Allah cc. yardımcımız olsun.
Saray rejimini kuruyor. Ülkemizin yeni yüzü ile birlikte kıymetli adımlar atıyor(!). Aksarayımızla birlikte saraylarımız inşa halinde, çevre saraycıklarımızla birlikte ülkemizin yüz akı olacak, itibarımızı artıracak, itibardan tasarruf yapılmaz! Onun için biraz daha sabırlı olmalıyız.
Ülkede terör temizliği yapılıyor yeni rejimle birlikte. Meğer ülkeyi terörist öğretmenler, terörist mühendisler, terörist hakimler, terörist savcılar, terörist ev hanımları, terörist üniversite hocaları, terörist doktorlar, terörist psikologlar, terörist bürokratlar, terörist hemşireler, terörist askeri okullardaki öğrenciler, terörist işadamları, terörüst köylüler, esnaflar, meslek sahibi sanayiciler, camii imamları, başörtülü bacılar.. Meğer terörist akınına uğramış ülkemiz. Yüzyıldır bu teröristler ülkemizi geride bırakmışlar ama hamdolsun yeni rejimimiz, Ak sarayımız duruma el koydu, bu teröristlere cezaları verildi(!). Ölenler dünyada eşi benzeri olmayan hainler mezarlığına defnedildiler, yakınlarından başka kimseye müsade etmedik cenazelerine katılmaya, normal mezarlıklara izin vermedik, torunlarını da fişledik artık bir daha devletimize, sarayımıza sızamazlar. Liderimize dil uzatamazlar. Meğer ülkenin önünde bütün engeller bunlarmış öğrendik, ama geç kalmışız. Olsun şimdi önümüz açıldı artık kimse bizi durduramaz. Topyekün milli olduk hamdolsun.
Bütün partilerimiz aynı amaç doğrultusunda terörle mücadeleye destek veriyorlar. Ortak düşmanımız, yıllardır aramızda imişler hiç farketmemişiz bu ismi cismi belirsiz teröristleri, hamdolsun yakaladık. Artık müspet muhalefetimiz var yani cumhur ittifakı tamamdır. Bundan sonra asil milletimizin asil vazifesi başlıyor. Çok az zamanımız kaldı. Kaz dağlarında altınları çıkarıyoruz yüzde doksan altısı hazineye aktarılacak, hamdolsun milli değerlerimize sahip altın araması yapan şirketlerimiz var artık. Yakında Akdeniz’den de doğalgaz çıkaracağız. Milli jeoloji mühendislerini Norveç’ten devşirdik, çünkü her şeyin bir fiyatı var artık, eğitime üniversiteye insan yetiştirmeye ne hacet var. Ülkenin dört bir yanına yaptığımız ve yapacağımız sarayları da finanse edeceğiz. Belki de her ay her vatandaşın hesabına vatandaşlık maaşlarını aktaracağız, pilot bölge olarak kaybettiğimiz belediyelerde kredi kartlı çalışmadan maaş alanlar vardı, muhalefet çarpıttı projemizi, aslında yapacağımız, uygulamanın deneme ve pilot bölge uygulamasıydı. İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya’yı kaybetmeseydik tüm vatandaşlara kartlarını dağıtacaktık. Tüm dünyadaki soydaşlarımıza çağrı yapacağız. Gurbetçiler de dönecekler vatanları olan Türkiye’ye! O zaman dünyada hiç bir soydaşımız sıkıntı çekmeyecek. Bir dünya liderimiz var neden endişe ediyoruz ki?
Bir ültimatomla dünyayı titretiriz, artık e’y devri bitti ültimatom devri başladı. Hele bir de ekonomik, askeri, siyasi üstünlüklerimiz tamamlandı mı.. Almanlarda fabrikayı konyaya kuracaklarmış beyaz toroslar yerine siyah Volkswagen’lerimiz dünyaya dağıldı mı o zaman Avrupa düşünsün, ABD düşünsün, Rusya, Çin düşünsün.
