İBRET DOLU BİR DERS…

0

BEĞENDİM

0

İİmam-ı Azam, İmam Muhammed ve İmam Züfer Arasında Geçen Esprili Hikâye

Bir gün, İmam-ı Azam Ebu Hanife (öl. 767), uzun boylu iki talebesi olan İmam Muhammed (öl. 805) ve İmam Züfer (öl. 774) ile birlikte yola çıkmışlardı. İmam Muhammed ve İmam Züfer, boylarının uzunluğu ile dikkat çekerken, İmam-ı Azam’ın boyunun kısa olması çevrede bilinen bir durumdu.

Yürüyüş esnasında İmam Züfer, arkadaşına bakarak hocasının boyu hakkında esprili bir ifade kullanmaya karar verdi. Gülümseyerek şu sözü söyledi:

“إمامنا بيننا كالنون لنا”
“İmâmünâ beynenâ ke’n-nûni lenâ”
(Hocamız, ikimizin arasında lenâ (لنا) ‘nın ortasındaki nûn (ن) gibi kaldı.)

Bu ifadeyle, İmam Züfer, lenâ kelimesindeki “nûn” harfinin kısa ve diğer harfler arasında küçük bir harf olmasına atıfta bulunarak, hocasının boyunu mecazi bir dille tarif etmişti. Söz, yürüyüş esnasında keyifli bir espri olarak dile getirilmişti.

İmam-ı Azam’ın Hikmet Dolu Cevabı

İmam-ı Azam, bu espriyi tebessümle karşılayarak hikmet ve hazırcevaplığını gösteren şu sözü söyledi:

“إن لم يكن نون لنا يكون لا”
“Ve in lem yekûn nûn lena, tekûnü lâ”
(Eğer o nûn olmasaydı, lenâ kelimesi bir lâ (لا) olurdu, yani bir hiç olurdunuz.)

Bu cevap, İmam-ı Azam’ın derin düşünce gücünü ve öğrencilerine zarif bir ders verme yeteneğini gözler önüne seriyordu. Lenâ (bize ait) kelimesi, ortasındaki “nûn” harfi olmadan lâ (hayır, hiç) anlamına gelir. İmam-ı Azam, burada “nûn”un, yani kendisinin, öğrencilerin kimlik ve anlam kazanmasındaki yerini vurgulamıştı.

Hikâyenin Derin Anlamı

Bu hikâye, hocanın ilim ve eğitim üzerindeki önemini vurgulayan zarif bir edebi anlatımdır. İmam-ı Azam, öğrencilerine, hocaların ilmi anlamda ne kadar hayati bir yere sahip olduğunu bu basit ama derin anlamlı ifadelerle anlatmıştır. Öğrencilerinin onunla espri yapması bir samimiyet ve sevgi göstergesi iken, İmam-ı Azam’ın cevabı ise bu sevginin karşılıklı olduğunu ve hocanın ilminin bir kılavuz olduğunu hatırlatır.

Hikâye, ilim meclislerinde hocaların saygınlığını, öğrencilerinse bu saygınlığı anlayıp hocaya bağlı kalmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.