Bedir Haber

İlâhi Kanun İle Beşeri Kanun Arasındaki Fark

İlâhi Kanun İle Beşeri Kanun Arasındaki Fark
Mehmet FAKİH( mehmet.fakih@bedirhaber.com )
2.303 views
05 Ocak 2015 - 14:40

1) Beşeri kanun, insanlar tarafından ortaya konmuş olan kanundur. İlahi kanun ise, Allah Tealâ tarafından gönde­rilmiştir.

2) Beşeri kanun insanlar tarafından konması itibarı ile yaşamış oldukları çevre yetişme faktörleri beşeri duygu ve zaafları bu ortaya konan kaide ve kurallarda kendisini gösterecektir hiçbir zaman beşerin karihasından çıkan sistemler, insanlar ilim ve irfanda ne kadar yükselirse yükselsinler olayların hakikatini anlayıp detaylı olarak kavrayamazlar.

Bu yüzden insanlar tarafından yapılan kanunlar devamlı olarak değiştirilmeye maruz kalırlar. Bugün iyi ve uygun olan yarın için kötüdür. Görüldüğü gibi beşeriyetin genel olarak kanun ve hüküm vermede bir sabite problemi vardır neyi neye göre karara ve hükme bağlayacaktır sabit bir ölçüsü yoktur.

İslâm hukuku ise, ilâhi vahiydir. Kitap ve sünnet gibi çok sağlam sabiteleri vardır. Yukarıda söylenenden uzaktır. Çünkü İslâm hukuku, hikmet sahibi ve her şeyi hakkıyla bilen Allah Tealâ tarafından indiril­miştir. Yaratıcı, kullarının hallerini, dünya ve ahiret hayatında onlara uygun olanları, dünyalarında ve ahiretlerinde saadet ve mutluluklarını gerçekleştirecek olanı bilir.

Cenab-ı Hak, insanlara gelen kusur ve eksiklikten uzaktır. Nitekim âyet-i kerimede: “Rabbim şaşmaz ve unutmaz.” [Tâ-hâ sûresi: 52] buyrulmuştur.

İslâm hukuku, beşerin hayatını devam ettirecek temel kaideleri açıklamıştır. Bu temel kaidelerin şer’i delilden soyutlanarak konulması mümkün değildir. Resûlullâh (SAV) bile masum (günahsız) olmasına rağmen ancak vahye dayanıyor idi: “Ben ancak bana vahiy olunana uya­rım.” [Enam sûresi: 50] Resûlullâh (SAV) hükmünü ancak Allah Tealâ tarafından kendisine bildirilen ile veriyordu. Nitekim Allah Tealâ: “Gerçekten biz sana bu kitabı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın gösterdiği gibi hükmedesin” [Nisa sûresi: 105] buyurmuş­tur.

3) Beşeri kanun kaideleri, sınırlı, her toplumun yaşadıkları zamanın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlenir. Toplumun   gelişmesiyle gelişir. İlâhi kanun ise, mükemmel olarak doğmuştur. Hayatın bütün ihtiyaçlarına her zaman ve her yerde cevap verecek şekilde sağlam kaidelere ve temiz bir kaynağa sahiptir.

4) Beşeri  kanunun kaideleri muvakkattir. Belli bir toplum ve belli bir asra mahsustur. Toplum gelişip ihtiyaçları yenilendikçe değişmeye muhtaçtır. İslâm hukuku kaideleri, belli bir topluma ve belli bir asra mahsus olmak üzere gelmemiştir. Onun kaideleri geneldir. Sabit ve istikrarlıdır. Her asırda bütün toplumla­rın ihtiyaçlarını giderir ve seviyelerini yükseltir. Üzerinde takriben on dört asır geçtiği, bu arada toplumların durumları değiştiği, yüzlerce kanun ve sistemler tarihe karıştığı, prensipler baştan ayağa kadar tamamıyla değiştiği halde her zaman ve her yerde uygulanmaya elverişli ve terü taze olarak devam etmek­tedir. Çünkü onun bütün nasları (âyet ve hadisleri) gelişme ve yükselme niteliklerini taşımaktadır.

5) Beşeri kanun, devlet gücünün üzerinde kurulduğu sosyal ve iktisadi işler hakkındaki medeni muamelelerden başkasını kapsamaz. İslâm hukuku insanların dünya ve ahiret hayatlarını kapsamaktadır. Dünyada fertlerin birbirileri ile toplum ile devlet ile olan ilişkilerini düzenlediği gibi Rableri ile olan ilişkilerini de düzenler aynı şekilde ahirete ve gayba müteallik meseleleri de ariz amik olarak ele alır.

6) Beşeri kanun, ahlâki meseleleri ihmal eder, cezayı ancak fertlere direkt olarak zarar veren veya emniyet ve huzuru bozan şeylere tahsis eder. Beşeri kanun, zina edenleri cezalandırmaz. Eğer biri diğerini zorlar veya birinin tam rızası olmazsa, bu iki durumda zararı direkt olarak fertlere dokunduğu için cezalandırılır.

İslâm hukuku, ahlâka dayalı bir sistemdir. Ahlâk, sahibini güzelleştiren bir edep olmakla birlikte dinin temellerinden kabul edilmiştir. İslâm, insanları güzel ahlaka teşvik eder, yüce Örneklere davet ederek güzel ahlâkı över. Nitekim Allah u Tealâ: Elçisi Hz. Muhammed (SAV) hakkında: “Şüphesiz ki, sen yüce bir ahlâk üzeresin.” [Nun sûresi: 4] buyurmuştur.

7) Beşeri kanunların işlenen suçlara bazı cezalar belirlemiş olsa da insan üzerindeki etkisi yeterli değildir. Çünkü yalnız ceza alacağı duygusu, suçluyu caydıramamaktadır. Diğer taraftan bazı suçlar ve suçluların yaptıkları bir nevi kendilerine kar kalmaktadır. Çünkü devletin ilgili makamları görüp yakalaya bildiklerine ceza verebilmekte diğer birçok suçlar cezasız kalmaktadır.

İslâm hukukunun kanunları dünya ve ahirete taalluk etmektedir kişi işlemiş olduğu zerre miktarınca suçun cezasını bu dünyada çekmese de öbür dünyada çekeceğini bildiğinden dolayı bunun etkisini hem ruhunda hem de azayı cevarihin de iliklerine kadar hisseder bir yapmadan önce bin düşünür. 

Hüküm âyetlerini inceleyen bir kimse, bunlardan birçoğunun üzerine hem dünya cezasının, hem de ahiret cezasının terettüp etmiş olduğu­nu görür. Nitekim adam öldürme hakkında Allah Tealâ: “Her kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu, lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır” [Nisa sûresi: 93] buyurmuştur. Yol kesme hakkında da öyledir.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno