Bedir Haber

Her Mümin Müslüman Olabilir Fakat Her Müslüman Mümin Olamaz

Her Mümin Müslüman Olabilir Fakat Her Müslüman Mümin Olamaz
Bünyamin koca( Bkoca0355@bedirhaber.com )
460 views
18 Mayıs 2020 - 18:33

Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allâh’tan korkup sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” [el-Hucurat: /10]Âyet-i kerîmede çizilen umûmî çerçeveyi Efendimiz (s.a.v.) açıyor. Îman kardeşliğinin hangi davranışları ne ölçüde şekillendireceğini bildiriyor. Kardeşlik ikliminin korunması ve geliştirilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğretiyor. Ve onu zedelediği için sakınılması gerekenleri ihtar ediyor. 

Efendimiz (s.a.v.) Buyuruyor ki;“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”(Buhârî, Edeb, 27)

Müslüman ile mümin kelimesinin arasındaki fark, maksada işaret eder.Müslüman, daha çok, İslam’ın ahkam ve muamelat kısmına bakar, yani amel ve ibadetlere bakar. 

Mümin ise, islam’ın iman ve inanç yönünü temsil eder.

Müslümanin Sözlük anlamı ; Teslim olmuş, ”boyun eğme” demek olup, ”emaneti yerine verme,  Selâmet, esenlik,    tehlike vede afetlerden güvencede olma” anlamlarını kapsar.

Müslüman; Allah’a ve O’ nun buyruklarına boyun eğmiş kimse anlamındadır.İslamı kabul eden ve ettiğini ifade eden herkese Müslüman denilebilir.

Mü’min kelime manasıyla; emin, emniyet, güven veren, şüphe ve tereddütleri kaldıran, korku, zorluk, sıkıntı içinde olanlara emniyet veren demektir.

Mümin ise; Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) O’nun kulu ve Peygamberi olduğuna ve onun haber verdiği bilgilere yürekten inanıp, tüm bunları kabul ve tasdik edip, uyan kimseye mü’min denir.

Müminler ancak, Allah’a ve resulüne iman eden, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad eden kimselerdir. İçleri dışları bir olanlar işte bunlardır.

Mümin nasıl olur, denilirse: müminler ancak o kimselerdir ki Allah ve Resulüne iman etmişlerdir, yani dilleriyle ikrar verdikleri gibi kalpleriyle de sağlam inanmışlardır. Sonra da işkillenmemiş, şüpheye düşmemişlerdir. Demek ki iman etmek için önce kalpten şüpheyi atmak şart olduğu gibi ileride devamı için şüpheden uzak olmak da şarttır. Onlar sonradan da şüpheye düşmemişlerdir. 

Mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmektedirler, yani Allah’a itaat yolunda her türlü zahmet ve sıkıntıya göğüs germektedirler; mallar ve canlar ile cihad, mali ve bedeni her türlü ibadeti içine alır. Ve işte onlar Sadıklar’dır, iman davasında sadık, verdikleri ikrara kalpleriyle ve fiilleriyle içten bağlılık göstermiş samimi 

müslümanlardır. 

Bu çerçevede İmam Gazalî kardeşlik haklarını sekiz madde halinde özetliyor;

BIRINCI HAK ; Maldadır. Öyle ki, iki kardeş yekdiğerinin ihtiyaçlarını görmede birbirini yıkayan iki el gibi olmalıdır. Çünkü mü’minlerin kardeşliği, ancak böyle bir maksatta birleştikleri takdirde tamam olur. Bu ise genişlikte, darlıkta, servet ve her hâl ü kârda ortaklığı, hattâ arkadaşını nefsine tercîh etmeyi gerektirir.

İKİNCI HAK; Kardeşinin fiilen yardıma muhtaç olduğunu görünce, onun istemesine mahal bırakmadan yardımına koşmak ve kendi işini sonraya bırakmaktır.

ÜÇÜNCÜ HAK; Dildedir. Kardeşin kardeşine karşı bâzen susması ve bâzen de konuşması lâzımdır. Bu da huzurunda ve gıyabında kusurlarını bilmezlikten gelmek ve onlardan hiç bahsetmemektir. Münâkaşadan sarf-ı nazarla, içyüzünü araştırmaktan sakınmaktır. Kendisini yolda gördüğü zaman, nereden gelip nereye ve niçin gittiğini sormamaktır. Belki açıklamak istemez ve yalan söylemeye mecbur kalır, diye ince düşünmektir. Yalnız kendisine açtığı sırlarını başkasına söylememektir.

DÖRDÜNCÜ HAK; Konuşmakla ilgilidir. Kardeşlik, kötü sözlerden sükûtu gerektirdiği gibi, iyi sözleri konuşmayı da gerekli kılar. Muhabbeti artıracak sözleri konuşmak, kardeşliğin hususiyetlerindendir. Çünkü sükût ile iktifâ edenler, ölüler ile kardeşlik etmiş gibi olur. Kardeşliğin mânâsı; neşe ve sevinci, elem ve kederi paylaşmak demektir.

BEŞİNCİ HAK; Kardeşinin bâzı sürçme ve hatâlarını bağışlamaktır. Dostun sürçmeleri ya bir mâsiyet irtikâbı ile dîninde olur. Yâhut kardeşine karşı kardeşlik hatâsından olur. Kardeşliği günah irtikâbı ve hatâlarda ısrâr ederse; eğriliğini doğrultacak ve salâhını iâde edecek şekilde kendisine nasihatlerde bulunmalıdır.

ALTINCI HAK; Hayatında ve ölümünde, kendisi ve çoluk çocuğu için hayır duâda bulunmaktır. Onunla kendisi arasında bir fark gözetmemektir. Çünkü Müslüman’ın kardeşine dua etmesi, gerçekte kendi kendine duâsı gibidir.

YEDİNCİ HAK; Vefâ ve ihlâstır. Vefâ demek kendisiyle ölünceye kadar, öldükten sonra da âile efrâdıyla, dost ve ahbâbıyla-mahabbeti devâm ettirmektir. Aslında muhabbet, âhiret için olmalıdır. Ölmeden evvel dostluk sona ererse, çekilen emekler boşa gider. 

Nitekim Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Arş-ı Âzam’ın gölgesinde gölgelenecek olan yedi zümreyi sayarken “Allah için birbirini seven; bu sevgi ile birleşen ve ayrılanları” zikretmiştir.

SEKİZİNCİ HAK; Dostuna yük olmamak ve lüzumsuz tekliflerde bulunmamaktır. Hattâ mümkün olduğu kadar ihtiyacını dostundan gizlemektir. Mal ve mevki gibi bir şey ondan istememektir. Dâima ona neşe ulaştırmaktır. 

&Bu anlamda bütün şartları yerine getiren ve ömür boyu bunlara sadık kalan insanlar ancak mümin olabilir.

Yani iman eden kişiye Müslüman denilirken imana eren kişiye ancak mümin denilir.Yani Müslüman dil ile iddia ederken Mümin davranışı ile iddia ettiğini ispat eder.

Müslüman ile Mümin arasındaki fark, bilmek ile ermek arasındaki fark kadardır.

Bir binanın bütün varlığı ve ağırlığı, tamamen temele bakar. 

Temel sağlamsa, bina da sağlam olur. İslam binasının temeli ve esası ise imandır.

İman, sağlam ve kuvvetli ise, ona bağlı olan ibadet ve muamelat da sağlam ve kuvvetli olur.

Sonuç olarak Kur’ân-ı Kerîm’de ana çerçevesi çizilen

 “Bütün mü’minlerin kardeşler olduğu” gerçeğini yeniden ihyâ etmeye muhtacız.

Hadîs-i şeriflerde belirtilen kardeşlik hukukunu yeniden hayata taşımaya muhtacız. 

Rasulullah (s.a.v.)’in manevî vârisleri olan ulemânın formüle ettiği kardeşlik âdâbını kuşanmaya muhtacız.

Dünya İslâm’a, İslâm da “Elinden ve dilinden Müslümanların emîn olduğu” 

mü’minlere muhtaçtır. (Buharî, Îman, 4-5) 

O yüzden her Mümin müslümandır.

Fakat her Müslüman mümin olamaz.

Bünyamin Koca

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno