DOLAR

35,5594$% 0.16

EURO

36,5618% -0.36

STERLİN

43,2938£% -0.53

GRAM ALTIN

3.080,73%-0,39

ONS

2.700,74%-0,53

BİST100

9.977,94%1,13

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

İslam’ın Beden ve Ruh Sağlığına Yönelik Rehberliği

İslam’ın Beden ve Ruh Sağlığına Yönelik Rehberliği
0

BEĞENDİM

Sağlık ve Afiyetin Önemi

Şüphesiz Allah Teâlâ’nın insana bahşettiği en büyük nimetlerden biri sağlık ve afiyettir. Bu yüzden Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“مَنْ أَصْبَحَ مِنْكُمْ مُعَافًى فِي جَسَدِهِ، آمِنًا فِي سِرْبِهِ، عِنْدَهُ قُوتُ يَوْمِهِ، فَكَأَنَّمَا حِيزَتْ لَهُ الدُّنْيَا بِحَذَافِيرِهَا”

“Sizden kim bedenî olarak sağlıklı, bulunduğu yerde güven içinde ve günlük yiyeceğine sahip olarak sabaha erişirse, sanki dünya nimetleri ona tamamen verilmiş gibidir.” (Tirmizî, Zühd, 34)

İşte hadislerin tam metinleri ve kısa açıklamaları:

1. Afiyet Duası
“اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي دِينِي وَدُنْيَايَ وَأَهْلِي وَمَالِي…”
“Allah’ım! Senden dünya ve ahirette afiyet diliyorum. Allah’ım! Senden dinimde, dünyamda, ailemde ve malımda af ve afiyet diliyorum.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 32)


Bu dua, Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’tan afiyet talep ettiği önemli bir dua örneğidir. Afiyet, bedenin, ruhun ve kalbin huzur ve sağlığı anlamına gelir. Efendimiz (s.a.v.), bu duayı her durumda afiyetin ve huzurun Allah’tan talep edilmesi gerektiğini vurgulamak için sıkça dile getirmiştir.

2. Afiyet ve Yakin (Kesin İman) İstemek
“سَلُوا اللَّهَ الْعَافِيَةَ وَالْيَقِينَ…”
“Allah’tan afiyet ve yakin (kesin iman) isteyin…” (Tirmizî, Deavât, 78)


Bu hadiste, Efendimiz (s.a.v.) hem afiyetin hem de yakin (kesin iman)in önemini vurgulamaktadır. Afiyet, bedensel ve manevi sağlık anlamına gelirken, yakin ise Allah’a olan kesin ve sarsılmaz iman anlamına gelir. Müslümanlar, hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlü olmalı ve imanlarını en yüksek derecede tutmalıdır.

3. Güçlü Müminin Önemi
“الْمُؤْمِنُ الْقَوِيُّ خَيْرٌ وَأَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِ الضَّعِيفِ…”
“Güçlü mümin, zayıf müminden Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir…” (Müslim, Kader, 34)


Bu hadis, güçlü bir müminin daha hayırlı olduğunu ve Allah katında daha sevilen bir kişi olduğunu belirtmektedir. Güçlü mümin, fiziksel ve manevi açıdan güçlü olmalı, zorluklara karşı dirençli ve sabırlı olmalıdır. Bu güç, insanın Allah’a olan yakınlığını artırır.

4. Bedenin Hakları
“فَإِنَّ لِجَسَدِكَ عَلَيْكَ حَقًّا…”
“Çünkü bedeninin senin üzerinde hakkı vardır…” (Buhârî, Savm, 55)


Bu hadis, bedenin sağlığına özen göstermek gerektiğini ifade eder. İnsan, bedeni üzerinde haklar olan bir varlıktır ve bu hakları ihmal etmemelidir. Beden, ibadetlere uygun bir şekilde sağlıklı olmalı, aşırılıklardan kaçınılmalıdır.

Sağlığı Korumak İçin Alınacak Tedbirler

1. Temizlik

İslam, temizliğe büyük önem vermiştir ve temizlik, sadece fiziksel bir gereklilik değil, aynı zamanda ruhsal ve manevi bir durum olarak kabul edilmiştir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), temizliğin dini bir sorumluluk olduğuna vurgu yapmış ve müslümanların bedenlerini temiz tutmalarını öğütlemiştir. Bir hadisinde şöyle buyurmuştur:

“طَهِّرُوا أَجْسَادَكُمْ طَهَّرَكُمُ اللَّهُ”

“Bedenlerinizi temiz tutun ki Allah da sizi temiz tutsun.” (Taberânî, Evsat, 5084)

