40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
GİRİŞ
Tarih boyunca kadına biçilen roller, çoğu zaman dönemin sosyal ve kültürel kodlarına bağlı olarak şekillenmiştir. Özellikle antik felsefe geleneği ve bazı dinî/kültürel anlayışlarda kadın; eksik, değersiz veya araçsallaştırılmış bir varlık olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışma, başta Platon, Aristoteles, Rousseau, Darwin gibi düşünürlerin kadın anlayışlarını ele alırken, İslam’ın bu anlayışlardan Kur’an ayetleri ve Hz. Muhammed’in (sav) hadisleri üzerinden ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Kadın, insanlık tarihi boyunca birçok zaman boyunca genel olarak bir rol üstlenmiş, toplumlarca ya kutsanmış ya da dışlanmıştır. Kadına yönelik bu ikircikli tavır, özellikle Antik Yunan formülü ve sonrasındaki bazı Batılılarda açıkça görülüyor. Modern insan haklarının ilkelerinin ortaya çıkmasından bu yana, kadının insan olarak değeri sorgulanmış ve aşağılanmıştır. Oysa İslam dini, kadının partisi ve takdir edilen bir hayatın öngördüğü ve yaşanmasını sağlamış…
Platon, kadınların sınırlı da olsa eğitim özgürlüğünü tanımışsa da, ideal toplum modelini kurgularken, onların doğaları GEREĞİ erkeklerden daha aşağıda olduğunu ima etmiştir. Devlet adlı eserinde, “erdemli olmayanların bir sonraki hayatta kadın olarak yeniden doğacaklarını” savunur 1 .
Aristoteles kadını “eksik erkek” olarak nitelendirmişti. Ona göre kadına, mantıktan çok ilkelerle hareket eder ve itaatkardır. Kadının “sadece çocuk doğurmak ve ev işlerini yürütmek için var olduğunu” savunur 2 .
Sokrates’in doğrudan yazılı eserinin bulunmaması da, Platon’un diyaloglarında ve sonraki olasılıklarda kadınlara yönelik olumsuz denemelere yer verildiği görülmektedir. Kadını “zehirli ama dışı güzel bir ağaç” olarak nitelendirdiği aktarılmıştır 3 .
Rousseau, kadınların sadece erkeğe hizmet amacıyla yetiştirilmesini savundu. Emile adlı eserinde, “kadının bileşenlerinin erkeğe tâbidir” diyerek cinsiyetçi bir toplumsal rolün ortaya çıkış öngörüsü 4 .
Darwin, evrim teorisi kadınların erkeklere kıyasla zihinsel olarak daha az gelişmiş olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre kadın, erkekten daha az yaratıcı ve daha az zekidir; en iyi durumda sadık bir ev hayvanına benzer 5 .
Kadınların borçlu Çin toplumunda satın alma ya da tazminatında geri bırakılabilir bir meta olarak bilinir. 6 . Hindistan’da ise sati geleneği kapsamında kadınlar, ölen kocalarıyla birlikte diri diri yakılabilmiştir 7 .
Tahrif edilmiş Tevrat metinlerinde kadın, “ölümden daha acı bir şey” olarak nitelendirilir (Vaiz 7:26).
Hıristiyanlıkta Pavlus, kadınların öğreten rol üstlenmesini yasaklamış ve onun “sessiz kalmasını” sağlamıştır (1. Timoteos 2:12).
İslam öncesi Arap bölgelerindeki kızların doğumu küçümsenir, bazen diri diri gömülmüş kız çocukları… Kur’an’da bu uygulama sert biçimini eleştiren:
“Diri diri sudayken kız çocuğuna hangi suçtan dolayı öldürüleceği sorulacak.” ( Tekvîr, 81/8-9 )
İslam dini, kadın ve erkek arasında yaratılışta özgürlük temel alır. Kadına karşı adaletli ve onurlu bir bakış sunar. Kur’an’da ve sünnette kadın, haklar ve sorumluluklar olan kişi olarak belirlenir.
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratıcı ve ondan da eşini yaratan, ikisinden çok erkek ve kadınip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulundurma Allah’a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir…” ( Nisâ,4/1 )
“Allah’ın yanında en değerliniz, takvaca en üstün olanınızdır.” ( Hucurât, 49/13 )
“İçinizden erkek olsun, kadın olsun, kim bir iş yaparsa Allah onun amelini zayi etmez.” ( Âl-i İmrân, 3/195 )
اتَّقُوا اللَّهَ فِي النِّسَاءِ, فَإِنَّكُمْ أَخَذْتُمُوهُنَّ بِأَمَانِ اللَّهِ
“Kadınlar hakkında Allah’tan korkun! Zira siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız.” (Müslim, Hac, 147; İbn Mâce, Menâsik, 84.)
خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لِأَهْلِهِ، وَأَنَا خَيْرُكُمْ لِأَهْلِي
“Sizin en hayırlılarınız, aileniz karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı sizin en hayırlılarınızım.”(Tirmizî, Menâkıb, 63; İbn Mâce, Nikâh, 50.)
أَكْمَلُ الْمُؤْمِنِينَ إِيمَانًا أَحْسَنُهُمْ خُلُقًا، وَخِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
“Mü’minlerin iman bakımından en olgunu, ahlâkı en güzel olanıdır. En hayırlınız da, kadınlarına en hayırlı olanınızdır.”
(Tirmizî, Rada’, 11; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 250.)
اسْتَوْصُوا بِالنِّسَاءِ خَيْرًا
“Kadınlar hakkında birbirinize hayrı tavsiye ediniz.” (Buhârî, Nikâh, 80; Müslim, Radâ, 17.)
أَطْعِمُوهُنَّ مِمَّا تَأْكُلُونَ، وَاكْسُوهُنَّ مِمَّا تَلْبَسُونَ، وَلَا تَضْرِبُوهُنَّ، وَلَا تُقَبِّحُوهُنَّ
“Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin.” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 41; İbn Mâce, Nikâh, 3.)
وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ، فَإِنْ كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَىٰ أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا
“Kadınlarla iyi geçinin; eğer onlardan hoşlanmadıysanız bile, olabilir ki bir şey hoşunuza gitmez de, Allah onda birçok hayır takdir etmiş olur.” (Kur’ân-ı Kerîm, Nisâ Sûresi, 4/19.)
لَا يَفْرَكْ مُؤْمِنٌ مُؤْمِنَةً، إِنْ كَرِهَ مِنْهَا خُلُقًا رَضِيَ مِنْهَا آخَرَ
“Mü’min bir erkek, mü’min bir kadına kızıp darılmasın! Eğer onun bir huyundan hoşlanmazsa, başka bir huyundan memnun olabilir.” (Müslim, Rada’, 61.)
لَا يُكْرِمُهُنَّ إِلَّا كَرِيمٌ، وَلَا يُهِينُهُنَّ إِلَّا لَئِيمٌ
“Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.”(İbn Asâkir, Târîh Dımaşk, 70/142.)
مَنْ ضَرَبَ امْرَأَتَهُ ظُلْمًا، جَاءَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَأَنَا خَصْمُهُ
“Hanımını haksız yere döven kimsenin kıyamet günü hasmı ben olurum.”(Ebû Dâvûd, Nikâh, 42; Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat.)
Bu hadisler, İslam’ın kadınlara verdiği değeri, onlara iyi davranmanın imani ve ahlaki bir sorumluluk olduğunu net biçimde göstermektedir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.