Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) bir gün Kabe’yi tavaf etti ve şöyle dedi “Allah’a yemin olsun ki; Ey Kabe! Müminin canı, malı ve kanı, Allah katında, Senden daha üstün ve değerlidir. Muhakkak ki, mümin hakkında hayır düşünürüz.”(1)
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde ; ‘Mü’minler ancak kardeştirler.’ (2) buyuruyor. Bu kardeşlik sevgi, saygı, anlayış, dayanışma, yardımlaşma, kin ve düşmanlıktan uzak kalma gibi hususları da beraberinde getirir. Tam bir kenetlenmeyi sağlar, adeta ayrı bedenlerde yaşayan tek ruh haline getirir. Resulullah(s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurdu: “Mümin mümine karşı bir binanın kenetlenmiş taşları gibidir. Biri diğerine kuvvet verir.”(3)
Yüce dinimiz, inanç birliğini akrabalık da dahil olmak üzere, bütün yakınlıkların üstünde tutar. Nitekim Tevbe süresinde: “Ey iman edenler! Eğer kafir olmayı imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dost edinmeyiniz” (4) buyurulmuştur.
Toplum arasında birliği tesis etmekte dinimizin ibadet anlayışının ayrı bir yeri vardır. Mesela günde beş vakit kıldığımız namazın her rekatında “Ancak Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz”(5)hitabında “ederim, dilerim” yerine “ederiz, dileriz” denilmesinde ; tevhit ehlinin bütünlüğüne işaret vardır. Bu suretle ‘ sen, ben değil, biz varız’ ilkesi ön plana çıkmakta ve fert- toplum arasında denge korunmaktadır. ‘Biz’i oluşturan bağ, imandır, kardeşliktir. (6) Bu kardeşlik ise yardımlaşmayı ve dayanışmayı gerektirir.
Yunus’la son noktayı koyalım;
‘Gelin tanış olalım,işi kolay kılalım /Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.’
1-İbn-i Mace,Fiten, 2
2-Hucurat, 10
3-Tirmizi, Birr,18
4-Tevbe, 23
5-Fatiha, 5
6-Buhari, Nikah, 45