Bedir Haber

İmtihan

İmtihan
312 views
30 Temmuz 2021 - 12:57

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ “Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi,35) Hayat baştan başa bir imtihanlar zinciridir. Çocukluktan başlar insanoğlu için imtihanlar. Ve ruh bedenden ayrılacağı âna kadar da devam eder. Anlayıp sezebilenler için küçük küçük imtihanlar, insanoğlunun vicdanında ve ruhanîlerin gözünde tesbit edilmesiyle, birer eleme ve finale kalan ruhların tesbit edilmesiyle alâkalıdır. İnsanın bu dünyada imtihan edilmesi, kömür ruhlu Ebu Cehillerle, elmas ruhlu Ebu Bekirlerin birbirinden ayrılıp, nihayetinde kimisinin cennete, kimisinin cehenneme gitmesi ile sonuçlanır. İmtihanın olmadığı bir yerde, elmas ruhlu insanları kömür ruhlulardan ayırmaya imkân yoktur. Ve yine imtihanın olmadığı bir yerde, en uğursuz ruhlar en yüce kâmetlerle iç içedir. İmtihanla, melekler gibi sâfi ruhlar, habis ruhlardan ayrılır ve kendileri için mukadder zirvelere ulaşırlar. Bu imtihan sırrının insana bakan cihetidir.
Çeşit çeşittir imtihanlar ve bütün bir hayat boyu, değişik boy ve derinlikte devam eder dururlar: Mektebe alınma imtihanı, sınıf geçme imtihanı, okul bitirme imtihanı; evlâdın ebeveynden, ebeveynin evlâttan bulma imtihanı ve daha bir sürü imtihan… Bunlar arasında birde bu gün hizmet hareketi mensuplarının maruz kaldığı, insanî düşünce ve yüksek ideallerine iman ve sadakatinden ötürü “saf dışı” edilme imtihanı vardır ki bu oldukça ağır bir imtihandır.
Aziz kardeşlerim! Dünya denilen imtihan salonunda, her mü’min kendi iman ve sadakatiyle imtihan olunur. İman imtihanı, bir başkasına vekâleten havale edilemeyen bir imtihandır. Rabbimiz buyuruyor: اَحَسِبَ النَّاسُ اَنْ يُتْرَكُٓوا اَنْ يَقُولُٓوا اٰمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُو ن وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللّٰهُ الَّذٖينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبٖينَ “Müminler sadece ‘İman ettik.’ demeleri sebebiyle kendi hallerine bırakılıvereceklerini, imtihana tâbi tutulmayacaklarını mı zannettiler? Biz elbette kendilerinden önce yaşamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir.” (Ankebut, 29/2-3)İmtihansız iman hesabı, bütünüyle yanlış bir hesaptır. İman imtihanı, kesinti kabul etmeyen bir imtihandır. Kendi iman ve sadakatinin imtihanını vermeyen kişi, başka hiçbir imtihanı veremez. Kime sadakat, inkıyat ve iman etmişsek imanımızla ilgili kararı ancak o verir. Biz Allah’a iman etmişiz. Dolayısıyla imanımızla ilgili kararı da Allah verecektir. “Şüphesiz ki iman dille söylenen bir laf değildir. Bilakis kendisine has sorumlulukları olan bir gerçek, kendisine has sorumlulukları olan bir emanet, sabrı ve tahammülü icab ettiren bir çaba işidir. Filhakika iman, Allah’ın yeryüzüne bir emanetidir. Her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı imandır, ubûdiyettir. Onu ancak iman ehli olanlar taşırlar. İman emanetini insanları Allah’ın yoluna çekmek ve Allah’ın kelâmını insanların hayatında tahakkuk ettirmek isteyenler yüklenebilirler. Bu emanet son derece yüce bir yüktür. “ (Fizilali’l Kur’an, C: 5, Sh: 2720, Beyrut/1982) İman; Allah’ın bizden razı olması, bizim de Allah’tan razı olmamızdır. Îman hem nurdur, hem kuvvettir.Hakikî îmanı elde eden adam, îmanın kuvvetine göre, hâdisatın tazyikatından kurtulabilir.. Demek selamet ve emniyet, imandadır.

