“İnsanlığın buhranlardan kurtuluş reçetesi Hz Muhammed ( sav)’dir”

0

BEĞENDİM

0

Ağrı İl Müftülüğü tarafında organize edilen Kutlu Doğum Haftasının köylerdeki programlarının son halkası birçok çevre köylerinin de katıldığı Eliaçık Köyü Taziye Evi Bahçesi oldu. Soğuk ve elverişsiz havaya rağmen halkın programa teveccühü çok fazla oldu.

İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, Müftülük İlahi Korosunun ilahi sunumu ile devam etti. Daha sonra İl Vaizi Nuri Arslan söz aldı ve Mevlana Hazretlerinin “İnsanlar ağaçlardan ders almalıdırlar. Onlar, ne üzerlerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan insanların, ne de verdikleri yemişlerin hesabını tutarlar” sözünü örnek göstererek şunları söyledi: “Bugün insanlığın içine girdiği buhranlardan kurtuluş reçetesi Hz Muhammed ( sav)’in önderliği, liderliği, örnekliği etrafında yeniden birleşmektir. Mutluluk, huzur, barış, hakların icrası adına ne bulunduysa Hz Peygamber ile ancak bulunmuştur. Hz Peygamberi kaybeden çok şey kaybetmiştir. Hangi asırda yaşarsak yaşayalım, hangi devirde bulunursak bulunalım, önümüzde cereyan eden hadiseler hangi cinsten olursa olsun bizler, Hz. Peygamber (s.a.v.)’i hayatımızda örnek edinirsek kurtuluşa ereceğiz. Tarih boyunca bir sürü lider ve rehber denendi fakat Müslümanların gözyaşlarına derman olmadı. İslam aleminin birlikteliği sağlanamadı. Huzur getirmedi. Dolayısıyla yeniden Hz Peygamber’in etrafında kenetlenme, onun önderliğinde birlikte yaşamanın mutluluğuna erme vaktidir. Onun önderliğini bırakıp uydurma şeylerin peşinde koşanlar ancak dehşet ve vahşet örgütlerinin oluşmasına zemin hazırladılar.

İl Müftü yardımcısı Şevket Dilmaç şunları ifade etti:

Veda Hutbesinde Hz Peygamber buyuruyor ki; Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında Arap’a üstünlüğü yoktur. Yani diyor ki; Kürt’ün Türk’e, Türk’ün Kürt’e üstünlüğü yoktur. İran’ın Türk’e, Türk’ün İran’a üstünlüğü yoktur. İngiliz’in Türk’e, Türk’ün İngiliz’e üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvadadır. Yani üstünlük Peygamber efendimizi sevmek, Peygamber efendimizi takip etmek, ne yapmışsa onu yapmak, Allah ne emretmişse onu yapmaktır. Dolayısıyla hepimiz eşitiz. Kur’an-ı Kerim’de diyor ki, muminler kardeştir. Diğer insanlarla da yani Müslüman olmayanlarla da yaratılışta eşitiz diyor yani burada bizim tek unsurumuz Cenabı Hakka kul olmaktır. Onun ötesinde bizim hiçbir özelliğimiz yoktur.

Hz Peygamber toplumsal sorumluluklarımız şu şekilde beyan etmiştir. “Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada ve merhamette, bir vücut gibidir. Bir organ rahatsız olduğunda, diğer organlar da onunla birlikte ateşlenir, uykusuz kalırlar.”
“İmân etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de kamil bir imana sahip olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız.”

“Ümmetimin gerçek müflisleri şunlardır: kıyamet günü mahşer yerine namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerinin sevabıyla gelir, fakat, dünyada şuna sövmüş, buna iftira atmış, diğerinin malını yemiş, başkasının kanını akıtmış, dövmüştür. Onun sevabından o zulmettiği kimselere verilir, borcu ödenmeden sevapları tükenir. Bu defa zulmettiklerinin günahlarından alınarak onun boynuna yüklenir ve Cehennem’e atılır” buyurur. Müslümanların yardımlaşmaları, birbirlerini desteklemeleri konusunda onları, tuğlaları birbirine kenetlenmiş, ayakta durması için bir kısmı diğerini destekleyen binaya benzetmiştir. Birbirimize merhamet, hurmet, sadakat ile yaklaşmalıyız. Toplumsal görevlerimizden bir diğeri de, kamu mallarını korumak, haksız yollarla bunları elde etmeye çalışmamaktır. Kamu hakları ve kişinin topluma karşı vazifeleri, öneminden dolayı, ibadetler gibi, Allâh hakkı olarak kabul edilmiştir. Bu haklar, af, sulh gibi bir yolla ıskat edilemez, kaldırılamaz veya değiştirilemez. Toplumda bütün fertlerin, bu hakları koruma, kollama hak ve sorumluluğu vardır.”

Müftlüğün hediye takdimi ve sakalı şerif ziyareti ile program sona erdi.