35,5435$% 0.28
36,6473€% 0.01
43,5426£% 0.17
3.100,09%0,27
2.713,92%-0,01
9.866,73%1,30
Güvenin zedelenmesi, toplumu içten içe çürüten ciddi bir sorundur. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), güvenilirliğin ne denli önemli olduğunu şu hadisiyle ifade etmiştir:
“أَرْبَعٌ مَنْ كُنَّ فِيْهِ كَانَ مُنَافِقًا خَالِصًا، وَمَنْ كَانَتْ فِيْهِ خَصلَةٌ مِنْهُنَّ كَانَتْ فِيْهِ خَصلَةٌ مِنَ النِفَاقِ حَتَّى يَدَعَهَا، إِذَا اؤْتُمِنَ خَانَ، وَإِذَا حَدَّثَ كَذَبَ، وَإِذَا عَاهَدَ غَدَرَ، وَإِذَا خَاصَمَ فَجَرَ.”
“Dört özellik kimde bulunursa o kişi tam münafıktır. Kimde bu özelliklerden biri varsa, onu terk edene kadar kendisinde nifak özelliği vardır: Kendisine güvenildiğinde ihanet eder, konuştuğunda yalan söyler, sözleşme yaptığında sözünde durmaz ve tartıştığında haddi aşar.” (Buhârî, Îmân, 34).
Bu hadiste, münafıklığın dört temel alameti sayılmıştır. Bunlardan biri olan “kendisine güvenildiğinde ihanet etmek”, güven zafiyetinin ve emanet bilincinin kaybolmasının en net göstergesidir. Güvenilirlik, bireyler arasında ilişkilerin sağlam kalmasını sağlar. Güvenin olmadığı yerde, huzur ve adalet de bulunmaz.
İhanet, insan ilişkilerinde derin yaralar açan bir davranıştır. İslam’da ihanetin ne kadar kötü bir özellik olduğu Kur’an’da açıkça belirtilmiştir:
“إِنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنْ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ خَوَانٍ كَفُورٍ” (Hac: 38).
“Allah, iman edenleri savunur. Şüphesiz Allah, hainlikte ısrar eden ve nankörlük eden hiç kimseyi sevmez.” (Hac Suresi, 38).
Bu ayette, ihanetin Allah’ın sevmediği bir özellik olduğu vurgulanmaktadır. İbn Kesir (rahimehullah), bu ayetin tefsirinde şöyle der: “Allah, antlaşmalarında hainlik eden ve nimete nankörlük eden kişileri sevmediğini bildiriyor” (İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, Hac Suresi 38. ayetin tefsiri).
İhanet, sadece bireysel bir günah değil, aynı zamanda toplumun bütünlüğünü tehdit eden bir ahlaki zaaf olarak kabul edilir. Bir toplumda güven ortamı yok olursa, bireyler arası ilişkiler zayıflar ve toplumsal huzur bozulur.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), ihanetin kötülüğünden Allah’a sığınmış ve duasında şöyle buyurmuştur:
“اللّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُوْعِ؛ فَإِنَّهُ بِئْسَ الضَّجِيعُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخِيَانَةِ؛ فَإِنَّهَا بِئْسَتِ الْبِطَانَةُ.”
“Allah’ım! Açlıktan sana sığınırım; çünkü o ne kötü bir arkadaştır. İhanetten de sana sığınırım; çünkü o ne kötü bir sırdaştır.” (Ebû Dâvûd, Salât, 367).
Bu dua, ihanetin insan için ne kadar zararlı ve tehlikeli bir özellik olduğunu göstermektedir. İhanet, hem dünyada hem de ahirette insanı utanca ve pişmanlığa sürükler. Müslüman, her zaman güvenilir olmalı ve ihanetin her türlüsünden uzak durmalıdır.
İhanetin toplumda oluşturduğu güvensizlik ortamı, sosyal yapıyı derinden sarsar. Kur’an’da, ihanetle ilgili şu hüküm yer alır:
“وَإِمَّا تَخَافَنَّ مِنْ قَوْمٍ خِيَانَةً فَانْبِذْ إِلَيْهِمْ عَلَى سَوَاءٍ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْخَائِنِينَ” (Enfâl: 58).