Aziz kardeşlerim! Bir de düşmanın amansızlığı ve insafsızlığı yanında, vefasız dostların eliyle çekilen imtihanlar vardır ki; doğrusu dayanılması en güç olan imtihanlardan biri de budur. Zira düşmanın hasımca vaziyeti, insanlık ve mürüvvetle telif edilmese bile, düşmanlık mantığına uygundur. Hatta düşünce yapısı, dünyaya bakış keyfiyeti ve değer hükümlerindeki farklılıklar çoğaldıkça da bu husumetin, bu kavganın artması tabiî görülebilir. Ne var ki, aynı kader çizgisinde bulunup, aynı duygu ve düşünceleri paylaşanların kıskançlık ve rekabet hissiyle, vefasızlıkları asla akıl ve mantıkla, insanlık ve mürüvvetle telif edilemez.
Evet, böyle vefa umulan bir yerden ihanet görmek, hem acı hem de oldukça düşündürücüdür. Ama neylersin ki; adamcılığın, aldatmanın akıllılık, saplantıların sadakat, bağnazlığın muhafazakârlık sayıldığı bir dünyada, bu imtihanlar eksik olmayacağından, bilip dayanmadan başka çaremiz de yoktur. Evet, fert olarak, aile olarak ve toplum olarak; “Gelse celâlinden cefa/Yahud cemâlinden vefa/İkisi de câna safâ/Lütfun da hoş kahrın da hoş.” deyip dayanma mecburiyetindeyiz.
Aziz kardeşlerim! Bugün başımıza gelenler, gelecekte de katlanarak karşımıza çıkabilir.. ülke bir baştan bir başa mezaristan hâlini alabilir.. milletin azmi, ümidi tıpkı bir kefen gibi onun başına geçirilebilir.. ırmaklar Revân Nehri’ne, çöller Kerbelâ’ya, düşmanlar Şimir’e, aylar muharreme dönüşebilir.. kundaklamayı kundaklamalar takip edebilir.. dev yangınlar olabilir, yangınlar evlerimizin-barklarımızın yanında, beklentilerimizi, plânlarımızı da kül edebilir.. dost düşman herkes bizi yalnız bırakabilir; yalnız bırakmaktan da öte hiç ummadığımız kimseler tarafından arkadan hançerlenebiliriz. Evet, işte düşmanların böyle esirip köpürdüğü, dostların vefasızlık gösterip bizi bütün bütün terk ettiği durumlarda dahi kat’iyen eğilmemeli; iman ve ümitlerimize dayanarak dimdik ayakta durmalı ve bir küheylan gibi hız kesmeden koşmasını bilmeliyiz.
Muhterem kardeşlerim! İnsan imtihanlarla saflaşır ve özüne erer. Hayat, imtihanlar sayesinde tekdüzelikten kurtulur ve renklilik kazanır. Ruh imtihan gördüğü nispette olgunlaşır ve büyük işleri göğüsleyebilecek hâle gelir. Geçirilen imtihanın ağırlığı ve soruların terleticiliği nispetinde, fert, insanlık mektebinde sınıf geçmeye ve yükselmeye hak kazanır.İmtihanın olmadığı bir yerde ferdin saflaşıp özüne ermesinden, toplumun gerilip çelikleşmesinden bahsedilemez. İmtihanla sıkışan ve büzülen ruhlardır ki bir solukta hedefe ulaşırlar. Evet, sabah akşam onların çevrelerinde dolaşıp duran endişeler, yer yer yuvalarını sarsıp geçen açlıklar, susuzluklar, sıkıntılar, hatta mal ve canlarına gelen zarar ve ziyanlar, beklenmedik şekilde hâdiselerin demir paletleri altında kalıp ezilmeler, onları en sert çelikler hâline getirecek ve istikbale hazırlayacaktır. İmtihan görmemiş ölü gönüllerin ve ham ruhların, nefisleri adına insanlığa yükselmeleri söz konusu olmayacağı gibi, içinde yaşadıkları topluma da en küçük bir menfaatleri dokunmayacaktır.
Bunun böyle olduğunu bilen hakikate âşina bir gönül için her imtihan, insanı gökler ötesi âlemlere uçuran bir kanat ve imtihanda görülen her sıkıntı da ona güç ve canlılık kazandıran bir iksirdir. Böyle birinin nazarında ateşlere atılmak, Yaratıcı’nın dostluğuna doğru atılmış en güçlü bir adım; çarmıhlara gerilmek de O’na yükselmenin yüce birer vesilesi sayılır.
