Eşrefi mahlukat olarak misafir hane hükmündeki bu dünya hayatına gelen insanlar, hanın bir kapısından içeri girerler. Girdikten sonra akan – yürüyen banda biner gibi binerler. Tıpkı bandın akması gibi bu dünya hayatından da akıp giderler.
İnsanlar, Üzerlerine yüklenmiş vazifelerini ifa etmek üzere geldikleri bu dünyada vazifesini tam manasıyla yapmanın mutluluğu ve huzuruyla yaşamak isterler. Kaldı ki asıl huzuru,mutluluğu ve ücreti de ahirette zaten bulacaklardır.
Kötülüklere karşı iyilikle mukabelede bulunmak; kalpteki imanın, cennet çekirdeğini taşıyor olmanın emareleridir.’Küfür ile kötülüklerle hercü merc olma ise cehennem yolunun açılmasına ve tohumlarının saçılmasına fırsat ve imkan sağlar.
Güzel görmek güzel düşünmek , güzellikler insanı olarak gönüllere insanlığı duyurmak. Her Müslümanın yegane gayesi,düsturu ve şiarı; şu kainat mescidinde insanlara,insanlığa Kuran’ı mübini duyurmak , ulaşması gereken yerlere onu duyurmak anlatmak olmalıdır.
Kalpteki cennet tohumu tahkiki imanın neşvünema bulmasını sağlamaya çalışma merkezli yaşantı oluşturulmalıdır. Asıl amaç, hedef, gaye; Allah Resulunun (sas) yolunun yolcusu olmaktır. Değilse,negatif anlamda cehennem tohumu yetiştirilerek olumsuzluklara yelken açma olur ki bu durum; o insanın-insanların hem bu dünya hemde ahiretlerinin felaketi anlamına gelir.
Samimi Müslüman iddiasındaki herkesin vazifesi, Allah’ın (cc) kullarına duyurmak istediği meramını insanlık alemine duyurmaya çalışmak olmalı.Yani Resulullah’ın (sas) yolunu takip ederek gayeyi yaratılışa amade yaşantı, hayat tarzı oluşturmak gerekir.Aksi taktirde Gayeyi hilkatin aksine; cehennem çekirdeğinin gelişmesine fırsat verilmiş olur.
İnsanlığı,insanlık alemini; Allahla (cc), Kuranla, Peygamberle, dinle, imanla meşgul etmek gerekir. İmanla,İslamla, İlimle, Amelle,Evradı ezkarla meşgul olmayanları şeytani düşünceler işgal eder.Yani şeytan ve avanelerine kapılar açılmış olur. Şeytan ve avanelerine bırakalım kapıları açmayı da onlara kapılar aralık dahi bırakılmamalı, sürgülerle surlarla , çeşit çeşit kilitlerle o kapılar sonuna kadar sımsıkı kapatılmalıdır.
Bu şekildeki bir anlayış ve yaşantı tarzı; bir çok insanın kalbinde,gönlünde,ruhunda cennet tohumlarının yeşermesine vesile olur. Onları yeşertebilirsek,yeşertme gayretinde olursak eğer, dünya ve içindekilerinden daha hayırlı olacak bir iş yapmış olur ve gayeyi hilkatın amacına, hedefine hizmet etmiş oluruz.
İslam aleminin maruz kaldığı bu perişan halinden , perişaniyetinden mahzun olup bu mahzunuyetin imar ve tamirine çalışmalıdır. Tıpkı bir elin parmaklarının herhangi birinin rahatsızlığının elde oluşturacağı rahatsızlık, yada vücudun herhangi bir uzvunun rahatsızlığının bütün organizmada oluşturduğu rahatsızlık gibi kendini rahatsız ve huzursuz hissetmelidir.
Duyarlı her Müslüman bu rahatsızlığı hissetmeli, vicdanında hissettiği bu huzursuzluğu telafi etme adına alemi İslamın daha geniş kapsamda bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olacak reçeteyi insanlık alemine duyurmaya çalışmayı düstur haline getirmelidir.
Bir toplantısında ashabıyla beraber oturan Efendimiz (sas) kardeşlerime olsun diye buyurunca yanındaki sahabeler: Ya Resulallah bizler senin kardeşlerin değil miyiz dediler. Bunun üzerine Efendimiz (sas) de: sizler benim yol arkadaşlarımsınız diye buyurmuşlardır.
Buradaki selam, İmani yaşantının yaşanmasının zorlaştığı, ateşten bir kor haline geldiği, eline alanın yandığı , bırakıldığında da ondan uzaklaşıldığı bir dönemde milletin İman ve ahlakının imar ve tamirine çalışan Allah (cc) dostlarının kasdedildiği, selamın muhatabının onlar olduğuna işaret edilmektedir.
Bu ne güzel bir lutuftur,bu ne güzel bir ihsandır,bu ne güzel bir iltifattır. Müjdeler olsun bu selamın muhatabı olan Gayei hilkatin gereği olarak toplumların ahlaki erdeme ulaşma imar – tamiri azminde olan Allah dostu Peygamber yolunun yolcularına,o yolun yolcusu olma gayretin de olanlara.
Geçmişte sahabe efendilerimizin yaptığı görev ve vazifelerinin günümüzdeki versiyonunu yapma ve yerine getirme yani Allah (cc) davasının,Peygamber yolunun yolcuları olma , bu kutlu davanın varisleri olma şerefine,mertebesine ulaşma adına Efendimizin (sas) selamına ‘’ve aleykümselam ‘’ demekten daha tatlı daha güzel bir müjde elbette olamaz.
Allahın (cc) bize verdiklerini yine O’nun yolunda kullanarak Efendimizin (sav) kardeşlerim hitabının muhatabı olma,o şerefe erme ne kutlu ne mutlu tercihdir… Müjdeler olsun onlara.