Biz geliyoruz! Ramak kaldı, alt yapımız bitti, düşmanlarımızın demokrasileri yerlerde sürünüyor. Yakında halkları sokaklara dökülecek, memurlarının maaşlarını ödeyemiyorlar, başkanları milletvekilleri dahil yokluktan harcırah almıyor. Hele bazı avrupa ülkelerin avusturya finlandiya gibi, cumhuru reisleri, başbakanları, liderleri yokluktan normal seferli yolcu uçakları ile yurtdışı ziyaretlere gidiyorlar, durumları bu kadar kötü. Meclislerinde de, beyaz sarayda da günlük yemekleri kumanya veya meclis lokantalarında para ödeyerek yemek yiyorlar, yani bedavayı kaldırmışlar ne yapsınlar, hazineleri boşaltmamakla olur tasarruf, vatanın bütçesini korumakla vatan korunur, yok günün akçesine dokunmamakla vatan korunur, ülkenin milli varlıklarını korumakla vatan korunur. Bu avrupalılar var ya bunların hiçbirini koruyamadılar ve erkenden tükettiler, şimdi de boğazlarından kısmaya başladılar. Bir millet vekili bir öğretmen kadar maaş alıyor avrupada, oh olsun görecek günleri var!
Avrupa, Abd, Kanada, Rusya, Çin’in de vatandaşlarının isyanına ramak kaldı.
Bizim düşünmemize gerek yok. Dünya süper gücü olmamıza ramak kaldı.
Biraz daha dişimizi sıkalım vatandaşlarım, soydaşlarım az kaldı! Dubai gibi bir ülke daha kuracağız! Suriye’yi yeniden inşa edeceğiz! Ülkede ne kadar müteahhit, işçi, iş adamı varsa hepsini Suriye’nin inşaasına göndereceğiz. Güvenliği tesis edince de Suriye’de sınırlar kaldıracağız, biz de Suriye’de emlak-inşaat işine gireceğiz, gross marketler açabileceğiz, lüks oteller, avm’ler kuracağız.
Dicle ve fıratın suyu, Irak-Suriyenin mübarek münbit topraklarını ihya edecek bizimle birlikte. Güzel ülkemiz kısa zamanda 10’a katlayacak. Bu da şu demek; gayri safi milli hasılamız 100 bin dolar olacak, Katar seviyesine çıkacağız. O da oldu mu değmeyin keyfimize. Cuma namazını Şam’da, Kudüs’te kılacağız, belki Kahire de kapıları açar arada oraya da gideriz. Ezher Alimlerinden kuran fıkıh siyer dinlemek de nasip olur. Mekke-Medine’de artık hilafetin başı Ankara Ak saraya bağlanması muhtemeldir zorunlu hale gelecek. Dünyanın ağzı açılacak, güvenlik had safaya çıkacak. Aşiret devleti Suudilerin gazetecileri öldürüp kıyma makinesinde doğramasına da hesap soracağız. Bedelini on katı ile ödeyecekler. Bütün insanlığın savunucusu olan gazetecilere nasıl dokunulduğunu ve dokunanın cezasının nasıl kesildiğini dünya alem öğrenecek!
Bunlar gücümüzün(!) etkisiyle olacak.
Dünya; uçak fabrikaları, tank fabrikaları, kısa uzun menzilli silah fabrikaları yeraltı metroları kurduğumuzu, Mars’ta yeni şehirler kurduğumuzu görecek! Artık otomobil fabrikası yerine robot fabrikaları kurduğumuzu görecekler. Tesla’nın papucunu dama atacak nano teknoloji ile güneş enerjisinden üreteceğimiz enerjilerimize uygun yeni nesil araçlar üreteceğiz, devşirdiğimiz mühendislerimiz çalışıyorlar. Hele bir de bor enerjisini yakıt enerjisine dönüştürmeye başladık mı bizden iyisi yok, Konya’daki mühendisler bunun da üzerinde çalışıyorlar
Üzülmemize gerek yok aziz soydaşlarımız! Artık belediye başkanları olmayacak, sarayda başkan ve saraya bağlı valiler, valilere bağlı kaymakamlar, kaymakamlara bağlı muhtarlar olacak.
Ne lüzum var bu kadar insanı meşgul etmeye! Herkes kapısının önünü temizledi mi çöpçülere de gerek yok, belediyeler çöp toplamaktan kadro almaktan başka ne işe yararlar. Ha bir de emlak vergisi toplarlar onu da bir kaç memurla toplarız olur biter,
Ülkemiz zenginleştikçe dünyanın dört bir yanından 100 dolara çalışacak işçiler gelecek. Ev hanımları artık yardımcı temizlikçiler çalıştıracak, Rusya’dan avukatlar, doktorlar, hemşireler gelip aylık 100 dolara hizmet verecekler. Az kaldı, endişeye hacet yok. Yüksek güvenlikli dünyanın ender ülkelerinden birinde yaşıyoruz aziz soydaşlarım!
