmektir.
Dua, kulun Allah’a olan yakınlığını ve teslimiyetini gösteren en önemli ibadetlerden biridir. Dua ederken önemli olan, sadece dünyevi istekler değil, ahiret saadeti için de yalvarmaktır. Peygamber Efendimiz (sav), müminlerin birbirine günahsız ağızla dua etmelerini teşvik etmiş ve “Her müminin ağzı, diğer mümin hakkında günahsızdır.” buyurmuştur. Dua, insanın kulluğunu göstermesi için en güzel vesiledir ve yalnızca Rabbimizin rızasını kazanmak için yapılmalıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.