36,0035$% 0.09
37,2355€% 0.13
44,7347£% 0.18
3.354,82%1,42
2.904,88%1,56
9.890,53%-0,61
İnsanın ruhunda yer edinen en derin bağlardan biri, dostluk ve yoldaşlıktır. Gerçek dostluk, sıradan bir ilişkinin ötesine geçip derin bir sevgi, güven ve sadakate dönüşür. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), mü’minin insana yakınlığını överek şöyle buyurmuştur:
“الْمُؤْمِنُ يَأْلَفُ وَيُؤْلَفُ، وَلَا خَيْرَ فِيمَنْ لَا يَأْلَفُ وَلَا يُؤْلَفُ”
“Mü’min cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle dostluk kurulamayan kimsede hayır yoktur.” (İbn Hanbel, II, 400)
Bununla birlikte, dost seçiminin insanın hayatını nasıl şekillendireceğine dair şu uyarıyı da yapmıştır:
“الرَّجُلُ عَلَى دِينِ خَلِيلِهِ، فَلْيَنْظُرْ أَحَدُكُمْ مَنْ يُخَالِلُ”
“Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.” (Tirmizî, Zühd, 45)
Ne var ki, insan kimi zaman dostluklarında vefa bulamaz, beklentileri boşa çıkar. Tıpkı Âşık Veysel’in dizelerinde dile getirdiği gibi:
“Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhûde dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır.”
Bu dizeler, insanın dünya meşgaleleri içinde dostluk arayışının ne denli yorucu ve nihayetinde yalnızca sadık bir yâre, yani toprağa kavuştuğunu anlatır. Kur’an-ı Kerim de insanın yanlış dost seçiminden ötürü kıyamet günü yaşayacağı pişmanlığı şöyle dile getirir:
“يَا وَيْلَتَىٰ لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا * لَقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءَنِي ۗ وَكَانَ ٱلشَّيْطَـٰنُ لِلْإِنسَـٰنِ خَذُولًا”
“Yazıklar olsun bana! Keşke falanı dost edinmeseydim! Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakır.” (Furkân, 25/28-29)
Gerçek dostluk, dünya ve ahiret saadetini birlikte arzulayanların bir nimeti olmalıdır. Nitekim Kur’an şöyle buyurur:
“ٱلْأَخِلَّآءُ يَوْمَئِذٍۢ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ إِلَّا ٱلْمُتَّقِينَ”
“O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, bütün dostlar birbirine düşman kesilir.” (Zuhruf, 43/67)
Dünyada dost görünenler, kıyamet günü birbirine düşman olabilirken, gerçek dostlukların ebediyete kadar süreceği müjdelenmiştir. Âşık Veysel, bu hakikati toprağın sadakatiyle harmanlar ve der ki:
“Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerede kalırım
Benim sadık yârim kara topraktır.”
Toprak, yalnızca bir sığınak değil, insanın bütün ihtiyaçlarını karşılayan yâridir. Bu sadakat, insanın Hakk’a yakınlığını da temsil eder. Zira:
“Hakk’ın gizli hazinesi topraktadır.”
Hayat yolculuğunda aranan dostluk, bazen insanlarda bulunamaz. İnsan kendini dağlara, ıssız yerlere, mağaralara atar bir sığınak işte onların hepsine ev sahipliği yapan toprak, sadakati ve vefasıyla insanı her zaman bağrına basar. Oysa insan, dostluklarında hep samimiyetin, sadakatin, muhabbetin, gönül alma ve gönüllere rahatlık vermenin ve takvanın peşinde olmalı, dostlarını bu hikmetle seçmeye çalışmalı… Çünkü gerçek dostluk, insanı ebedî kurtuluşa taşıyan bir bağdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.