Bir koyunu kurt kapsa devletin kaymakamı veya muhtarı, vatandaşını çağırıp koyunu koruyamadığı için vatandaşına bedelini devlet tarafından ödeyecek. Çiftçi ürününü satamadığında muhtar bildirecek, devletin bildirdiği fiyat üzerinden çiftçinin parası ödenecek. O ürünleri devlet toplayıp Afrika’daki, Doğu Türkistan’daki, Gazze’deki Arakan’daki aç kardeşlerimize hibe olarak tasadduk edecek.
Çünkü ümettin ümidiyiz biz bunu yapmak zorundayız!
Aziz soydaşlarım, sizler nasıl bir ülkeye kavuştuğunuzun farkında değilsiniz, herşey o hain 15 temmuzla çok hızla başladı. Hamdolsun Allah lütfu ile bize ikram eyledi bu güzellikleri, yakında göreceksiniz. Bize güvenin yeter ki!
Doğum yapan annelere iki yıl maaş verilecek, iki maaş da çocuk harcırahı ödeyecek, dünyada eşi benzeri olmayan bir ülkeye kavuşmak üzeresiniz. Rahat olun az kaldı. Yeni rejimimiz oturmadı fakat oturmaya ramak kaldı. Devlet bey var gücüyle çalışıyor sistemi oturtmaya çok gayret sarf ediyor, gece gündüz villasından çıkamıyor hatta ziyaretçilerini orada ağırlıyor. Halk terörünün kökünü kazıyoruz, onları yok ettik, sürdük, hapsettik. Artık engel yok hamdolsun. Yakında uçuşa geçeceğiz. Trump, Putin, bütün dünya liderleri bizim politikamızı izlemek mecburiyetinde kalacaklar. Ha onu da ifade edeyim tüm bu başarıları cumhur ittifakı devlet beyefendi ve doğu beyefendinin de destekleri ile başardık, onlara da huzurunuzda teşekür ediyorum milletimin adına. :))
Not:
Temel, uzun yıllar yönetici olarak çalıştıktan sonra danışman olmaya karar vermiştir. Bir tavuk çiftliği sahibi Temel’i çağırır ve der ki “Bir derdim var, tavuklar hastalanıyor. Son günlerde epeyce bir kayıp verdik. Sizce ne yapmamız gerekir?” Temel, “Kolayı var, size vereceğim şu ilacı kullanın, faydasını göreceksiniz.” der. Çiftlik sahibi Temel’in dediğini yapar.
Ertesi hafta Temel tekrar çiftliğe geldiğinde durumu sorar. Adam der ki “Hiç düzelme olmadı. Aksine kayıplar arttı. Tavukların yarısını kaybettik. Zararımız büyük.” Temel, kendine çok güvenli bir ses tonuyla, “Öyleyse geçen hafta verdiğim ilacı bırakın, size vereceğim bu yeni ilacı kullanın. Bu kesinlikle işe yarayacaktır.” der.
Bir sonraki hafta tekrar buluştuklarında durum daha da kötüleşmiştir. Çiftlik sahibi umutsuzluk içindedir. Temel müşterisini sakinleştirir, panik yapmamasını söyler ve yepyeni bir ilaç verir ve aynı zamanda tavukların yemini değiştirir. Bu yeni yöntemle kesin sonuca ulaşacaklarını söyler; çünkü Temel böyle durumlarla daha önce çok karşılaşmıştır ve hepsinde de çok başarılı olmuştur. Çaresiz çiftlik sahibi Temel’in önerdiği yöntemlerin hepsini uygulayacağını söyler.
Temel tekrar çiftliğe gittiğinde büyük bir heyecanla durumda ne kadar iyileşme olduğunu sorar.
Adam der ki “Bütün tavukları kaybettik. Mahvolduk.”
Ve perişan bir şekilde Temel’e “Şimdi ne yapacağız?” diye sorar.
Temel kafasını kaşır ve der ki,
“Bende daha çok strateji vardı; ama sende tavuk kalmadı.”
Bu yazıyla, siyasi düşüncemizi gasp edenlere biraz da olsa mizahsen olarak seslenmek istedik, söylediklerimiz bundan ibarettir. Hiç kimsenin şahsına karşı söylenmemiştir yönetim anlayışlarına karşı demokratik eleştiri hakkımızı kullanmak için yazılmıştır.