Bu hadis, temizlikten sadece fiziksel sağlık değil, aynı zamanda ruhsal temizlik de kast edildiğini ifade eder. Bedenin temizliği, kalbin ve ruhun da temizliğine zemin hazırlar. Temizlik, yalnızca bedensel bir ihtiyaç değil, Allah’ın razı olacağı bir yaşam tarzıdır. Abdest almak da bu temizliklerin başında gelir. Abdest, müslümanın ibadetle birlikte temizlenmesine vesile olur:

“أَرَأَيْتُمْ لَوْ أَنَّ نَهْرًا بِبَابِ أَحَدِكُمْ يَغْتَسِلُ مِنْهُ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسَ مَرَّاتٍ، هَلْ يَبْقَى مِنْ دَرَنِهِ شَيْءٌ؟”

“Birinizin kapısının önünde her gün beş defa yıkandığı bir nehir bulunsa, bedeninde kirden bir şey kalır mı?” (Buhârî, Mevâkît, 6)

Bu hadis, namazın beden üzerindeki temizleyici etkisini güçlü bir şekilde ifade eder. Beş vakit namaz, bir insanın bedenini ve ruhunu arındırarak, ona manevi bir temizlik sağlar. Namaz, bir tür manevi banyodur ve her bir rüku, her bir secde, insanın kalp ve ruhundaki kirleri temizler. Dolayısıyla, temizlik yalnızca dışarıya yönelik değil, ruhsal bir arınmayı da içerir.

2. Koruyucu Tedbirler

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), sağlık ve afiyetin korunması adına, çeşitli hastalıklara karşı korunma tedbirlerini de müslümanlara öğretmiştir. Özellikle bulaşıcı hastalıklardan korunmak için alınacak önlemler önemlidir. Bununla ilgili olarak Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şu şekilde buyurmuştur:

“إِذَا سَمِعْتُمْ بِالطَّاعُونِ فِي أَرْضٍ فَلَا تَدْخُلُوهَا، وَإِذَا وَقَعَ فِي أَرْضٍ وَأَنْتُمْ فِيهَا فَلَا تَخْرُجُوا مِنْهَا.”

“Bir yerde veba salgını çıktığını duyarsanız oraya girmeyin. Eğer veba bulunduğunuz bir yerde ortaya çıkarsa, o yerden çıkmayın.” (Buhârî, Tıb, 30)

Bu hadis, salgın hastalıklar karşısında alınması gereken tedbirleri açıkça ortaya koymaktadır. İnsanların, tehlikeli hastalıkların yayıldığı bölgelere girmemeleri gerektiği uyarısı, hem bireysel hem de toplumsal sağlığı koruma adına son derece önemlidir. Veba ve benzeri hastalıkların yayılmasının önüne geçebilmek için, İslam toplumu bilinçli bir şekilde bu tür tehlikelerden uzak durmalıdır.

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) aynı zamanda hastalıkların bulaşmasını engellemek için, hasta kişilerle teması sınırlamayı ve sağlıklı kişilerin korunmasını teşvik etmiştir. İnsanların sağlıklarını korumak için sosyal mesafe, temizlik ve hijyen kurallarına uymaları gerektiği vurgulanmış, bu da İslam’ın sağlığa verdiği önemin bir göstergesi olmuştur.

3. Az Yemek, Az Uyuma ve Az Konuşma

İslam, bedenin sağlığını korumak ve ruhu temiz tutmak adına, yemek, uyuma ve konuşma gibi günlük alışkanlıklarda da itidali öğütlemiştir. Bu anlamda, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), müslümanların aşırı yemekten, çok uyumaktan ve gereksiz yere çok konuşmaktan sakınmalarını tavsiye etmiştir. Salihlerin alışkanlıkları da bunlardır. Az yemek, az uyumak ve az konuşmak, insanın gafletten uzak kalmasını sağlar. Aksine, çok yemek, çok uyumak ve gereksiz yere çok konuşmak, insanı gaflete düşürür ve büyük bir zarara yol açar.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) az yemekle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“مَا مَلَأَ آدَمِيٌّ وِعَاءً شَرٌّ مِّنْ بَطْنِهِ”

“İnsanoğlu için karın kadar kötü bir kaptanlık yoktur.” (Tirmizi, Zühd, 18)

Bu hadis, aşırı yemenin insanın sağlığına zarar vereceğini ve insanı manevi olarak da etkileyebileceğini anlatır. Çok yemek, kalbe kasvet verir, zihnî faaliyetleri zaafa uğratır ve bedeni hantallaştırır. Aynı zamanda, şehveti artırarak, aşırı uyuma isteğine sebep olur. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bu hususta müslümanların itidali elden bırakmamalarını istemiştir.