“Bir kavmin ihanet edeceğinden endişe edersen, sen de onlara karşı antlaşmayı feshettiğini açıkça bildir. Şüphesiz Allah hainleri sevmez.” (Enfâl Suresi, 58).
Taberî (rahimehullah), bu ayeti şöyle açıklar: “Allah, ihanet edeceklerini anladığın kişilerle antlaşmayı feshetmeni, ama bunu onlara açıkça ilan ederek yapmanı emreder. Zira ihanet ve gizli fesih, Müslüman’a yakışmaz” (Taberî, Câmiu’l-Beyân fî Te’vîli’l-Kur’ân, Enfâl Suresi 58. ayetin tefsiri).
İhanet, sadece bireyler arasında değil, toplumlar ve milletler arasında da güvensizlik oluşturur. Açık ve dürüst olmak, Müslümanların temel vasıflarındandır.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), ilerleyen zamanlarda insanların emanet bilincini yitireceğini ve güvensizlik içinde yaşayacaklarını şöyle haber vermiştir:
“إِنَّ بَعْدَكُمْ قَوْمًا يَخُونُونَ وَلَا يُؤْتَمَنُونَ، وَيَشْهَدُونَ وَلَا يُسْتَشْهَدُونَ، وَيَنْذِرُونَ وَلَا يُوفُونَ، وَيَظْهَرُ فِيهِمُ السِّمَنُ.”
“Sizden sonra öyle bir topluluk gelecek ki, ihanet ederler ve güvenilmezler, şahitlik ederler ama çağrılmadan, adak adarlar ama yerine getirmezler ve şişmanlık (refah ve dünya sevgisi) yayılır.” (Buhârî, Fiten, 6).
İmam Nevevî (rahimehullah) bu hadisi şöyle açıklar: “Bu kişilerdeki ihanet, öyle bir noktaya ulaşır ki, artık aralarında güven kalmaz” (Nevevî, Şerhu Sahîh-i Müslim).
İnsanların güvenilirliği kaybetmesi, toplumu yozlaştırır ve ahlaki çöküşe yol açar. Bu nedenle, her Müslümanın güvenilirliği bir hayat prensibi haline getirmesi gerekir.
İmam Gazâlî, “İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn” adlı eserinde güvenin toplumsal huzur için vazgeçilmez olduğunu belirtir. Ona göre, güvenin olmadığı bir toplumda ahlaki yozlaşma kaçınılmazdır. Gazâlî, güvenilir olmayan insanların dinî ve dünyevî konularda topluma zarar verdiğini ifade eder.
İbn Kesîr, bu ayetin tefsirinde şöyle der: “Allah, antlaşmalarında hainlik eden ve nimete nankörlük eden kişileri sevmediğini bildiriyor.” (İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, Hac Suresi 38. ayetin tefsiri).
İbn Kesîr’e göre, ihanet sadece bireysel değil, toplumsal güveni de sarsar ve Allah’ın hoşnutluğunu engeller.
İmam Nevevî, bu duanın ihanetin çirkinliğini ve Müslümanın ne kadar bu davranıştan uzak durması gerektiğini gösterdiğini belirtir. Ona göre, ihanet kalpteki fesadın bir yansımasıdır ve bu fesat temizlenmezse, kişinin ahlaki çöküşü kaçınılmaz olur.
Taberî, bu ayetin tefsirinde şöyle der: “Allah, ihanet edeceklerini anladığın kişilerle antlaşmayı feshetmeni, ama bunu onlara açıkça ilan ederek yapmanı emreder. Zira ihanet ve gizli fesih, Müslüman’a yakışmaz.” (Taberî, Câmiu’l-Beyân fî Te’vîli’l-Kur’ân, Enfâl Suresi 58. ayetin tefsiri).
İmam Nevevî bu hadisi şöyle açıklar: “Bu kişilerdeki ihanet, öyle bir noktaya ulaşır ki, artık aralarında güven kalmaz. Toplumun her alanında güvensizlik, yalan ve ihanet hakim olur.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.