Bedir Haber

İslam Fıkıh Tarihi

İslam Fıkıh Tarihi
Mehmet FAKİH( mehmet.fakih@bedirhaber.com )
183 views
28 Aralık 2014 - 10:46

İslâm bütüncül bir sistemdir insanın hayatının bütününü kapsayacak hiçbir evresinde ve devresinde boşluğa mahal vermemekte bu ister itikatta ibadette, sosyal hayatta, İktisatta, siyasette şer i’ hüküm  koymada ister ahirette neyin nasıl olacağı hakkında olsun meseleler ariz ve amik  ele almıştır

İslâm fıkhı, çeşitli muameleleri, insanların birbiriler ile olan her türlü ilişkilerini, ibadetler ve muameleler hakkındaki feri hükümlerini ince bir şekilde  düzene koyan dalıdır.

Biz burada islâm fıkıh tarihini özet olarak ele almaya gayret göstereceğiz Herhangi bir ilmin tarihinin incelenmesinden maksat, o ilimden istifade edebilmesi için temel esaslarının, konularının, hedef ve gayelerinin bilinmesidir 

Bilindiği gibi İslâm fıkhı, bir takım aşamalar sonunda en son merhaleye ulaşarak sağlam bir bina haline gelmekle birlikte daima gelişmeye devam etmekte ve her asırda insanların ihtiyaçlarına karşılık vermektedir.

islâm fıkhının dünü ve bugünü teşri’ tarihinin incelenmesine büyük önem kazandırır. Çünkü bu inceleme islâmi hayatı ayakta tutan temel prensipleri kapsamaktadır 

**
Her Toplumun Bütün Hayatına Hakim Olacak Bir Sisteme İhtiyacı Vardır:**

Hiç bir insan, diğer insanlardan ayrı tek başına yaşayamaz. Bir insanın yaşaması diğer insanların yaşamalarına bağlıdır. Bir insan diğer insanlarla sosyal ve ortak menfaatlerde ve işlerde yardımlaşır, karşılıklı değişimde bulunur.
İnsanların toplu olarak bir arada yaşamalarına medeniyet adı verilir ki, ümranın manası da bundan ibarettir. Ümranın veya insanın tabii olarak medeni oluşunun izahı şudur: İnsanın geçimini temin etmesi için muhtaç olduğu her şeyi kendi başına yapması mümkün değildir

İnsanların hayatlarını ve varlıklarım sürdürebilmeleri ancak toplu olarak yaşamalarına, yiyecek, içecek, mesken gibi zaruri  ihtiyaçları temin etmek için bir birleriyle yardımlaşmalarına bağlıdır Hangi toplum olursa olsun aralarında kaos çıkmaması için insanların huzur ve mutluluk içinde yaşamalarını sağlayacak hak ve hukuklarını verecek bir birine  karşı  koruyacak diğer bir insana zülüm etmesini engelleyecek saldırılarını önleyecek bir arada sorunsuzca yaşamalarını sağlayacak, temel prensipler ve kaideler manzumesine muhtaçtır.

**
Beşeri Kanununlar**
Hukukçuların bir toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, isteklerine cevap vermek, iktisadi ve sosyal işlerini düzenlemek için koymuş oldukları kaidelerin, prensiplerin ve düzenlemelerin toplamına “kanun” adı verilir.

Bir toplumun tecrübelerden istifade ederek kanunlarındaki hataları düzeltmeleri, değiştirip, geliştirerek tabiatlarına uygun olarak yapmaları o toplumun ilerlemede ve yükselmede ulaştığı durumu yansıtır.

Bu manada kanun değişkendir. Her toplumun kanunu diğer toplumun kanunundan değişiklik arzeder. Çünkü her toplumun örfleri, âdetleri ayrıdır. İlim ve kültür dereceleri farklıdır. Bundan dolayı bir topluma uygun olan kanun, diğer topluma uygun olmayabilir. Bir asra uygun olan kanun da diğer bir asra uygun olmayabilir Çevreleri, âdetleri ve fikirleri değişik  olan  iki toplum için aynı beşeri kanun uygun olmadığı aşikârdır.

İnsanların ortaya koymuş oldukları kanunlar, kulu yaratıcısına bağlayan, Rabbi ile ilişkisini düzenleyen, dünyaya gelişindeki hikmeti ve ahirette gideceği yeri açıklayan dini akideye (inanca) değer vermediği gibi insanın vicdanını uyaran, insanda hayır duygularını geliştiren insanı manevi hakları gözetmeye ve bunlara bağlı kalmaya teşvik eden ahlaki faziletlere de değer vermez.

 

**Şeriatın ve Teşrî’in Manaları**
**”eş-Şer’u” kelimesi lügatte:** “şere’a” kelimesinin mastarı, “et-teşr kelimesi ise “şerre’a” kelimesinin mastarıdır.

**
Şerî’atın lügatte kullanılan asıl manası:** ” su kaynağıdır” Araplar, şerî’at kelimesini doğru yol manasında kullanmışlardır. **Nitekim Teâlâ Hazretleri: **
“Sonra (Ey Muhammedi) seni (dinden) bir yol üzere memur kıldık, onun için sen o şerîata uy!” [Casiye sûresi 18] buyurmuştur.

**
Kamus sahibi; “Şeriat: **Allah Teâlâ’nın kulları için koymuş olduğu şeri’ hükümlerdir” demiştir.

**
İslâm şeriatının ıstılah manası:** Allah Teâlâ’nın kullarının dünya ve ahiretteki saadetlerini gerçekleştirmeleri için hayatın tüm merhalelerini düzenleyen akideler (inançlar) ibadetler, ahlâk ve muamelelerden oluşan hükümlerdir.

**
Allah Teâlâ’nın şerîatı:** Dosdoğru ve hak olan açık bir yoldur ki, insanı sapmaktan, eğrilmekten korur, kötülüklere düşmekten nefsin duygu ve isteklerinden uzaklaştırır. Allah Teâlâ’nın şeri’ hükümleri koymasındaki hikmeti, insanların hak yol üzerinde dosdoğru giderek dünya ve ahiret saadetini elde etmeleri içindir. 

**
Bu manaya göre şerî’at:** Allah Teâlâ tarafından gelmiş ve peygamberleri tarafından kullarına tebliğ edilmiş olan hükümlere mahsustur.

Allah Teâlâ’ya “”İlk sâri” ve hükümlerine de “şer’i”” denir. Bundan dolayı şeri’ kelimesinin “kavanin-i vaziyye” beşeri kanunlar hakkında kullanılması uygun değildir. 

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno