Hacamat

Hacamat

Hacamat, binlerce yıldır dünyanın birçok yerinde koruyucu hekimlikte ve hastalıkların tedavisinde uygulanmış günümüzde de alternatif tıpta en fazla tavsiye edilen tedavi metotlarından biri hâline gelmiştir.

Kelimenin aslı Arapça hicâme(t) olup “emmek” anlamındaki “hacm” kökünden gelir. Hacamat yaptırmaya ihticam, bu işi meslek edinen kişiye haccâm, denir.

Hacamat kısaca deri altında birikmiş , vücutta hastalıklara neden olan toksik kanın vakumlanarak dışarı alınması işlemidir.
Deri altında birikmiş olan kan , kan özelliğini yitirmiş koyu renkli pelte kıvamındadır ve bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkileyerek birçok hastalığa kapı aralamaktadır.

Geleneksel olarak boynuzla yapılan hacamat, günümüzde cam kupalar veya vakum setleri yardımıyla yapılmaktadır. Çizme işlemi ise genelde jilet yardımı ile yapılırken kliniğimizde hijyenik olması açısından bistüri(neşter) ile yapılmaktadır. Kullanılan tüm malzemenin, tek kullanımlık olmasına da çok dikkat edilmelidir.

Tıp tarihinde kan alma yöntemiyle tedavinin ilk defa nerede ve ne zaman başladığı konusunda kesin bir bilgi yoktur. Ancak bugün de bazı toplumlarda görüldüğü gibi eski Mezopotamya, Mısır ve diğer Ön Asya uygarlıklarında birçok hastalığın tedavisinde vücuttan kan alma yoluna gidildiği bilinmektedir.

Hacamat tedavisi binlerce yıldır Çin’de kullanılan kupa terapisi yöntemiyle ortak prensiplere sahiptir.
Modern tıbbın babası Hipokrat (M.Ö. 460–377) ve Yunan tıbbının büyük hekimi Galen (M.S. 131-210) hacamattan bahsederler.

**Hz. Peygamber’in Hacamat Yaptırması ve Teşvik Etmesi**

Hz. Peygamber (sas) zamanında hacamatın, sağlığı korumak için ve bir tedavi metodu olarak uygulandığını, bizzat kendisinin de hacamat yaptırdığını ve hacamatı tavsiye ettiğini bilmekteyiz.

Hz. Peygamber (sav) bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir Haccâm’a başından kan aldırmak suretiyle hacamat yaptırmış, haccâma ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur:

“Hacamat (kan aldırma) sizin için en iyi tedavi yollarından biridir.” (Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakât 62, 63).

İbn Abbas, Resulullah’ın Miraç gecesinde, meleklerden oluşan bir cemaate her uğrayışında kendisine meleklerin, “Hacamat olmaya devam et! Ümmetine de hacamat olmalarını emret!” dediklerini nakleder. (Tirmizi, Tıb, 12; İbn Mâce, Tıb, 20; Ahmed b. Hanbel, I, 354).

Hz.Enes (r.a.), Resulullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem), boynunun iki tarafı ile iki omuzun arasından hacamat yaptırdığını bizlere bildirmektedir. (Ebû Dâvûd, Tıb 4; Tirmizi, Tıb 12; İbn Mâce, Tıb 21).

Ebu Kesbe el-Enmari (r.a.) de “Resulullah’ın başından ve iki omuzu arasından hacamat yaptırdığını ve “Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilâçla tedavi olmasa da zarar görmez.” (Ebû Dâvûd, Tıb 4; İbn Mâce, Tıb 21) buyurduğunu haber vermektedir.

Resûl-i Ekrem ve ashabının genel olarak ağrıya ve baş ağrısına karşı, baş (Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63), iki omuz arası (Ebû Dâvûd, Tıb 4; İbn Mâce, Tıb 21), boyunun sağ ve solunda bulunan damarlardan (Ebû Dâvûd, Tıb 4; Tirmizi, Tıb 12), kalça ve ayağın üstünden (Buhârî, Tıb, 14, 15; Ebû Dâvûd, Menâsik, 35, Tıb, 4,5) hacamat yaptırdıkları rivayet edilmektedir.