Az yemek, Allah’a yaklaşmayı kolaylaştırır. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin “Marifetname”sinde belirttiği gibi:

“Ehlullah demişlerdir ki: ‘Seni taşıyacak miktarda ye, sakın sen onu taşıyacak miktarda yeme. Yemeği o derecede ye ki, sen onu yemiş olasın. Sakın onun seni yiyeceği şekilde çok yeme. Eğer sen onu yersen hepsi nur ve can olur. Eğer o seni yerse hepsi dert ve duman olur.”

Bu öğüt, insanın bedenini ve ruhunu dengelemesini sağlar. Nefsi terbiye etmek, kalp huzurunu kazanmak ve gafletten uzaklaşmak için az yemek en güzel yoldur. Müslüman, Allah’ın verdiği nimetleri şükürle ve ölçülü bir şekilde tüketmelidir.

Bir diğer önemli husus, az uyumadır. İslam, geceyi ibadetle değerlendirmeyi, az uyumayı ve geceyi uyanık geçirmek için seher vakitlerini değerlendirmeyi teşvik eder. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) geceleri genellikle az uyur, ibadetle meşgul olurdu. Az uyumanın ölçüsü, yalnızca ihtiyaç kadar uyumaktır. Bu da genellikle dört beş saat kadardır. Bu, insanın hem beden sağlığını korur hem de manevi gelişimini engellemeyen bir uyku düzenidir.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) aynı zamanda gereksiz yere çok konuşmaktan da sakınmayı öğütlemiştir. Çok konuşmak, insanın itibarını zedeler ve kendisini yalancılıktan sakındıramaz. Söz sırası geldiğinde konuşmak, ancak gereksiz laflardan kaçınmak, kişinin ahlakını da güzelleştirir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“مَنْ صَمَتَ نَجَا”

“Sükut eden kurtulmuştur.” (Tirmizi, Birr, 12)

Bu hadis, gereksiz sözlerin insanı sıkıntıya sokabileceğini ve huzursuzluğa yol açabileceğini belirtir. Konuşurken ya doğruyu söylemek ya da susmak gerektiği öğütlenir.

Sonuç olarak, İslam, sağlığın korunmasını sadece fiziksel olarak değil, ruhsal ve manevi bir bütünlük içinde değerlendirir. Temizlik, abdest, namaz, hastalıklardan korunma gibi öğretiler, bir müslümanın hem bedenini hem de ruhunu sağlıklı tutmaya yönelik tedbirlerdir. Peygamber Efendimizin öğretileri, bu tedbirlerin önemini bizlere hatırlatarak, sağlıklı bir yaşam sürmemiz için rehberlik etmektedir. Sağlık, Allah’ın bizlere verdiği en büyük nimetlerden biridir ve bu nimeti korumak, O’na karşı bir şükürdür.

İslam, sağlık ve afiyeti yalnızca bedensel bir durum olarak değil, aynı zamanda ruhsal bir sorumluluk olarak görmektedir. İslam, bireylerin bedenlerine, zihinlerine ve ruhlarına yönelik korunması gereken değerler olarak yaklaşır.

Bu bağlamda İslam, sadece fiziksel sağlıkla ilgilenmekle kalmaz, aynı zamanda bireyin iç huzurunu, kalp sağlığını da göz önünde bulundurur. İslam’ın sağlıkla ilgili emrettiği tedbirler, bedeni hastalıklardan koruma, ruhu arındırma ve toplumsal düzenin sağlanması adına çok geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Temizlik, dengeli beslenme, hareket etme, zararlı alışkanlıklardan kaçınma, geceyi gündüze katarak ibadetle meşgul olma ve duygusal dengeyi koruma gibi pek çok önemli husus, İslam’ın sağlığa dair sunduğu önemli öğretilerdir.

Bu öğretiler sadece bireysel sağlıkla sınırlı kalmaz, aynı zamanda toplum sağlığını da koruyacak düzenlemeleri içerir. Toplumda hastalıkların yayılmasının engellenmesi için yapılan tavsiyeler, bir sağlık sisteminin temelini oluşturur. Örneğin, temizliğe verilen önem ve hijyen kurallarının uygulanması, bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde çok büyük bir rol oynar.

İslam, sağlığı bir nimetten öte, sorumluluk olarak görür. İnsan, sağlıklı bir bedenle dünya hayatına hizmet etme fırsatına sahiptir. Dolayısıyla, sağlıklı bir yaşam sürmek, sadece bireysel bir kazanç değil, aynı zamanda toplumsal fayda sağlayan bir eylemdir. Bu bilinçle, sağlık ve afiyetin korunması, bir iman ve ibadet meselesi haline gelir.

Allah, bizleri sadece fiziksel değil, manevi olarak da afiyet içinde, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürmeye muvaffak kılsın. Âmin.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP