40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
Sevgili Peygamberimiz (sas) kızı Hz. Fâtıma (r. anha) ve damadı Hz. Ali (ra) için
şöyle duada bulundu:
“Allah’ım, bu ikisini herkesten daha çok seviyorum. Rabbim Sen de onları
sev, evlatlarını ve nesillerini mübarek ve kutlu kıl. Kendi katından onlar için bir
koruyucu tayin et. Bu ikisini ve evlatlarını şeytanın şerrinden Senin korumana
bırakıyorum.” Hemen akabinde biricik kızı Hz. Fâtıma (r. anha) için dua etmiş ve
övücü güzel sözlerle onun gönlünü almıştır. Gönüller Sultanı Peygamberimiz (sas),
Hz. Fâtıma’ya (r. anha): “Kızım Allah senden kusur ve kiri atmış, seni temiz ve
masum kılmıştır.” buyurdu.
Sevgili Peygamberimiz (sas), kızının en mutlu gecesinde ona yaptığı dualarla
ve övücü sözlerle moral vermiştir. Bizler de yeni evlenecek ve evlilik bağıyla birbirine
bağlanmış çiftlere, yuvalarını mutlu ve sağlam temeller üzerine kurmaları için maddi-
manevi desteğimizi esirgememeliyiz. Onları, güzel sözlerimiz ve tavırlarımızla iki
cihanda beraber olacakları bir evliliğe hazırlamalıyız. Evlenecek ve evlenmiş çiftler
için yapacağımız dualarımızı gönüllerimizden hiç eksik etmemeliyiz.
Hz. Ali’nin (ra) aile reisi olarak geliri sadece ordu hizmetlerindendi. Ancak bu
gelirler Arap Yarımadası’nda kalan seferlerden elde edildiğinden çoğunlukla, alelade
bir işçinin ücretinin altında kalıyordu. Her çocuk doğduğunda Peygamberimiz (sas),
bu geliri biraz artırıyordu ama bu da ferahlık getirecek bir miktar olmaktan çok uzaktı.
Evin beyi ve hanımı işlerde birbirine yardımcı oluyorlardı. Yine de Hz. Fâtıma (r.
anha), ev işlerinden dolayı çok yoruluyordu. Bu sebeple babasından kendisi için bir
yardımcı istemişti. Hz. Aişe (r. anha) bu olayı şöyle anlatıyor: Hz. Ali (ra) ve Hz.
Fâtıma (r. anha), birlikte Allah Resulü’nün huzuruna çıktılar. Hz. Ali (ra) şöyle arz etti
halini: “Ey Allah’ın Resulü, su çekmekten omuzlarım, göğsüm ağrıdı.” Hz.
Fâtıma da (r. anha) şöyle anlattı durumunu: “Benim de buğday öğütmekten
ellerimin içi kabardı. Ey Allah’ın Resulü lütfetseniz de alınan esirlerden bir tane
esir verseniz, bize yardımcı olsa…”
Resulullah (sas) gözünün nuru bu iki insanı dinledikten sonra onlara şu cevabı
verdi: “Vallahi öyle bir şey yapamam. Suffa ehli açlıktan kıvranır ve onlara
yedirecek bir şey bulamazken sizin bu isteğinizi karşılayamam. Esirleri serbest
bırakıp alınacak fidyelerle Suffa ehlini doyuracağım. Size o istediğinizden daha
hayırlı bir şey, Cebrail tarafından öğretilen bir duayı öğreteceğim: Her namazın
ardından on kere ‘Sübhanallah’, on kere ‘Elhamdülillah’, on kere ‘Allah-u Ekber’
deyin. Ayrıca bunları yatağınıza girdiğinizde otuz üçer defa tekrarlayın.” (Müslim,
Sahih, Kitabüz-Zikir, 80)
Bu misal bizlere ailenin geçiminin kanaat, sabır, dayanışma, karşılıklı sevgi,
saygı ve anlayış olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda bu örnekler evin beyi ile
hanımının özellikle zor günlerinde karşılıklı anlayış, adaletli bir iş bölümü, daha güçlü
bir sevgi ve saygı bağı ile birbirlerine bağlanmaları gerektiğini göstermektedir. Aile
büyüğü olarak Resulullah (sas), hayatın sıkıntılı yamaçlarında, kızı ve damadına
hakkı ve sabrı tavsiye etmiş; zikrin ve ibadetin rahatlatıcı ve huzur verici iklimine
onları davet etmiştir. Biz de yavrularımıza, gelin ve damatlarımıza mutlu veya sıkıntılı
günlerinde hakkı ve sabrı tavsiye etmeliyiz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.