Allah cc. yardımcımız olsun.
Saray rejimini kuruyor. Ülkemizin yeni yüzü ile birlikte kıymetli adımlar atıyor(!). Aksarayımızla birlikte saraylarımız inşa halinde, çevre saraycıklarımızla birlikte ülkemizin yüz akı olacak, itibarımızı artıracak, itibardan tasarruf yapılmaz! Onun için biraz daha sabırlı olmalıyız.
Ülkede terör temizliği yapılıyor yeni rejimle birlikte. Meğer ülkeyi terörist öğretmenler, terörist mühendisler, terörist hakimler, terörist savcılar, terörist ev hanımları, terörist üniversite hocaları, terörist doktorlar, terörist psikologlar, terörist bürokratlar, terörist hemşireler, terörist askeri okullardaki öğrenciler, terörist işadamları, terörüst köylüler, esnaflar, meslek sahibi sanayiciler, camii imamları, başörtülü bacılar.. Meğer terörist akınına uğramış ülkemiz. Yüzyıldır bu teröristler ülkemizi geride bırakmışlar ama hamdolsun yeni rejimimiz, Ak sarayımız duruma el koydu, bu teröristlere cezaları verildi(!). Ölenler dünyada eşi benzeri olmayan hainler mezarlığına defnedildiler, yakınlarından başka kimseye müsade etmedik cenazelerine katılmaya, normal mezarlıklara izin vermedik, torunlarını da fişledik artık bir daha devletimize, sarayımıza sızamazlar. Liderimize dil uzatamazlar. Meğer ülkenin önünde bütün engeller bunlarmış öğrendik, ama geç kalmışız. Olsun şimdi önümüz açıldı artık kimse bizi durduramaz. Topyekün milli olduk hamdolsun.
Bütün partilerimiz aynı amaç doğrultusunda terörle mücadeleye destek veriyorlar. Ortak düşmanımız, yıllardır aramızda imişler hiç farketmemişiz bu ismi cismi belirsiz teröristleri, hamdolsun yakaladık. Artık müspet muhalefetimiz var yani cumhur ittifakı tamamdır. Bundan sonra asil milletimizin asil vazifesi başlıyor. Çok az zamanımız kaldı. Kaz dağlarında altınları çıkarıyoruz yüzde doksan altısı hazineye aktarılacak, hamdolsun milli değerlerimize sahip altın araması yapan şirketlerimiz var artık. Yakında Akdeniz’den de doğalgaz çıkaracağız. Milli jeoloji mühendislerini Norveç’ten devşirdik, çünkü her şeyin bir fiyatı var artık, eğitime üniversiteye insan yetiştirmeye ne hacet var. Ülkenin dört bir yanına yaptığımız ve yapacağımız sarayları da finanse edeceğiz. Belki de her ay her vatandaşın hesabına vatandaşlık maaşlarını aktaracağız, pilot bölge olarak kaybettiğimiz belediyelerde kredi kartlı çalışmadan maaş alanlar vardı, muhalefet çarpıttı projemizi, aslında yapacağımız, uygulamanın deneme ve pilot bölge uygulamasıydı. İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya’yı kaybetmeseydik tüm vatandaşlara kartlarını dağıtacaktık. Tüm dünyadaki soydaşlarımıza çağrı yapacağız. Gurbetçiler de dönecekler vatanları olan Türkiye’ye! O zaman dünyada hiç bir soydaşımız sıkıntı çekmeyecek. Bir dünya liderimiz var neden endişe ediyoruz ki?
Bir ültimatomla dünyayı titretiriz, artık e’y devri bitti ültimatom devri başladı. Hele bir de ekonomik, askeri, siyasi üstünlüklerimiz tamamlandı mı.. Almanlarda fabrikayı konyaya kuracaklarmış beyaz toroslar yerine siyah Volkswagen’lerimiz dünyaya dağıldı mı o zaman Avrupa düşünsün, ABD düşünsün, Rusya, Çin düşünsün.
