36,6297$% -0.03
40,0520€% 0.4
47,6121£% 0.36
3.528,68%0,36
2.997,92%0,45
10.862,14%0,20
Sözlük Anlamı ve Tasavvufî Manası
İbnü’l-vakt, sözlük anlamı itibarıyla “zamanın çocuğu” demektir. Tasavvufî terminolojide ise bu tabir, Kur’ân ve Sünnet’e derin vukufiyeti olan, kendi dönemini iyi kavrayan, tekvinî emirleri (yaratılışla ilgili ilâhî kanunları) doğru okuyan, eşya ve hâdiseleri derinlemesine analiz edebilen kimseler için kullanılır. İbnü’l-vakt, insan, varlık ve Allah arasındaki ilişkiyi bütüncül bir bakışla kavrayan kişidir.
İbnü’l-Vakt Olmanın İki Temel Boyutu
Günümüz Müslümanlarına Düşen Sorumluluk
Günümüz Müslümanları, fen bilimleri ve sosyal bilimlerde çağın birikimini elde etmeli ve bu alanlarda söz sahibi olmalıdır. Aksi takdirde başkalarının vesayeti altında yaşamak zorunda kalırlar. Bilim ve teknolojiyi İslâm’ın hedefleri doğrultusunda kullanmak, uzun vadeli bir hedef olarak benimsenmelidir.
Terörün İslâmî Temeli Yoktur
Terör ve şiddet eylemleri, Kur’ân ve Sünnet’in ruhuyla taban tabana zıttır. Canlı bombalarla masum insanların canına kıymak, ibadethanelere saldırmak gibi eylemler, İslâm’ın temel değerleriyle bağdaşmaz. Bu tür eylemler, İslâm’ı doğru anlayamamanın ve dünyadaki gelişmelere bütüncül bakamamanın bir sonucudur.
Tarihî Örnekler ve İslâm’ın Hoşgörüsü
Osmanlı tarihinde, farklı din mensuplarının ibadethanelerine saygı gösterilmiş, kiliseler yakılıp yıkılmamıştır. Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’yı satın alarak camiye çevirmesi, bu hoşgörünün bir örneğidir. Hz. Ömer’in Kudüs’te kilise babalarına gösterdiği saygı da, İslâm’ın evrensel değerlerini yansıtır.
Terörün Sonuçları ve Gelecek Nesillere Etkisi
Şiddet eylemleri, gelecek nesillere kin, nefret ve intikam hisleri miras bırakır. Bugünün Müslümanları, var olan kin ve nefretleri toprağa gömmeli, sevgi ve barış atmosferi oluşturmalıdır. Radikalizm ve şiddet, İslâm’ın imajını zedelemekte ve düşmanlıkları derinleştirmektedir.
Hz. Ömer’in Kudüs’teki Tavrı
Kudüs’ün fethi sırasında Hz. Ömer, kilise babalarına gösterdiği saygıyla örnek bir davranış sergilemiştir. Namazını kilisede kılmayı reddederek, sonraki Müslümanların kiliseyi mescide çevirmesini engellemiştir. Bu, İslâm’ın hoşgörü ve adalet anlayışının somut bir örneğidir.
Günümüzdeki Eksiklikler
Bugün, Hz. Ömer’in gösterdiği bu ufka sahip olunmadığı açıktır. Müslümanlar, başka din mensuplarının kutsallarına saygı göstermeyi, İslâm’ın evrensel mesajının bir parçası olarak yeniden benimsemelidir.
Şiddetin Doğurduğu Sonuçlar
Şiddet eylemleri, toplumda kin ve nefreti artırır, yeni çatışmaların fitilini ateşler. Müslümanlar, bu sarmalı kırmak için sevgi ve barışı öne çıkarmalı, şiddetin yerine diyalog ve anlayışı koymalıdır.
İslâm’ın barışçıl mesajını yeniden öne çıkarmak için gayret etmek mühim bir vazifedir. İslâm, şiddet ve terörü değil, barış ve adaleti savunur. Müslümanlar, bu mesajı dünyaya doğru bir şekilde anlatmakla yükümlüdür. Radikal eylemler, İslâm’ın imajını zedelemekte ve düşmanlıkları derinleştirmektedir.
İbnü’l-vakt olmak, hem Kur’ân ve Sünnet’e vâkıf olmayı hem de çağın bilim, teknoloji ve kültürünü anlamayı gerektirir. Müslümanlar, terör ve şiddetten uzak durarak, İslâm’ın barışçıl ve adil mesajını dünyaya yeniden duyurmalıdır. Bu, hem İslâm’ın özüne uygun bir davranıştır hem de insanlığın huzuru için bir gerekliliktir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.