DOLAR

40,1760$% 0.2

EURO

47,1333% 0.13

STERLİN

54,6902£% 0.45

GRAM ALTIN

4.292,83%0,22

ONS

3.326,04%0,08

BİST100

10.331,31%1,61

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Güneyin Kraliçesi

0

BEĞENDİM

“Kaç devir geldi, kaç nesil geçti

Kaç çiçek soldu, hani bu sondu,
Hani bir sarı fırtına koptu zamansız
Kaç tohum, filiz dondu.
Hani bir acı yel savurdu, yürekler son defa vurdu
Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz,
Dünya ne sana ne de bana kalmaz,
Sultan Süleyman’a kalmadı,
Böyle, hiçbir kitap yazmaz.”
Diye şarkılara konu olan bir zenginliğin var olduğu söylendi dillerden dile. Para, mal, mülk deyince hemen akla gelen bir peygamber vardır. İsteseniz O(as)nun ile aynı dönemde yaşayan bir hanımdan bahsedelim bu defa. Duyduğum kadarıyla onun kıssasını kısaca yazayım.
Babasından sonra peygamberlik şerefine erişen mübarek ve çok zengin zâtın yanına çok zaman geçmeden Hüdhüd Kuşu çıkagelir.
“Ben, senin malûmatın dahilinde olmayan önemli bir bilgiye ulaştım ve sana Sebe’den on çok mühim ve doğruluğu şüphesiz bir haberle geldim. ,” der. Allah peygamberine mucize olarak; rüzgarlardan başka, kuşları ve cinnileri emrine vermiştir. Üstelik bu kişi Mescid-i Aksa’yı ve hükümet sarayını da yaptırmıştır. Kuş:
“Sebe’yi bir kadın hükümdarın yönettiğini gördüm. Kendisine her şey verilmiş. Çok büyük bir tahta, yönetime sahip. Ne var ki, kendisinin ve halkının Allah’a değil de, güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, yaptıklarını onlara güzel göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden, bulunmaları gereken doğru yol üzerinde değiller. Oysa göklerde ve yerde gizli bulunan her şeyi açığa çıkaran ve her neyi gizleyip kendinize saklıyor, her neyi de açığa vuruyorsanız, bunların hepsini bilen Allah’a secde ve ibadet etmeleri gerekmez mi? O Allah ki, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur; o büyük Arş’ın Rabbidir.”
Peygamber (as):“Göreceğiz, doğru mu söylüyorsun, yoksa bir yalancı mısın?” diyerek eline aldığı kağıt kalemiyle mektup yazar;
“Bu mektubumu al götür.Kraliçe ile idare meclisinin önlerine bırak. Sonra bir kenara çekil, bak bakalım, mektubu nasıl karşılayacaklar?” diyerek kuşa verir.
Bunlardan habersiz ülkesinde yaptığı toplantıda devlet işlerini görüşen Kraliçeye mektubu verir ve kenara çekilerek seyreder olan biteni. Elindekini okuyan Kraliçe etrafındakilere:
“Ey vezirler, idare meclisinin değerli üyeleri! Bana çok yüksek bir makamdan geldiği anlaşılan önemli bir mektup bırakıldı.” derken herkes şaşkın gözlerle bakar Melikesine. O ise sözlerine:
“Bu mektup Süleyman’dan geliyor. Rahman ve Rahîm olan Allah’ın Adı’yla diye başlıyor. Yazdıklarının özü ise bana karşı ululuk göstermeyin ve tam bir teslimiyetle bana gelin! Ey vezirler, idare meclisinin değerli üyeleri! Karşı karşıya bulunduğum bu meselede bana görüşlerinizi söyleyin. Biliyorsunuz ki, sizin desteklemediğiniz herhangi bir konuda ben asla kesin bir karar vermiş değilim.” diye devam eder. Melike etrafındakilerin onayını almadan yeni bir işe kalkışmazdır. Heyet belli bir süre konuşup istişare ettikten sonra:
“Biz,güçlü kuvvetliyiz ve oldukça savaşçı bir milletiz. Ama yetki sizindir. Bir değerlendirmede bulunup, nasıl davranılması gerekiyorsa onu emredin.” derler. “Doğrusu,krallar bir ülkeye girdiler mi, oranın düzenini bozar ve halkın azizlerini sefil ve zelil ederler. Evet, böyle yapar onlar.” der, kısa süre düşünür Kraliçe. “Şimdi ben Süleyman ve idarecilerine, önemli, anlamlı bir hediye göndereceğim ve elçilerimin ne tür bir cevapla geleceklerine bakacağım.”
“Siz nasıl isterseniz.” der yanındakiler. Melike değerli hediyelerle elçilerini gönderir. Elçiler götürdüklerini sunar.Süleyman (as):
“Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği peygamberlik, hükümdarlık ve servet size verdiği her şeyden çok daha hayırlı, çok daha üstündür. Ancak siz, işte bu tür hediyelerinizle sevinir, böbürlenirsiniz. Şimdi, seni gönderenlerin yanına dön ve hiç şüphe etmesinler ki, üzerlerine karşı koyamayacakları ordularla geleceğiz ve onları yurtlarından zelil ve mağlûp bir halde çıkaracağız.” der heyeti gönderir. Kraliçe ise aldığı cevap karşılığında O’nu ziyaret etmeye karar verir. İhtişamlı tahtını korunaklı bir odaya kilitler yola çıkar. O Kudüs yolunda iken Süleyman, idare meclisinde:
” Değerli meclis üyeleri! Onlar teslimiyet içinde bana ulaşmadan, hanginiz bana Kraliçe’nin tahtını getirir?” diye sorar.Cinler içinde en güçlü–kuvvetlilerden biri: “Şimdi sen, toplantıyı bitirip de makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm. Şüphesiz bunu yapacak güçteyim ve bana güvenebilirsin, söylediğimi yaparım!” der. Kitap’tan hususî bir bilgiye sahip olan zat ise:
“Ben, onu sana daha gözünü kırpmadan getiririm!” der demez Süleyman tahtı yanı başına konmuş görür:
“Bu, Rabbimin bir lütfüdür. Karşılığında şükür mü edeceğim, yoksa öyle bir lütfu kendimden bilip nankörlük mü yapacağım diye beni sınıyor. Kim şükrederse, ancak kendi iyiliğine olarak şükreder. Kim de nankörlükte bulunursa, şurası bir gerçek ki, Rabbim mutlak servet sahibidir ve kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur; lütuf ve keremi pek boldur.” der ve:
“Şimdi, Kraliçe’nin tahtını tanıyamayacağı hale getirin, bakalım gerçeği görüp hidayete erecek mi, yoksa hidayete eremeyenlerden olmaya devam mı edecek?” derken Kraliçe gelir ve kendisine:
“Bak bakalım, bu senin tahtın olmasın?” der.
“Evet, sanki o!” cevabını verdi Kraliçe :
“Zaten bize daha önce Süleyman ve hükümdarlığı, misyonu, sahip bulunduğu imkânların kaynağı konusunda bilgi ulaşmıştı ve biz de teslim olmaya karar vermiştik.” diye ekler.
Kraliçeyi gerçeği bulmaktan alıkoyan inadı, kibri ve aklî–iradî tercihi değil, atalarından gelen bir âdet olarak Allah’tan başka sahte ilâhlara tapmasıydı. İnkârcı bir toplum içinde neşet etmiştir. Süleyman (as) ise:
“Buyurun, saraya girin!” der. Melike saraya girince, zemininde engin ve duru su olduğunu, sanki bir havuza girdiğini zannedip eteğini sıvar. Süleyman(as):
“Bu, tabanı kristal kaplı sırçadan yapılmış bir saraydır.” dediğinde böyle bir mülke herhangi bir hükümdarın değil, ancak bir peygamberin sahip olabileceği neticesine varır Kraliçe. Ve:
“Rabbim, ben, şimdiye kadar Sen’den başkasına tapmakla kendime zulmetmişim. Artık Süleyman’ın maiyetinde, Âlemlerin Rabbi Allah’a teslim olmuş bulunuyorum.” der.
Rivayete göre Süleyman (as) ile evlenmektedir. Melike hayattan büyük zevk almaya başlar. Mutluluğu yaşarken, ibadetlerini büyük bir aşkla severek yerine getirir. Davud isminde bir oğlu olup, çocuğu her ikisinin de sağlığında vefat eder.
Kırk yıllık birliktelikten sonra önce Hazreti Süleyman (as) kısa bir müddet sonra kendisi vefat eder. Vefatının ardından bir çok sanat eserine konu olmuştur.
İşte bu kadın Matta İncil’inde “Güneyin Kraliçesi” diye geçmekte, eski Ahit’te bir Hıristiyan metaforu ve analojisi olarak kullanılmaktadır.
İspatlanamasa bile Arap akademisyenlerinin kimine göre Yemen’de kimine göre kuzey batı Arabistan’da yaşadığı düşünülmektedir. Bazıları ise kendi soylarını ona kadar dayandırmaya çalışmaktadır. Tarihçilere göre milattan önce onuncu yüzyılda yaşamıştır. Tevrat ve Kur’an-ı Kerim’de bahsedilmiş fakat ismen belirtilmemektedir.
Hazreti Muhammed(sav)’e göre ise; O Reyyan’ın oğlu Malik’in oğlu Serâhîl’in kızıdır. Annesi Farla Cinn’lerindendir dediği sahih midir bilinmez ama böyle rivayet edildiği söylenmektedir. Ebu Hureyre’nin: “Belkıs’ın ebeveyninden birisi cinni idi.” rivayeti bunu desteklemektedir.
Evet o kadın Saba Melikesi BELKIS’dır.
Bir çok sanat eserinde resmedilen akla hayale sığmayan hayatı içen Melikedir. Bu nedenle:
“Eğer bu böyle ise, ben de Saba Kraliçesi’yim” diye İngiltere’de halk arasında yaygın bir deyim vardır. Bahsi geçen ifadenin inanılmayacak kadar ütopik olduğu belirtilmektedir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

porno porno izle porno doeda ramadabet girişsloticaleograndslotdayvenombetdeobetritzbetexonbet girişbetwildradissonbetpashagamingpalacebetmaxwinspinco girişbetsinbetsalvadorpalazzobetroyalbetgrandpashabet

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.