Biz geliyoruz! Ramak kaldı, alt yapımız bitti, düşmanlarımızın demokrasileri yerlerde sürünüyor. Yakında halkları sokaklara dökülecek, memurlarının maaşlarını ödeyemiyorlar, başkanları milletvekilleri dahil yokluktan harcırah almıyor. Hele bazı avrupa ülkelerin avusturya finlandiya gibi, cumhuru reisleri, başbakanları, liderleri yokluktan normal seferli yolcu uçakları ile yurtdışı ziyaretlere gidiyorlar, durumları bu kadar kötü. Meclislerinde de, beyaz sarayda da günlük yemekleri kumanya veya meclis lokantalarında para ödeyerek yemek yiyorlar, yani bedavayı kaldırmışlar ne yapsınlar, hazineleri boşaltmamakla olur tasarruf, vatanın bütçesini korumakla vatan korunur, yok günün akçesine dokunmamakla vatan korunur, ülkenin milli varlıklarını korumakla vatan korunur. Bu avrupalılar var ya bunların hiçbirini koruyamadılar ve erkenden tükettiler, şimdi de boğazlarından kısmaya başladılar. Bir millet vekili bir öğretmen kadar maaş alıyor avrupada, oh olsun görecek günleri var!
Avrupa, Abd, Kanada, Rusya, Çin’in de vatandaşlarının isyanına ramak kaldı.
Bizim düşünmemize gerek yok. Dünya süper gücü olmamıza ramak kaldı.
Biraz daha dişimizi sıkalım vatandaşlarım, soydaşlarım az kaldı! Dubai gibi bir ülke daha kuracağız! Suriye’yi yeniden inşa edeceğiz! Ülkede ne kadar müteahhit, işçi, iş adamı varsa hepsini Suriye’nin inşaasına göndereceğiz. Güvenliği tesis edince de Suriye’de sınırlar kaldıracağız, biz de Suriye’de emlak-inşaat işine gireceğiz, gross marketler açabileceğiz, lüks oteller, avm’ler kuracağız.
Dicle ve fıratın suyu, Irak-Suriyenin mübarek münbit topraklarını ihya edecek bizimle birlikte. Güzel ülkemiz kısa zamanda 10’a katlayacak. Bu da şu demek; gayri safi milli hasılamız 100 bin dolar olacak, Katar seviyesine çıkacağız. O da oldu mu değmeyin keyfimize. Cuma namazını Şam’da, Kudüs’te kılacağız, belki Kahire de kapıları açar arada oraya da gideriz. Ezher Alimlerinden kuran fıkıh siyer dinlemek de nasip olur. Mekke-Medine’de artık hilafetin başı Ankara Ak saraya bağlanması muhtemeldir zorunlu hale gelecek. Dünyanın ağzı açılacak, güvenlik had safaya çıkacak. Aşiret devleti Suudilerin gazetecileri öldürüp kıyma makinesinde doğramasına da hesap soracağız. Bedelini on katı ile ödeyecekler. Bütün insanlığın savunucusu olan gazetecilere nasıl dokunulduğunu ve dokunanın cezasının nasıl kesildiğini dünya alem öğrenecek!
Bunlar gücümüzün(!) etkisiyle olacak.
Dünya; uçak fabrikaları, tank fabrikaları, kısa uzun menzilli silah fabrikaları yeraltı metroları kurduğumuzu, Mars’ta yeni şehirler kurduğumuzu görecek! Artık otomobil fabrikası yerine robot fabrikaları kurduğumuzu görecekler. Tesla’nın papucunu dama atacak nano teknoloji ile güneş enerjisinden üreteceğimiz enerjilerimize uygun yeni nesil araçlar üreteceğiz, devşirdiğimiz mühendislerimiz çalışıyorlar. Hele bir de bor enerjisini yakıt enerjisine dönüştürmeye başladık mı bizden iyisi yok, Konya’daki mühendisler bunun da üzerinde çalışıyorlar
Üzülmemize gerek yok aziz soydaşlarımız! Artık belediye başkanları olmayacak, sarayda başkan ve saraya bağlı valiler, valilere bağlı kaymakamlar, kaymakamlara bağlı muhtarlar olacak.
Ne lüzum var bu kadar insanı meşgul etmeye! Herkes kapısının önünü temizledi mi çöpçülere de gerek yok, belediyeler çöp toplamaktan kadro almaktan başka ne işe yararlar. Ha bir de emlak vergisi toplarlar onu da bir kaç memurla toplarız olur biter,
Ülkemiz zenginleştikçe dünyanın dört bir yanından 100 dolara çalışacak işçiler gelecek. Ev hanımları artık yardımcı temizlikçiler çalıştıracak, Rusya’dan avukatlar, doktorlar, hemşireler gelip aylık 100 dolara hizmet verecekler. Az kaldı, endişeye hacet yok. Yüksek güvenlikli dünyanın ender ülkelerinden birinde yaşıyoruz aziz soydaşlarım!
