36,6297$% -0.03
40,0520€% 0.4
47,6121£% 0.36
3.528,68%0,36
2.997,92%0,45
10.862,14%0,20
“İslam Perspektifinden Cinsel Kimlik Gelişimi ve Eşcinsel Eğilimlerin Yönetimi: Manevi, Ailevi ve Toplumsal Rehberlik”
Eşcinsellik, tarih boyunca tartışılan ve farklı toplumlarda çeşitli bakış açılarıyla ele alınan bir konudur. İslam dininde bu yönelim bir imtihan olarak görülür ve kontrol edilmesi gerektiği belirtilir. Kuran’da, Lût kavmi örneği üzerinden eşcinselliğin kabul edilemez bir davranış olduğu vurgulanmıştır. Ancak modern bilim ve psikoloji, eşcinselliğin biyolojik ve genetik faktörlerle ilişkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, toplumda bu konunun nasıl ele alınması gerektiği üzerine dengeli bir yaklaşım geliştirmek büyük önem taşır.
Eşcinselliğin biyolojik ve genetik temellerine dair yapılan araştırmalar, insanların doğuştan belirli eğilimlerle dünyaya gelebileceğini göstermektedir. Her insanda karşı cinse ait hormonlar az miktarda bulunur ve bu durum, insanların birbirini anlamasını kolaylaştıran bir faktör olarak kabul edilir. Ancak hormonal veya genetik bazı farklılıklar, bireylerde eşcinsel eğilimlerin ortaya çıkmasına veya artmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, psikolojik ve çevresel etkenlerin de bu yönelimi güçlendirebileceği düşünülmektedir. Bu karmaşık etkileşim, konunun anlaşılması ve toplumsal yaklaşımların şekillenmesi açısından önemlidir.
Bu bağlamda, bireylerin bu eğilimleri kontrol altına alabilmesi için çeşitli tavsiyeler bulunmaktadır. Aşağıda, eşcinsellik eğilimlerinin kontrol altına alınması ve sağlıklı cinsel kimlik gelişiminin desteklenmesi için önerileri maddeler halinde, bir araya getirilmiştir:
Tavsiyeler: Eşcinsellik Eğilimlerinin Kontrolü ve Cinsel Kimlik Gelişiminin Desteklenmesi
1- Manevi Disiplin ve İbadet:
Oruç tutmak, zikir çekmek ve düzenli olarak Kur’an okumak,
İslami kitaplar ve tefsir çalışmalarıyla ilmi ve manevi bilgi edinmek,
Allah’ı sürekli hatırlamak, ölümü unutmamak suretiyle yaşamın geçiciliğini idrak etmek.
2- Toplumsal ve Sosyal Aktiviteler:
Hemcins bireylerle düzenli olarak bir araya gelip, cinsiyete uygun etkinlikler (oyunlar, programlar) düzenlemek,
Kendi cinsine yönelik davranışların teşvik edilmediği, sağlıklı sosyal ortamlar oluşturmak,
Mahremiyetin korunmasına özen gösteren (özellikle kapalı alanlar) ortamlar …
3- Aile İçi Yönlendirme ve Eğitim:
Çocukluk ve ergenlik döneminde doğru cinsel kimlik gelişiminin desteklenmesi; çocukların cinsiyetlerine uygun şekilde yetiştirilmesi,
Ailelerin, erkek çocuklarının babalarıyla, kız çocuklarının anneleriyle sağlıklı ve güçlü iletişim kurmalarını sağlaması,
Toplumsal rollerin ve aile içi dengeli otorite yapısının bilinçli bir şekilde öğretilmesi; aşırı yasaklar yerine usulü, bilgiye dayalı yönlendirmelerin teşvik edilmesi.
4- Ergenlik Dönemi ve Açık İletişim:
Ergenlik çağındaki gençlerin cinsellikle ilgili sorularına çekinmeden, usulüne uygun ve açık cevaplar verilmesi,
Çocuklar, öğrenmeye hazır oldukları konuları sormadıkları için, merak ettiklerini uygun dille ve anlayışla açıklamak.
5- Dengeli ve Özenli Yaklaşım:
Bu tür hassas konularda ne abartılı müdahaleden ne de ilgisizlikten kaçınılmalı; uyanık bir sessizlik ve dengeli müdahale şarttır,
Aile içi ve sosyal çevrelerde, sorunu abartılı yasaklarla çözmeye çalışmak yerine, bilinçli bilgilendirme ve sağduyu ile yaklaşılmalıdır.
6- Aile İçi Roller ve Model Oluşturma:
Aile içinde erkeğin saygın ve hafif başat konumunun korunması, böylece erkek çocuklarda yanlış örneklerin oluşmasının önlenmesi,
Babaların çocuklarıyla düzenli vakit geçirmesi, onların sorularını yanıtlaması ve model teşkil etmesi önemlidir.
7- Profesyonel Destek:
Aile ve bireyler, bu konularda darda kalırlarsa ya da sorunun boyutu büyürse, mutlaka alanında uzman psikiyatrist, aile danışmanı veya ilim adamlarından destek almalıdır.
Bu maddeler, hem bireysel manevi disiplinin hem de aile içi ve toplumsal düzenin korunmasına yönelik kapsamlı bir yaklaşım sunar. Tavsiyeler, cinsel kimlik gelişiminin doğal sürecine müdahale etmek yerine, doğru yönlendirme ve destekle sağlıklı bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Özellikle ergenlik döneminde, gençlerin cinsellikle ilgili sorularına sağlıklı ve açık cevaplar verilmelidir. Eşcinsellik, sadece erkekler arasında değil, kadınlar arasında da gözlemlenmektedir. Ancak kadınlarda bu eğilimin daha belirsiz olduğu ve mutlu bir evlilikle aşılabildiği belirtilmektedir.
Toplum olarak, kadın-erkek mahremiyetine dikkat ederken, aynı cinsiyetten bireyler arasındaki mahremiyet kurallarını da göz ardı etmemek gerekir. Bu noktada, mahremiyet ve tesettür kurallarının her iki cins için de nasıl uygulanması gerektiği üzerine araştırmalar yapmak faydalı olacaktır.
Not: Eşcinsellik aslında sadece erkeklere has bir durum değil. Kadınlar arasında da bu problem hatırı sayılır biçimde yaşanıyor. Yalnız, bayanlardaki şekli daha belirsiz seyrediyor ve pek de dirençli, devamlı olmuyor. Normal bir cinsel hayat ve mutlu bir evlilik, problemi çözmeye yetiyor genellikle. Yine de özellikle bayanların toplu kaldığı yerlerde dikkatli olmak gerekiyor.
Maalesef biz toplum olarak kadın-erkek mahremiyetine “çok” dikkat ederken, mahremiyetin erkek-erkek ve kadın-kadın arasındaki biçimlerini bazı zamanlar sanırım ihmal ediyoruz. Her iki cins açısından, problemin bir sebebi de bu. Bu noktada, biraz kitap karıştırıp erkeğin erkeğe, kadının kadına karşı mahremiyet ve tesettür ölçüsünü öğrenmeye ne dersiniz?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.