Hayatımın biricik meyvesi
Güneşi, yaşam ateşi
Boynuma sarılması
Kulağımdaki “babam!”sesi
Gitti dünyamın safası,
Evimin neşesi
Dinmez feryadı, yası
Bitmez ağrısı, sızısı
İyileşmez yarası
Kesilmez kanaması
Yok bu derdin devası
Nasıl söyleyeceksiniz? der anası
Buna dayanamaz ki babası
Başımın derin yarası
Karnımın iç kanaması
Yitmiş böbreğim, dalağım, ciğerimin yarısı
Kırılan kemiklerimin sancısı
En acısı evlat acısı
Var mı tesellisi
Doğrudur, ana yüreği sızlar
Gözyaşı çağlar
Babanın külleri de yanar
Ayakta ölür ya bazı ağaçlar
Sessizce kurur ya otlar
Günler, haftalar, aylar,
Kış, yaz, baharlar,
Hayaller, rüyalar, anılar
Her yanı ağrır, her ânı ağlar
Derinden akan ırmaklar
Debisini kim hesaplar
Hastane kapısı
Yoğun Bakım odası
Birden kasavetlenir havası
En zayıf anımda
Dikilmişte ayak ucumda
Siyah bir bezde
Betül’üm kucağında
Allah düşmanı, insanın da baş belası
Yüzü, elleri sönmüş ateş karası
Üşüten ve ürperten sesi
Bunun ne suçu var tekrar tekrar
Bir bana bir de yavruma bakar
Derdime dert katar
Vesvasın vesvesesi
Bir de ölenle ölünmüyor tesellisi
Toprağa düşen Mehmetçik
Sahile vuran bedencik
Gördüğüm mezarcık
Sallanan beşik
Sokaktaki kedicik
Oyuncak tepsicik
Minicik birkaç bilezik
Pembe bir tokacık
Hepsi yaramda kıymık
Her yanım tırmık tırmık
Çok görmeyin bu yası
Yakup (as)’ın kayboldu da
On ikide bir tanesi
Yas oldu gündüzü, gecesi
Kapandı dünya penceresi
Rabbisine içten içe duası
Rabbî eşku bessî..