38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
Muhterem Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayelerinden biri iyiliğin yeryüzüne hâkim olması, kötülüğün ortadan kaldırılmasıdır. Müslüman, hayatını iyiliğe adayan ve ömrünü iyiliklerle anlamlandıran kişidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s);اللهُمَّ اجْعَلْ الحَيَاةَ زِيَادَةً لِيْ فِي كُلِّ خَيْرٍ وَالمَوْتَ رَاحَةً لِيْ مِنْ كُلِّ شَرّٝ”Allah’ım! Yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap. Ölümü de benim için her türlü kötülükten kurtuluş sebebi yap!” (Müslim, Zikir, 2682) duasıyla iyilik için yaşamayı bir varoluş sebebi olarak takdim etmiştir.Kıymetli Müminler!Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, iyiliğin merkezine, imanı, ibadetleri ve güzel ahlakı yerleştirmiştir. İnancımıza göre bir fiilin iyilik olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle onu yapan kişinin mümin, samimi ve karşılığını sadece Yüce Allah’tan bekleyen biri olması gerekir.İyilik kavramı Kur’an-ı Kerim ve hadislerde birr, hayır, hasenat, salihat, maruf, ihsan, infak, cûd, ikram ve îsar kavramları ile etraflıca anlatılmıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) iyiliği şöyle tarif eder:البِرُّ مَا اطْمَأَنَّتْ إِلَيْهِ النَّفْسُ وَاطْمَأَنَ إِلَيْهِ القَلْبُ، وَالإِثْمُ مَا حَاكَ فِي النَّفْسِ وَتَرَدَّدَ فِي الصَّدْرِ وَإِنْ أَفْتَاكَ النَّاسُ وَأَفْتَوْكَİyilik, insanın ruhu ve kalbiyle rahatlık duyduğu şeydir. Günah ise, insanın ruhunda şüphe uyandıran ve göğsünde tereddüt yaratan şeydir. Velev ki insanlar sana başka şeyler söylesin.” (Müsned, 4/194) Bu hadis, insanın gönlünün ve kalbinin rahat ettiği, doğru olduğuna emin olduğu şeyin iyilik olduğunu, şüphe ve tereddüt doğuran şeyin ise günah olduğunu vurgulamaktadır.Vicdanlarımız, karar vermemiz gereken her noktada bizi iyiliğe doğru yönlendiren sağlam bir pusuladır. Yeter ki biz onu köreltmeyelim! Vicdanlar köreldi mi ortada ne iyilik kalır, ne hayır, ne hasenat.Değerli Kardeşlerim!İyiliğe niyet etmek dahi bir iyiliktir. Nitekim Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:مَنْ هَمَّ بِحَسَنَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَ اللهُ لَهُ عِندَهُ حَسَنَةٍ كَامِلَةٍ”Kim bir iyilik yapmaya niyet eder de yapamazsa, Allah ona tam bir iyilik (işlemiş gibi sevap) yazdırır; iyiliğe niyet eder de işlerse, Allah ona 10 iyilikten 700 iyiliğe kadar hatta daha da fazla iyilik sevabı yazdırır.” (Buhârî, Rikak, 31)Kur’an-ı Kerim’de iyiliğe teşvik eden birçok ayet vardır. Rabbimiz buyuruyor ki:وَمِمَّا رَزَقْنَاهُم يُنفِقُونَ”Onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.” (Bakara, 2/3)Aziz Müminler!İyilik deyince sadece maddi yardım anlaşılmamalıdır. Güzel söz söylemek, tebessüm etmek, bir hüznü paylaşmak yahut bir sevince ortak olmak da iyiliktir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): – كلُّ معروفٍ صدقةٌ وإن من المعروفِ أن تَلْقَى أخاك بوجهٍ طَلْقٍ وأن تُفْرِغَ من دَلْوِكَ في إناءِ أَخِيكَ “Her iyilik bir sadakadır. İyiliklerden biri de, kardeşini güler yüzle karşılaman ve kovandan kardeşinin kasesine su dökmenin ta kendisidir.” (Müslim, Zekât, 55)Ramazan ayı, bizler için bir rahmet ve bereket mevsimidir. Bu mübarek ayda yapacağımız ibadetler, infak ve yardımlaşma, Allah katında daha da kıymetlidir. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizleri şöyle uyarıyor:يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فِيهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَاعَةٌ وَالْكَافِرُونَ هُمُ الظَّالِمُونَ“Ey iman edenler! Ne alışverişin ne bir dosttan yardım beklemenin ne de bir kimseden şefaat ummanın mümkün olmadığı bir gün gelmeden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden harcayın. Kâfirler, zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara 2/254)Efendimiz (s.a.s) de cömertliğin faziletine şöyle işaret etmektedir:«السَّخِيُّ قَرِيبٌ مِنَ اللَّهِ قَرِيبٌ مِنَ الجَنَّةِ قَرِيبٌ مِنَ النَّاسِ بَعِيدٌ مِنَ النَّارِ، وَالبَخِيلُ بَعِيدٌ مِنَ اللَّهِ بَعِيدٌ مِنَ الجَنَّةِ بَعِيدٌ مِنَ النَّاسِ قَرِيبٌ مِنَ النَّارِ، وَالْجَاهِلُ السَّخِيُّ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ عَابِدٍ بَخِيلٍ»”Cömert insan, Allah’a, cennete ve insanlara yakın; cehenneme uzaktır. Cimri ise Allah’a, cennete ve insanlara uzak; cehenneme yakındır. Cahil bir cömert, cimri bir âbidden daha sevimlidir.” (Tirmizî, Birr 40; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat 3/27)Ramazan, cömertliğin ve paylaşmanın en güzel