Hacamatta, vücutta kan alınabilecek noktaların bilinmesi önemlidir. Hadîslerde Peygamberimiz’in (sav), başından, boynundan, omzundan ve ayağından hacamat yaptırdığını görmekteyiz. Fakat hacamatın vücudun sadece bu azalara uygulanmadığını ağrıyan yere göre vücudun değişik yerlerine de uygulandığını bilmekteyiz.

Hz. Peygamber’in (sav) Hacamatı kamerî takvime göre on yedi, on dokuz ve yirmi birinci günler yapılmasını tavsiye eden hadislerin yanında, bir de hacamatın belli günlere tahsis edilmesiyle ilgili bazı rivayetler de bulunmaktadır.

İbn Ömer’den rivayet edilen bir hadise göre Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacamat için pazartesi, salı ve perşembe günlerini tavsiye etmekte (bk. İbn Mâce, Tıb, 22)

### Hacamatın Faydaları

Peygamberimiz (sas) hacamatın faydası ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Hacamatta şifa ve bereket vardır. Ayrıca hacamat aklı ve hıfzetme (ezberleme) gücünü arttırır. (İbn Mâce, Tıb 22).

Hacamat her şeyden önce bir kan verme eylemi olduğundan kan vermenin tıbbi faydaları başlığında bütün faydalara haizdir. Hacamat bağışıklık sistemine bağlı tüm kronik hastalıklara karşı tedavi edici özelliğe sahip olduğu gibi hastalıklardan korunmak adına da yapılır.

-Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırarak hastalıklardan korur.
-Kanda birikmiş ağır metal ve toksinlerin atılmasını sağlar.
-Kan üretimi ile görevli organları uyarır, kan dolaşımını ve metabolizmayı düzenler.
-Ağrıların giderilmesi ve ödem çözülmesinde etkilidir.
-Migren, bel-boyun fıtıkları, eklem ağrıları, karaciğer sorunları, kalp hastalıkları, psikolojik hastalıklar, unutkanlık, göz problemleri, kronik yorgunluk, tansiyon gibi bağışıklık sistemine bağlı tüm kronik hastalıkların tedavisinde başarıyla uygulanır.

Modern Tıpta; Hacamat, deneysel çalışmaların yetersiz olması ve tıbbi sakıncaları yüzünden modern tıpta kullanılmamaktadır. Kan vermenin de hacamat ile benzer etkide olduğu söylenebilir. Hacamatta kılcal damarlar üzerinden kan alınmaktadır. Kan verme işleminde ise venöz(toplardamara ait olan) kan verilmektedir.

### Tıbbi uyarılar:

Kansızlık, demir eksikliği, tansiyon düşüklüğü olan kişilerde, demir eksikliği ve beslenme problemleri nedeniyle dikkat eksikliği ve zihinsel yetersizlik yaşayanlarda akıtılan kan volümüne bağlı olarak durumu ağırlaştırabilir. Steril şartlarda yapılmayan uygulamalar hepatit B, HCV, HIV gibi tedavisi güç hastalıkların kişiye bulaştırılmasına yol açabilir. Çocuklarda, yaşlılarda, Hamile veya mensturasyon dönemindeki kadınlarda, metastatik kanser hastalarında, kemik ve kas problemleri olan kişilerde uygulanmamalıdır. Ayrıca DVT (kanın pıhtılaşarak beyne gitmemesi) rahatsızlığında da hacamatın uygulanmaması gerektiği bildirilmektedir.

Neticede hacamat da diğer tıbbi uygulamalar gibi sağlığımızı koruyan ve şifayı verenin yalnızca Allah olduğunu bilerek, yine O’nun ve hepimizin sevgilisi Hz. Muhammedin (sas) tavsiye ettiği vesileler ile O’nun Hafîz ve Şâfî isimlerine müracaat ederek şifa kapısına bir dokunuştur.

Nedim Bulut( nedim.bulut@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.