38,4344$% 0.22
43,6270€% -0.34
51,1414£% -0.27
4.102,39%-0,64
3.318,81%-0,92
9.490,90%1,92
**BEDİRHABER- ****[Diyanet](https://www.bedirhaber.com/diyanet) İşleri Başkanlığında** Din Görevlisi olarak çalışan ve girmek üzere gayret gösteren herkesin dikkatini çekmesi gereken sürekli bir yazı dizisidir.
Başkanlığımızdaki Müftüler, Vaizler, İmam -Hatipler, Müezzin-Kayyımlar, **Kur’an Kursu **Öğreticileri ve Dinini **İslam**i hassasiyette yaşamaya çalışan müminlerin dikkatini tevcih edeceği konulardır. Her bir soru ve cevap her müslümana özel bir çalışma ve destek olacaktır. Hayatınızdaki, **İslam**i yaşayışı helal daire içerisinde bulabileceğiniz ve bu konuda uzmanlığını yapmış olan yazarımız Dr. A.İsmet Çelik’in seçkin çalışma ve düzenlemesi ile sizlere sunuyoruz.
**ABDEST İLE İLGİLİ MUSAHHAH FETVALAR-2
****
11. Kadınların başlarının açık olması abdestlerine zarar verir mi? **
Müslüman hanımların tesettür/örtünme kurallarına riayet etmeleri farzdır (Nur, 24/31, 60; Ahzab, 33/33, 53-55, 59). Ergenlik çağından itibaren müslüman bayanların namahrem (kendileriyle evlenebileceği) erkeklerin bulunduğu yerlerde ve evlerinden dışarı çıkarken başlarını örtmeleri dini bir gerekliliktir. Ancak bu kurallara riayet etmemek, örneğin başı açık olarak gezmek, abdesti bozmaz. Abdesti bozacak durumlardan biri meydana gelmedikçe almış olduğu abdestle namaz kılabilir.
**12. Kalın bağırsak ameliyatından dolayı abdestini tutamayan kimse ne yapar? **
Özürlü kimsenin çamaşırına özür yerinden çıkarak bulaşan kan, irin, idrar, dışkı, cerahat gibi şeyler özrü devam ettiği müddetçe namaza engel değildir. Özür hali devam ettiği için bundan kaçınılması mümkün değildir. Ancak bunlar elbisesine tekrar bulaşmayacaksa, temizlenmesi gerekir (İbn Âbidîn, Reddü‟lmuhtar, l, 139, 281, 283; Zuhaylî, el-Fıkhu‟l-İslâmî, l, 288). Özür sahibi insanlar; bir vakit için aldığı abdestle o vakit çıkıncaya kadar bütün ibadetlerini yapabilirler. Mesela: Öğle vaktinde aldığı abdestle ikindi vaktine kadar diledikleri kadar namaz kılabilirler. Ancak yeni bir vakit girdiğinde tekrar abdest almaları gerekir. Maliki mezhebine göre namaz vakitlerinin girip çıkmasıyla özürlünün devam eden özründen dolayı abdesti bozulmaz (İbn Rüşd, Bidâyetü‟l-Müctehid, l, 47; Zuheylî, el-Fıkhu‟l-İslâmî, c. 1, 291, 294). Kalın bağırsak ameliyatı olup da sürekli dışkı çıkaran ya da bir namaz vakti hiç kesilmeden dışkı çıkarıp, sonra da her namaz vakti bu özrü en az bir kez tekrarlanan kişi özür sahibi sayılır. Bu durumda olan kişinin dışkısı, üzerinde bulunan bir torbada toplanıyorsa; bu torbayı çıkarıp boşaltmakta önemli bir zorluk yoksa boşaltır. Boşaltması ciddi anlamda sıkıntı veriyorsa, bu torba vücudunun bir parçası gibi düşünülebilir.
**13. Tenya ve benzeri bağırsak kurtları abdesti bozar mı? **
Vücuttan çıkan her türlü kan irin, akıntı, önden ve arkadan çıkan her şey abdesti bozar. Aynı şekilde arkadan (dübür) çıkan tenya ve benzeri kurtlar da abdesti bozar. Çünkü bunlar, necaset mahalli olan yerden çıkmaktadırlar (Merğînânî, el-Hidaye, I, 15).
**14. Kusmak abdesti bozar mı? **
Hz. Peygamber (s.a.s.)‟in kusmaktan dolayı abdest aldığı rivayet edilmiştir (Tirmizî, Taharet, 64). Ancak bunun ağız dolusu olması gerekir (Meydanî, elLübab, I, 18). Ağız dolusu kusulan şey, ister yemek, ister safra, ister kan olsun, abdesti bozar. Balgam ise tükürük hükmünde olup abdesti bozmaz. Ağız dolusu sayılmanın ölçüsü, gelen kusmuğun zorlanmadan tutulamayacak bir durumda olmasıdır. Aynı mekânda gelip, toplamı ağız dolusu olan kusmukla da abdest bozulur (Merğînânî, el-Hidâye, I, 14; Mevsılî, el-İhtiyar, I, 10). Şafiilere göre abdest sadece ön ve arkadan çıkan şeylerle bozulur. Bunların dışındaki yerlerden gelen sıvılar abdesti bozmaz. Dolayısıyla onlara göre, kusmakla abdest bozulmaz (Mâverdî, el-Hâvi‟l-Kebîr, Dâru‟l-Kütübi‟l-İlmiyye, Beyrut, 1414/1994, I, 199-200).
**15. Bayılma ve aklını yitirme abdesti bozar mı? **
Az ya da çok süre bayılmak, çıldırmak akıl hastası olmak, yürüyüşte gayrı ihtiyari bir sallantı meydana getirecek derecede sarhoş olmak veya sara nöbeti tutmak gibi aklın algılama gücünü gideren şeylerle abdest bozulur. Bunların kendileri abdest bozucu değildir. Ancak bu durumda olanlar, yaptıklarını veya kendilerinden meydana gelen şeyi bilmedikleri için abdestleri bozulmuş olur (Mevsılî, el-İhtiyar li ta‟lili‟l-Muhtar I, 10).
**16. Gülmek abdesti bozar mı? **
Namaz dışında gülmek abdesti bozmaz. Namazda iken, yanındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek hem abdesti hem de namazı bozar (Merğînânî, I, 15). Nitekim Hz. Peygamber namazda sesli olarak gülen birisine hem namazını ve hem de abdestini yenilemesini emretmiştir (Darekutnî, Sünen, I, 162). Ancak namazda ses çıkarmadan tebessüm etmek namazı da abdesti de bozmaz. Bazı mezhepler namazda gülmekle sadece namazın bozulacağı görüşündedir (İbn Kudame el-Muğnî, I, 211).
**17. Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır? **
Kırılan veya yaralı olan bir organı yıkamak, yaraya zarar verirse veya yaranın iyileşmesini geciktirecek olursa üzerine bağlı olan alçı veya bez sargıya yahut ip ya da başka bir şeyle bağlanan pamuğa abdestte veya gusülde bir defa mesh edilir. Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken yaraya zarar vermiyorsa bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması halinde çözülmeyip üzerine mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)‟e sordum, O da sargıların üzerine mesh etmemi emretti” (İbni Mâce, Taharet, 134). Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya düşmesi halinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi halinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.
**18. Mest nedir? Mest nelere ve nasıl yapılır? Mest üzerine mesh etmenin şartları nelerdir? **
Mest, ayakları topuklarıyla yani ayak bilekleriyle beraber örten bir tür ayakkabıya verilen isimdir. İslâm dini namazı, dinin temel vecîbelerinden saymış olmasının yanı sıra, her türlü mükellefiyette zorluğu gidermeye ve kolaylığı temin etmeye de ayrı bir önem vermiştir. Bu kabilden olmak üzere, mükellefler için mest veya sargı üzerine mesh yaparak abdest alma ve böylece üzerine düşen ibadetleri ifa etme imkânı getirmiştir. Mesh, bir nevi hükmî temizlik olup; abdestte bir uzvun, ayağa giyilen mestin veya yaraya sarılan sargının üzerine ıslak elle; teyemmümde ise toprağa sürülmüş elle yüz ve kollar üzerine yapılır. Abdest alırken mestler üzerine mesh etmek Peygamberimiz (s.a.s.)‟insünneti ile sabittir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.)‟in abdest aldığını ve mestlerinin üzerine mesh ettiğini bildiren birçok rivayet vardır (Buhârî, Vudu, 35, 48; Müslim, Taharet, 72, 73). Mestler üzerine meshin caiz olabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır: a) Ayaklar yıkanarak alınan bir abdestten sonra giyilmiş olması, b) Ayağa giyilmiş olarak normal bir yürüyüşle yaklaşık 5 km. veya daha fazla yürüyecek kadar dayanıklı olması, c) Mestlerin bağsız olarak ayakta durabilecek kadar sağlam ve kalın olması, d) Mestlerin her birinde, ayak parmağının küçüklerinden üçünün gireceği kadar genişlikte delik bulunmaması, e) Hemen suyu emerek ayağa geçirmemesi, f) Mesti giyenin ayağı tümüyle kopuk ve yok olmaması; en azından ayağının ön kısmında, elin küçük parmağıyla üç parmak kadar bir parça bulunmalıdır. Mestler üzerine mesh edildiği gibi, mest özelliği taşıyan çizme, potin, yukarıdaki şartları taşıyan çorap ve benzeri şeyler de Hanefîler‟e göre mest hükmündedir. Devamlı olarak yerle temas halindeki çizme ve ayakkabılara mesh etmek yeterli olmayıp; varsa üzerindeki necis maddelerin de temizlenmesi gerekir. Abdestli olarak ayağına mest giyen kimse, mest giydikten sonra ilk defa abdestinin bozulmasından itibaren, mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzerine mesh edebilir. Peygamberimiz (s.a.s.) misafir için üç gün üç geceyi, mukim için de bir gün bir geceyi mest süresi olarak tayin etmiştir (Neseî, Taharet, 98). Mesh ile abdest aldıktan sonra, abdestli iken ayağından mestlerini veya birini çıkarırsa, hades (abdestsizlik hali) ayağına geçmiş kabul edilir ve abdestini bozmadan ayaklarını yıkayıp tekrar mestleri giymesi gerekir. Abdesti yokken çıkarmışsa, tekrar abdest alması gerekir. Süresi dolduğunda, abdestli ise mestleri çıkarıp ayaklarını yıkaması yeterlidir; abdestsiz ise ayağını yıkayarak tam abdest almalıdır (Kasânî, Bedâiu‟s-sanaî, I/9).
**19. Özen göstermeyenin abdesti geçerli olur mu? **
Abdestte, yüzü, dirseklerle birlikte kolları yıkamak, başı mesh etmek ve ayakları topuklarla birlikte yıkamak farzdır. Yıkanması gereken organların, kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması ve başın dörtte birinin mesh edilmesi durumunda abdest geçerlidir. Zaruret olmadan bu organlardan az da olsa bir miktarı kuru kalırsa abdest sahih/geçerli olmaz. Peygamberimiz, (s.a.s.) abdest alırken ayaklarını yıkayıp ökçelerine su ulaşmayan birisini gördüğünde: “Vay bu ökçelerin ateşten haline” (Buhârî, Vudû 27, 29; Müslim, Tahâre 25, 26, 28) diyerek uyarıda bulunmuştur. Yine Peygamberimiz (s.a.s.); abdest alıp da ayağında tırnak kadar bir yer kuru kalan birisi yanına geldiğinde ona: “Dön de abdestini güzelce al” buyurmuşlardır (Müslim, Tahâre, 31; Ebû Dâvûd, Tahâre, 67; İbn Mâce, Tahâre, 139). Suyun abdest organlarının tamamına ulaşabilmesi için varsa parmaktaki yüzüğün oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dâhilinde çıkartılması gerekir (İbn Âbidîn, Reddü‟l-muhtar, I, 104). Abdestin yukarıda belirtilen farzlarının yanı sıra besmele ile başlamak, niyet etmek, organları üçer defa yıkamak gibi sünnetleri de vardır. Bu sünnetler, abdestin farzlarını tamamlar ve daha fazla sevap kazanmaya vesile olur. Farzları yapmış olmak, alınan abdest için geçerlidir. Ancak abdest alırken özen göstermemek veya abdestin sünnetlerini kasten terk etmek mekruhtur (İbn Âbidîn, Reddü‟l-muhtar, Riyad, 1423/2003, I, 218-219).
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.