Bir koyunu kurt kapsa devletin kaymakamı veya muhtarı, vatandaşını çağırıp koyunu koruyamadığı için vatandaşına bedelini devlet tarafından ödeyecek. Çiftçi ürününü satamadığında muhtar bildirecek, devletin bildirdiği fiyat üzerinden çiftçinin parası ödenecek. O ürünleri devlet toplayıp Afrika’daki, Doğu Türkistan’daki, Gazze’deki Arakan’daki aç kardeşlerimize hibe olarak tasadduk edecek.
Çünkü ümettin ümidiyiz biz bunu yapmak zorundayız!
Aziz soydaşlarım, sizler nasıl bir ülkeye kavuştuğunuzun farkında değilsiniz, herşey o hain 15 temmuzla çok hızla başladı. Hamdolsun Allah lütfu ile bize ikram eyledi bu güzellikleri, yakında göreceksiniz. Bize güvenin yeter ki!
Doğum yapan annelere iki yıl maaş verilecek, iki maaş da çocuk harcırahı ödeyecek, dünyada eşi benzeri olmayan bir ülkeye kavuşmak üzeresiniz. Rahat olun az kaldı. Yeni rejimimiz oturmadı fakat oturmaya ramak kaldı. Devlet bey var gücüyle çalışıyor sistemi oturtmaya çok gayret sarf ediyor, gece gündüz villasından çıkamıyor hatta ziyaretçilerini orada ağırlıyor. Halk terörünün kökünü kazıyoruz, onları yok ettik, sürdük, hapsettik. Artık engel yok hamdolsun. Yakında uçuşa geçeceğiz. Trump, Putin, bütün dünya liderleri bizim politikamızı izlemek mecburiyetinde kalacaklar. Ha onu da ifade edeyim tüm bu başarıları cumhur ittifakı devlet beyefendi ve doğu beyefendinin de destekleri ile başardık, onlara da huzurunuzda teşekür ediyorum milletimin adına. :))
Not:
Temel, uzun yıllar yönetici olarak çalıştıktan sonra danışman olmaya karar vermiştir. Bir tavuk çiftliği sahibi Temel’i çağırır ve der ki “Bir derdim var, tavuklar hastalanıyor. Son günlerde epeyce bir kayıp verdik. Sizce ne yapmamız gerekir?” Temel, “Kolayı var, size vereceğim şu ilacı kullanın, faydasını göreceksiniz.” der. Çiftlik sahibi Temel’in dediğini yapar.
Ertesi hafta Temel tekrar çiftliğe geldiğinde durumu sorar. Adam der ki “Hiç düzelme olmadı. Aksine kayıplar arttı. Tavukların yarısını kaybettik. Zararımız büyük.” Temel, kendine çok güvenli bir ses tonuyla, “Öyleyse geçen hafta verdiğim ilacı bırakın, size vereceğim bu yeni ilacı kullanın. Bu kesinlikle işe yarayacaktır.” der.
Bir sonraki hafta tekrar buluştuklarında durum daha da kötüleşmiştir. Çiftlik sahibi umutsuzluk içindedir. Temel müşterisini sakinleştirir, panik yapmamasını söyler ve yepyeni bir ilaç verir ve aynı zamanda tavukların yemini değiştirir. Bu yeni yöntemle kesin sonuca ulaşacaklarını söyler; çünkü Temel böyle durumlarla daha önce çok karşılaşmıştır ve hepsinde de çok başarılı olmuştur. Çaresiz çiftlik sahibi Temel’in önerdiği yöntemlerin hepsini uygulayacağını söyler.
Temel tekrar çiftliğe gittiğinde büyük bir heyecanla durumda ne kadar iyileşme olduğunu sorar.
Adam der ki “Bütün tavukları kaybettik. Mahvolduk.”
Ve perişan bir şekilde Temel’e “Şimdi ne yapacağız?” diye sorar.
Temel kafasını kaşır ve der ki,
“Bende daha çok strateji vardı; ama sende tavuk kalmadı.”
Bu yazıyla, siyasi düşüncemizi gasp edenlere biraz da olsa mizahsen olarak seslenmek istedik, söylediklerimiz bundan ibarettir. Hiç kimsenin şahsına karşı söylenmemiştir yönetim anlayışlarına karşı demokratik eleştiri hakkımızı kullanmak için yazılmıştır.