şekilde yaşandığı bir aydır. Efendimiz (s.a.s), Ramazan ayında adeta cömertliğin zirvesine ulaşır, elinde ne varsa dağıtırdı. İbn Abbas (r.a) şöyle anlatıyor:“Rasûlullah (s.a.s), insanların en cömerdi idi. Hele Ramazan’da Cebrâil (a.s) ile buluştuğu zaman cömertliği daha da artardı. O günlerde Rasûlullah (s.a.s), rahmet getiren rüzgârdan daha cömert olurdu.” (Buhârî, Bedü’l–vahy 5, 6; Savm 7; Müslim, Fezâil 48, 50)Kıymetli Müminler,İnfak, sadece genişlik zamanlarında değil, darlık zamanlarında da yapılmalıdır. Kur’an-ı Kerim bizleri bu konuda şöyle yönlendiriyor:يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَهُمْ لَهَا سَابِقُونَ“Rabbiniz tarafından bir mağfirete, genişliği göklerle yer kadar olan ve müttakiler için hazırlanmış olan bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun! O müttakîler ki bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar…” (Âl-i İmran 133-134)Efendimiz (s.a.s), en faziletli sadakanın fakirin cömertliğinden kaynaklanan sadaka olduğunu bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:أَفْضَلُ الصَّدَقَةِ أَنْ تَصَدَّقَ وَأَنْتَ صَحِيحٌ شَحِيحٌ تَأْمُلُ الْغِنَى وَتَخْشَى الْفَقْرَ “Sağlıklıyken, mala karşı tamahkârken, zenginliği umarken ve fakirlikten korkarken verdiğin sadaka en faziletli sadakadır.” (Buhârî, Zekât 11)Bu hadis, en faziletli sadakanın hangi şartlarda verildiğini açıklamaktadır. Efendimiz (s.a.s), sağlıklı ve mala düşkün olunan bir dönemde, zenginliği umut ederken ve fakirlik korkusu taşırken verilen sadakanın en makbul olduğunu bildirmiştir. Bu, kişinin gerçekten malına ihtiyaç duyduğu bir anda yaptığı fedakârlığın, Allah katında daha büyük bir değer taşıdığını gösterir. Yani sadaka, sadece fazla olanı vermek değil, kişinin kendisi için önemli olanı paylaşmasıyla daha faziletli hâle gelir.Ramazan’da infak ve yardımlaşma, kardeşlik ve dostluk bağlarımızı güçlendiren bir vesiledir. İnsanın oruçlu iken açlığı hissetmesi, muhtaçların hâlini daha iyi anlamasına vesile olur. Bu bilinçle, özellikle Ramazan’da daha fazla hayır ve hasenatta bulunmalıyız.Değerli Kardeşlerim,Fıtır sadakası da Ramazan ayının önemli bir ibadetidir. Fitre, fakirlerin bayram sevincine ortak olmalarını sağlamak için verilmesi gereken bir sadakadır. Fitre, hicretin ikinci yılında farz kılınmış olup, Efendimiz (s.a.s) şu hadisiyle bunun önemini vurgulamıştır:İbn Ömer (r.a) şöyle rivayet etmiştir: “Rasûlullah (s.a.s), fitre sadakasını bir sa’ hurma veya bir sa’ arpa olarak farz kıldı. Hür olsun, köle olsun, erkek olsun, kadın olsun, küçük olsun, büyük olsun her Müslüman adına verilmesini emretti ve insanların bayram namazına çıkmadan önce verilmesini söyledi.” (Müslim, Zekât 12)Hanefi mezhebine göre fitre, vacip bir ibadet olup zekâtın verildiği yerlere verilebilir. Fitrenin temel amacı, toplumda bulunan yoksul ve muhtaç kişilerin bayrama sevinçle girebilmesini sağlamaktır. Bu nedenle, fitrenin bayramdan önce verilmesi büyük önem taşır. Fitrenin erkenden verilmesi, ihtiyaç sahiplerinin zamanında gerekli olan gıda, giysi veya diğer temel ihtiyaçlarını karşılamalarına vesile olur. Bayram gününe bırakılması durumunda, bu yardımların etkisi azalabilir ve muhtaç kişiler bayram gününe hazırlıksız girebilirler. Dolayısıyla fitreyi vakitlice vermek, hem ibadetin ruhuna uygun hem de ihtiyaç sahipleri açısından daha faydalı olacaktır. Aziz Müminler,Unutmayalım ki, yardımları geciktirmemeli ve ihtiyaç sahiplerine bir an önce ulaştırmalıyız. “Kadir gecesinde verelim daha çok sevap kazanalım” düşüncesi, bir açıdan yanlış olabilir. Çünkü ihtiyaç sahipleri hemen yardım beklemektedir. Özellikle zulme uğrayan, yetim kalan ve ailelerinden ayrılmak zorunda kalan insanların durumları göz önüne alındığında, infak ve sadakanın zamanında ulaştırılması çok daha büyük bir önem taşımaktadır. İslam’da sadaka ve infakın en makbul şekillerinden biri de, ihtiyaç anında verilen yardımlardır. Dolayısıyla yardımları ertelemek yerine, mümkün olan en kısa sürede yerine ulaştırmak, hem insanlara fayda sağlamak hem de ibadetin ruhuna uygun hareket etmek anlamına gelir.Unutulmamalıdır ki, yapılan her yardım, ne zaman olursa olsun Allah katında makbul olup, büyük bir ecir ve sevap vesilesi olacaktır.Rabbimiz yaptığımız hayırları kabul eylesin, bizleri bağışlayarak cennetiyle mükâfatlandırsın.Allah hepimizi Ramazan ayının rahmetinden ve bereketinden en iyi şekilde istifade edenlerden eylesin. Amin!
Derleyen
Erdal ATAK
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.