İlmin sadece kitaplarda saklı olduğu düşüncesinde olan bizler, tarih’in sadece kitaplarda yazandan müteşekkil olduğuna inandırıldığımız gibi coğrafyanında sadece haritalara sıkıştırıldığına inanır olduk.
Neden mi? Çünkü ne ilköğretim, ne lise, ne de üniversitede öğretilmedi bize bir deniz kıyısına zehirlenen balıklardan başka, çocukların cesetlerinin de vurabileceği!
Belki içinizden geçecek “o olay eskidi“ demek. Haklı olabilirsiniz belki bugün sahile bir çocuk vurmamıştı ama köprü altında bıçaklanmıştı bir kardeşi, diğeri ise benim karşıma dikildi bugün.
Nasıl mı? Bugün gözlerim, bu güzel şehir Samsun’a rengini veren deniz’i ararken, birden sokağın köşesinde vuku bulan sinsice hareketle karşı karşıya kaldı.
Dikkatimi topladığımda köşedekinin elindeki simidine sıkıca sarılmış 8-9 yaşlarında bir Suriyeli olduğu anladım.
Onun o hali beni o kadar etkilemişti ki birden üzerine doğru yönelince eğik başının altından simsiyah parlayan gözleri kurşun gibi dikildi sanki kalbime.
Yüzü ne kadar aç ve bitkin olduğunu anlatıyordu sanki, o masum bakışının ardından elimi cebime attım ki beni ikinci defa yaraladı, durumu fark eden gözleri sanki ver der gibiydi lakin birden eğilen başı ve kızaran yüzü sanki verme diyordu.
O an elinde yeni ısırdığı simidinin boğazında düğümlendiğinin farkına varmıştım, durumu yumuşatmak için “nerelisin” dedim ama kesik ve boğuk sesinin çıkardığı “SURİYE” kelimesi bana sanki artık git der gibi geldi ve hızla uzaklaştım yanından.
Aslında çocuğun o bakışı sitemdi her gün camileri doldurup müslümanlıktan dem vuran bizlere.
Sesindeki o boğukluk sanki “Ben de bir çocuğum” diyordu önünde bulunduğumuz kadın doğumda çocuğunun olması için sıra bekleyen veya çocuğun bir öksürüğü için oralara saatlerce yığılan bizlere…
Sonra aklıma yetim ve öksüz büyümüş olan Hz.Muhammed (s.a.v) geldi! Sormaz mı bize O kutlu nebi “Benim emanetlerime nasıl baktınız“ diye.
Acaba onun için dini sohbetlerdeki her geçen gün artan sayımız mı önemliydi veya açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun parlayan gözleri mi?
Vicdanımıza soralım;
“ Ey Müslümanlar! Kardeş olun.” diye hitap eden Allah’ın, bize bir imtihan vesilesi olan bu çocuklar aç yatarken aynı şehirde tok yatabilecek miyiz?
Peki ne yapmalıyız?
Kardeş okul projesini birazcık ertele kendin bul bir aile, kendi projeni kendin yap.
Bu ay ki hedefin para artırıp gülmek değil bir yetim güldürmek olsun.
NE BİLECEKSİN, BELKİ DE KURTULUŞUNUN VESİLESİ BİR YETİMDE SAKLIDIR…