38,8525$% 0.24
43,5203€% -0.09
51,7707£% -0.14
4.042,05%0,25
3.239,40%0,01
9.541,30%-1,65
Hayat, farkına varmadan geçtiğimiz çeşitli dönemlerden oluşur. Bazı dönemlerde parladığımız, bazı dönemlerde unutulduğumuz olur. Bu “silinme” süreci kişisel bir yıkım değil; aslında yaşamın doğal ve kaçınılmaz bir parçasıdır. Aşağıda, insan hayatında genellikle karşılaşılan dört aşamalı silinme süreci anlatılmaktadır. Unutma: Bu süreç başkalarının seni nasıl gördüğüyle değil, senin kendine olan bakış açınla ilgilidir.
Hayatın büyük bir kısmını işine, mesleğine adamış olabilirsin. Belki de yıllarca yöneticilik yaptın, birçok insan senden direktif aldı, başarı hikâyeleri yazdın. Ancak 55 yaşına geldiğinde, işler değişmeye başlar. Emeklilik yaklaştıkça, yerin başkalarına bırakılır. Artık senin yerini gençler alır. Tecrübene saygı duyulsa da, iş dünyasının dinamikleri sürekli yenilenmeyi gerektirir.
Unutma:
Eski unvanların, başarıların artık sadece birer anıdır.
Egona tutunma, çünkü bu tutunma seni içsel huzurdan mahrum bırakabilir.
Hayat sadece işle sınırlı değildir. Şimdi yeni uğraşlar, yeni anlamlar keşfetme zamanı.
Hadiste şöyle buyrulur:
ليس الغنى عن كثرة العرض ولكن الغنى غنى النفس
“Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil; asıl zenginlik gönül zenginliğidir.”
(Buhârî, Rikâk 15)
Emeklilik sonrası, sosyal çevre doğal olarak daralmaya başlar. İş arkadaşlarıyla olan bağlar zayıflar, görüşmeler seyrekleşir. Yeni nesil iş yerlerinde senin ismini dahi duymamış olabilir. Daha önce tanındığın çevrelerde artık tanınmamak üzücü gelebilir.
Ancak:
“Ben eskiden müdürdüm, yönetici bendim” gibi cümleler yeni nesilde bir karşılık bulmaz.
Bu seni değersiz yapmaz; sadece zaman değişmiş, roller değişmiştir.
Şimdi, sosyal varlığını yeniden tanımlama zamanı: Hobiler, dostluklar, gönüllülük çalışmaları…
Hadiste şöyle bir ifade vardır:
إذا فسد الناس فأصلحوا، وإذا صلح الناس فأصلحوا
“İnsanlar helak olduklarında siz de helak olursunuz; fakat insanlar ıslah olursa siz de ıslah olursunuz.”
(Tirmizî, Fiten 68)
Yaş ilerledikçe, hayatın merkezinde artık çocuklar ve torunlar vardır. Ama onların hayatı, kendi mücadeleleriyle doludur. Sık sık seni ziyaret etmeyebilirler, daha çok eşinle ya da yalnız zaman geçirirsin. Bu yalnızlık hissi bazen seni derin bir boşluğa sürükleyebilir.
Fakat şunu hatırla:
Ziyaretlerin seyrekliği sevgisizlik değildir.
Onlar seni unutmaz, sadece kendi rollerini oynamakla meşguldür.
Şikâyet etme, suçlama. Onları her ziyaretlerinde sevgiyle karşıla, anlayışla kucakla.
Hadiste efendimiz şöyle buyurur:
خيركم خيركم لأهله، وأنا خيركم لأهلي
“Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.”
(Tirmizî, Menâkıb 63)
Artık tanıdık yüzler bir bir gitmiş, eski dostlar aramızdan ayrılmış olabilir. Bu dönemde zaman adeta seni “silmek” ister. Beden zayıflar, hatıralar sislenir, kalabalıklar azalır.
Ama bu da doğaldır:
Bu hayatın evrensel yasasıdır; herkes bu yoldan geçecektir.
Önemli olan, bu aşamaya nasıl geldiğindir. İç huzurun ve yaşam sevincin hâlâ sende.
Hadis özletler hayatı:
ما لي وللدنيا؟ ما أنا في الدنيا إلا كراكب استظل تحت شجرة ثم راح وتركها
“Dünya bir yolcunun gölgelendiği bir ağaç altı gibidir. Sonra kalkar ve onu terk eder.”
(Tirmizî, Zühd 44)
Hayatın hangi aşamasında olursan ol, şunu unutma: Hâlâ yaşıyorsan, hâlâ şanslısın.
Hâlâ biraz sağlığın varsa, hâlâ bir şeyleri değiştirebilir, tadını çıkarabilirsin.
Çünkü asıl silinmek, hayattayken kendini yaşamdan silmektir.
Hadiste peygamberimiz şöyle buyurur:
نعمتان مغبون فيهما كثير من الناس: الصحة والفراغ
“İki nimet vardır ki insanların çoğu onların kıymetini bilmez: Sağlık ve boş vakit.”
(Buhârî, Rikâk 1)