DOLAR

36,7705$% 0.18

EURO

40,1993% -0.01

STERLİN

47,7376£% 0.04

GRAM ALTIN

3.594,29%0,42

ONS

3.037,56%0,11

BİST100

10.802,23%-0,55

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Gözün Rüşveti

Gözün Rüşveti
0

BEĞENDİM

“Göz hakkı nedir? Yol kenarındaki bir ağaçtan göz hakkı diye orada yiyecek kadar alınabilir mi? Bu kul hakkı olur mu?”

Yunus Emre, “Ele geleni yersin.Dile geleni dersin.Böyle dervişlik olmaz” der. Her ele geleni yemek, kişinin boğazına haram lokma kaçışını kolaylaştırır.

Göz hakkı veren taraf için söz konusu edilirse fazilet olur; veren helâl etmeden alan taraf için söz konusu edilirse kul hakkı olur. Yol kenarındaki ağaç sahibi yoldan gelip geçenin yemesini helâl etmişse mesele yok. Eğer böyle bir helâllik söz konusu değilse, veya bilinmiyorsa, her yoldan geçenin göz hakkı diye bu ağacın ürününden yemesi şüphesiz kul hakkına girer. Yoldan geçme hakkı hiç kimseye, yol kenarındaki ağaçtan yeme hakkını vermez. 

**Başkasına ait ağaçların meyvelerinden izinsiz yemek helal midir? Yol kenarındaki ağaçların meyvelerini yemek caiz mi ?**

Başkalarına ait olan ağaçların meyvelerini onlardan izinsiz yemek **caiz** olmaz. Ancak sahibi olmayan veya başkası tarafından insanların faydasına sunulmuş ağaçların meyvesini yemenin bir mahsuru yoktur.

Başkasına ait ağaçların meyveleri, hayvanların sütleri, tarlalarındaki ekinleri gibi yiyecek ve içecekler hakkında Peygamber Efendimiz (asm)’den değişik rivayetler vardır. Bu rivayetlerin değişik olması ve bazılarının sanki sahibinin izni olmadan da yenilebileceği gibi anlaşılması, bazılarının da sahibinin izni olmadan alınmaması gerektiğini açıkça ifade etmesi, konu hakkında farklı görüşlere neden olmuştur. 

Bu ve buna benzer konularla ilgili farklı görüşler varsa da İslam alimlerinin hemen hemen tamamı, sadece muzdar (mecbur) olanın borçlanmak kaydıyla sahibinden habersiz malından alabileceğini söylemiştir. Hayati tehlike içinde olan kimsenin böyle bir durumda sahibinden izinsiz yemesi haram olmazsa da sonradan yediği kadarının değerini sahibine vermesi gerekir.

Bu mal, meyve olabilir veya ekin olabilir, ihtiyaç haline göre bir başka şey de olabilir. Belirtilen hüküm hepsi için geçerlidir. Osmanlı askerlerinin fetihler sırasında gayri müslimlerin bağlarından topladıkları meyvelere mukabil, ağaçlara para bağlamaları, bu kaide gereğince olmalıdır.

“Kimse kardeşinin hayvanını, iznini almadan sağmasın. Sizden kim, odasına başkalarının girip hazinelerini kırmasından, yiyeceklerini saçıp dağıtmasından hoşlanır? Tıpkı bunun gibi, hayvanlarının memeleri de onlar için yiyeceklerinin hazineleri durumundadır. Öyleyse kimse izin almadan başkasının hayvanını sağmasın.”hadisine göre İbnu Abdilberr der ki: “Bu hadis Müslümanın, bir diğer Müslümanın izni olmadan herhangi bir şeyini almayı yasaklamaktadır. Burada özellikle sütün zikredilmesi, süt hususunda insanların gevşek davranmaları sebebiyledir. Böylece sütten daha evlâ olan mala karşı onunla uyarıda bulunmuştur.”

Bazı alimler “Gönül rızasının varlığının bilinmesi ile bilinmemesi arasında fark görmeden yeyip içmenin mutlak olarak helal olduğuna” hükmetmiştir. Bunlar, bu görüşlerine Tirmizî ve Ebû Dâvud’da gelen bir rivayeti delil gösterirler. Ancak hemen belirtelim ki bu düşünceye katılmayan âlimler şöyle itiraz ederler: “Bu konuda yasakla ilgili hadis daha  sahihtir ve kendisiyle amel hususunda  daha önce gelir. Ayrıca, bu görüş, Müslümanın malını, izni olmadan tasarruf etmeyi haram kılan temel kaideye de aykırı düşmektedir, öyleyse buna iltifat edilemez.”

Bununla beraber, konuyla ilgili hem yasak hem de helal diyen rivayetleri birleştirip, aralarındaki zıtlığı çeşitli şekillerde kaldıranlar da var.

**Yola düşen meyveleri yemek caiz midir?**

Herkesin geçtiği sokağa düşmüş  meyveler ise, ceviz gibi çürümeyenleri, sahibinin izin verdiği biliniyorsa, yemek caiz olur. İzin verdiği bilinmiyorsa yemek caiz olmaz. Kiraz gibi çürüyecek  meyve ise, sahibinin yasak ettiği bilinmedikçe alıp yenilebilir. Alıp, evine götürmek caiz değildir.

Dağdaki meyveler; alıç, kuşburnu, kızılcık, yabani ahlat, mantar yemek de günah değildir.

Her hangi bir şekilde çit ile  çevrili değil ise ve sahipli değil ise kudretten yetişmiş bir yerde ise dağda yetişen meyveleri, yemek caizdir.

Yollara dökülmüş olan ağaç  yaprakları, eğer dut yaprakları  gibi kendisi ile  yararlanacak şeyler ise, bunları başkalarının toplaması caiz değildir. Yoksa bunların değerini ağaç  sahibine ödemek gerekir. Fakat  bunlar, yararlanılmayacak şeyler ise, toplanıp alınabilirler, ödenmeleri gerekmez.

Ekin ve bostan tarlalarında ekinler ve bostanlar alındıktan sonra, başkalarının  toplamasına  âdet olarak izin verilmişse, arta kalan ekin veya kavun, karpuz, hıyar, üzüm gibi döküntü şeyleri, başkalarının toplaması caizdir.

 

**Bu görüşleri özetlemek gerekirse:**

1. İzin, mal sahibinin gönül rızasının bilinmesine, yasak ise rızanın bilinmemesine göredir.

2. İzin yolculara  özeldir, yolcu olmayanlara değil veya muzdar olana veya çaresiz şekilde aç kalmış olana mahsustur.

3. İznin Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın devriyle ilgili olduğu, yasağın da, (aleyhissalâtu vesselâm)’dan sonra çıkacak olan cimriliğe ve yardımlaşmanın terki gibi durumlara işaret ettiği anlamına gelir.

4. Yasak, mal sahibinin, yolcudan daha muhtaç olma durumuyla ilgilidir.

5. İzin, mal sahibinin muhtaç olmadığı duruma; yasak hadisi de mal sahibinin zenginlik aradığı duruma göredir.

6. Nevevî der ki: “Alimler bir bahçeye veya ekine veya dağda otlayan sürüye uğrayan şahıs hakkında farklı görüşlerin olduğunu söyler ve genel görüşü şöyle açıklar: “Böyle bir şahsın ekinlerden, hayvanların sütlerinden ve ağaçların meyvelerinden bir şey alamaz. Zaruret varsa alır, fakat mal sahibine borçlanır.”

Sonuç olarak bu konularda  toplumda bulunan adete göre hareket edilmesi gerekmektedir. İbnu’l-Arabî, âdete göre hareket edilmesini tercih eder ve der ki: Hicaz, Şam vs. beldelerde halkın âdeti, bu meselede, bizim beldenin aksine, müsamaha ve hoşgörüydü.

Buna göre bir yerde ekinlerden, hayvanların sütlerinden ve ağaçların meyvelerinden sahibinin izni olmadan yemek adet olmuş ve kimse buna karşı çıkmıyorsa toplayıp götürmemek şartıyla yemek caiz olur. Ancak böyle bir adet yoksa sahibinin izni olmadan yemek caiz değildir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.