Evet, gönlünü en yüce ideallerle donatmış birisi için, her yeni imtihan onun azmine indirilmiş bir kamçı, iradesini şahlandıran bir efsun ve gönül kadranını aydınlatan bir ışıktır. O gördüğü her imtihanla kristaller gibi berraklaşır; yay gibi gerilime geçer ve adım adım, gönlünde kurduğu Cennet’lere doğru yükselir. Yorgun gönüller varsın bundan bir şey anlamasınlar. Hakikate gönül vermiş idealistler, bu uğurda çekilen ızdıraplardan daha zevkli bir şey tanımayacaklardır. Ocaklar gibi yansalar dahi, âh u efgân edip ağyâra dert yanmayacaklardır. Ne dostların vefasızlığı ne de düşmanın insafsızlığı onları din, iman yolunda hizmetten alıkoyamayacaktır. Ve işte, ahd ü peymânları da şöyle olacaktır: “Felek esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin,/Dönersem kahpeyim din yolunda bir azîmetten.”
Aziz kardeşlerim! İman ihaneti kaldırmaz. İmanımız, Rabbimizin bize emanetidir. Allah’ın sevabına nail olmak isteyenler, Allah’ın iman emanetini zayi’ etmeden onun imtihanını verenlerdir. Ashab-ı Kiram imtihansız gün geçirdiklerinde kendi kendilerine “Acaba Rahman bizimle ilişkiyi mi kesti” diye kaygılanıyorlardı. Onların hayatına iman ile imtihan birlikte girmişdi. Çünkü Allah’ın dininde iman ile imtihan ikizdirler. İman imtihansız, imtihan da imansız olamaz. İman mutlak manada imtihanı gerektirir. مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا “Mü’minler arasında Allah adına verdikleri söze sadık kalan nice yiğitler vardır. Onlardan kimileri verdiği sözü yerine getirdi (canını imanına şahit tutarak şehit oldu), kimileri de (Allah için savaşmaya devam ederek şehid olmayı) beklemektedir. Onlar (verdikleri sözü) hiçbir şekilde değiştirmediler.” (Ahzap suresi,23)Zaman imanla imtihan olunmayı idrak etme zamanıdır. Zamanın zalimleri bizleri imanımızdan çalmaya çalışıyorlar. İman davası için yaşamayanın imanından çalınır.! Evet aziz kardeşlerim! Ulaşılmaz gibi görünen zirveler şimdiye kadar defaatle aşıldı; defaatle yüksek tepeler azmin, iradenin ayaklarına yüz sürdü ve onlarda ulaşılmaz şahikalara ulaşma azmini coşturdu. Şimdi eğer, yarınlarımızı düşünüyor ve dipdiri geleceğe varmayı düşlüyorsak, yolların yürünerek alınabileceğini ve zirvelere azim, irade ve plânlarla ulaşılabileceğini asla hatırdan çıkarmamalıyız.
Muhterem müminler! İmtihanın en önemli boyutu, imtihanın neticesidir. Kazananlarla kazanmayanların durumunu değerlendirmektir. Bu değerlendirmenin yapıldığı ahiret âlemi, Allah’ın sonsuz adaletinin yansıma alanı bulduğu bir yer olacaktır. Çünkü dünya, ilahî adaletin tamamen tezahür etmesine elverişli değildir. Allah kâinatta -âdeta- sayısız sanat eserlerini yaratmakla kendi yaratıcılığını görmek istediği gibi, adaletinin bütün tezahürlerini -öteki âlemde- tam olarak görmek için de burada imtihanı düzenlemiştir. Allah Resûlü’nün sözleriyle hutbemizi bitirelim:
مَا يَزَال الْبَلاءُ بِالْمُؤْمِنِ وَالْمؤمِنَةِ في نَفْسِهِ وَولَدِهِ ومَالِهِ حَتَّى يَلْقَى الله تعالى وَمَا عَلَيْهِ خَطِيئَةٌ
“Erkek olsun, kadın olsun mü’min, Allah’a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden, çoluk çocuğundan, malından imtihan eksik olmaz.”
إِنَّ عِظَمَ الْجزاءِ مَعَ عِظَمِ الْبلاءِ ، وإِنَّ الله تعالى إِذَا أَحَبَّ قَوماً ابتلاهُمْ ، فَمنْ رضِيَ فلَهُ الرضَا ، ومَنْ سَخِطَ فَلَهُ السُّخْطُ
“Mükâfâtın büyüklüğü, imtihanın büyüklüğüne göredir. Allah, sevdiği topluluğu imtihan eder. Kim başına gelene rızâ gösterirse Allah ondan hoşnut olur. Kim de rızâ göstermezse, Allahın gazabına uğrar.”

DERLEYEN

ERDAL ATAK

 

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno