Aynı ana-babadan meydana gelenlere kan kardeşliği dendiği gibi aynı inancı benimseyenlere de din kardeşliği denir. İslamiyet inananların kardeş olduğunu, bundan dolay da kardeşlik sorumluluk ve haklarının olduğunu beyan etmiş!
Oruç tutmak zordur. Hele uzun günlerde açlık, susuzluk, güçsüzlük vb. birçok zor şartlara rağmen insanlar direniyor, gayret ediyor ve zorlana zorlana oruçlarını tutuyorlar. Bu bir ibadettir ve her ibadetin de zorlukları vardır.
Aynen öylede İslam kardeşliğini yaşamak için hem niyet, hem ilim, hem de ciddi gayret gerekir. İslam kardeşliğini yaşamak Yüce Allah’ın emridir ve bir ibadettir. İslam kardeşliğini yaşamada en büyük engel bilgisizlik, nefis ve şeytandır.
İslam kardeşliğini inşa etmek için: Her şeyden önce kuvvetli iman kazanmak lazım. Müminlere karşı şartsız sevgi, saygı ve muhabbet gerekir. Müminleri ziyaret etme, selamlaşma, hediyeleşme şarttır. Güler yüz, merhamet elzemdir. Affedici olma, kusurları görmeme altın kurallardır.
Resulüllah Efendimiz (sav) buyurdular ki: “Allah Teala şöyle buyurdu: “Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur.” (Muvatta, Şi’r, 16)
İslam kardeşliğinin önündeki engeller: Sert, haşin, hırçın ve öfkeli davranışlar, alaya alma, lakap takma, haset etme, su-i zanda bulunma, kötü söz söyleme, kusur ve ayıpları araştırmak vb.
İslam kardeşliğini yaşamak için önce bilgi gerekir. Özellikle Hucurat suresindeki kardeşlik kurallarını ve Resuli Ekrem’in beyan buyurup yaşadığı kardeşlik kurallarını öğrenmemiz lazım.
Sonra kardeşliğimizi pekiştirecek adımları atmamız gerekir. Kardeşliğimize engel olacak tuzaklardan uzaklaşmamız gerekir.
Günümüzde farklı mezhepler, farklı tarikatlar, farklı partiler, farklı ırklar, farklı diller var! Ve bunlar bir vakıadır. Bunlar yok olmaz. Bu farklılıkları bahane edip İslam kardeşliğimize zarar vermememiz gerekir. Daima üst kimlikte ittifak etmemiz lazım. Oda Müslümanlık kimliğimizdir.
Bütün ibadetleri yaşamada zorluklar olduğu gibi İslam kardeşliğini yaşamada da zorluklar vardır. Bu zorlukları aşmak için hem niyet hem ilim hem de gayret gerekir.
Müslüman dünyası olarak ne hazin bir durumdayız ki; müminler düşmanlıkta adeta birbirleriyle yarış yapıyor, eften püften bahanelerle birbirine düşmanlık yapıyor, birbirine saldırıyor, malına, mülküne, canına, onuruna kastediyor, Kur’an ve sünnetin kuralları dinlenmiyor ve yaşanmıyor. Toplumların önderleri bundan sorumlu olduğu gibi, herkes seviyesine göre sorumludur. Bu konuda hiç kimsenin mazereti yoktur.
Ey inananlar! Kur’an ve sünnet ölçülerine dönelim, İslam kardeşliğini nefis ve şeytanların istediği gibi değil, Allah Teala’nın emrettiği, Resulüllah’ın yaşadığı gibi yaşayalım!
“Ey iman edenler! Kural koymada Allah ve Resulünün önüne geçmeyin. Allah’ın koyduğu kurallara (uyun) saygılı olun. Zira Allah her söylediğinizi duyan ve her yaptığınızı bilendir.” (Hucurat suresi, 1)
Bütün ibadetleri yaparken kendimizi zorladığımız gibi, İslam kardeşliğini oluşturmada da kendimizi zorlamamız, çalışmamız ve gayret etmemiz gerekir. İşte böyle yapanlar büyük bir ibadet yapmış ve sevap kazanmış olurlar.