DOLAR

38,8525$% 0.24

EURO

43,5203% -0.09

STERLİN

51,7707£% -0.14

GRAM ALTIN

4.042,05%0,25

ONS

3.239,40%0,01

BİST100

9.541,30%-1,65

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul KAPALI 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a
  • Bedir Haber
  • GÜNCEL
  • Fitne Zamanında Tutum: Kur’ân ve Sünnet Perspektifiyle Bir İnceleme

Fitne Zamanında Tutum: Kur’ân ve Sünnet Perspektifiyle Bir İnceleme

Fitne Zamanında Tutum: Kur’ân ve Sünnet Perspektifiyle Bir İnceleme
0

BEĞENDİM

Fitne, Kur’ân ve hadis literatüründe ciddi tehlike arz eden bir durum olarak tanımlanmış; toplumsal düzeni tehdit eden, bireyleri iman zaafına sürükleyen bir felaket olarak gösterilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm, fitnenin zararını açıkça beyan etmiş, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise fitne zamanında izlenecek stratejilere dair ayrıntılı tavsiyelerde bulunmuştur. Bu çalışmada, fitne kavramı bağlamında Kur’ân ayetleri ve hadisler ışığında bireysel ve toplumsal sorumluluklar incelenecektir.


1. Fitne Kavramı ve Kur’ân’da Fitne Uyarısı

1.1 Fitne’nin Tehlikesi

Kur’ân-ı Kerîm şöyle buyurur:

وَٱلۡفِتۡنَةُ أَشَدُّ مِنَ ٱلۡقَتۡلِ
Fitne, öldürmekten daha beter bir şeydir.” (Bakara, 2/191)

Bu ayet, toplumun iç barışını tehdit eden fitnenin, bireysel can kayıplarından daha ağır bir yıkıma yol açabileceğini vurgular. Buradaki fitne, özellikle toplumsal ayrışma, insanları birbirine düşman kılacak nifak ve çatışma ortamı anlamında değerlendirilmiştir.


2. Hadislerde Fitne Zamanında Tutum

2.1 Fitne Döneminin Zorluğu

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), fitne dönemleri hakkında şu şekilde uyarmıştır:

يَتَقَارَبُ الزَّمَانُ، وَيَنْقُصُ الْعِلْمُ، وَتَظْهَرُ الْفِتَنُ، وَيُلْقَى الشُّحُّ، وَيَكْثُرُ الْهَرْجُ

“Zaman yaklaşır, ilim azalır, fitneler ortaya çıkar, cimrilik kalplere yerleşir ve öldürme (kan dökme, kaos) artar.” (Buhârî, İlim 23; Müslim, İlim 13)


Bu hadis, özellikle kıyamet yaklaştıkça toplumda meydana gelecek önemli sosyal ve ahlaki değişimlere işaret etmektedir. Şimdi maddeler halinde izah edelim:

Hadiste belirtildiği gibi, insanlar anlamsız nedenlerle birbirini öldürmeye başlar. Hatta bazı hadislerde bu durum için “öldüren neden öldürdüğünü, öldürülen neden öldürüldüğünü bilmez” (Müslim, Fiten 56) denilmiştir.

“Zaman yaklaşır”

Zamanın yaklaşması, müfessirler tarafından iki şekilde yorumlanmıştır:

Bolluğun azalması: Hayatın, bereketin ve zamanın kalitesinin düşmesi.

Vakitlerin kısalması: Hayatın hızlı akması, zamanın bereketsizleşmesi, günlerin, ayların, yılların hızla geçmesi. İnsanlar çok çalıştıkları hâlde az iş başarır hale gelirler.

“İlim azalır”

Gerçek dini bilgi ve hikmet kaybolur. Âlimler vefat eder, yerlerini ehil olmayan kişiler alır. Kur’ân ve sünnet bilgisi toplumda etkisini yitirir. İnsanlar dinde derinleşmez, yüzeysel bilgiyle yetinirler.

İlim azalınca, cehalet ve sapmalar artar; insanlar doğru yolu bulmakta zorlanır.

“Fitneler ortaya çıkar”

Toplumsal düzen bozulur. Kargaşalar, iç savaşlar, bölünmeler, ahlaki yozlaşmalar çoğalır.

İnsanlar birbirine düşer, güven ortamı kaybolur, nifak, düşmanlık ve karmaşa yayılır.

“Cimrilik kalplere yerleşir”

Bireysel ve toplumsal bencillik artar. İnsanlar mal sevgisiyle dolar, yardımlaşma ve dayanışma zayıflar.

Zekât, sadaka, infak gibi sosyal adaleti destekleyen değerler terk edilir.

“Öldürme (herc) artar”

“هرج” (herc) kelimesi Arapçada kaos, kargaşa ve özellikle nedensiz yere öldürmeler anlamına gelir.


Başka bir hadisi şerifte de efendimiz şöyle buyurur:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
«يَكُونُ بَيْنَ يَدَيِ السَّاعَةِ فِتَنٌ كَقِطَعِ اللَّيْلِ الْمُظْلِمِ، يُصْبِحُ الرَّجُلُ فِيهَا مُؤْمِنًا وَيُمْسِي كَافِرًا، وَيُمْسِي مُؤْمِنًا وَيُصْبِحُ كَافِرًا، الْقَاعِدُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ الْقَائِمِ، وَالْقَائِمُ خَيْرٌ مِنَ الْمَاشِي، وَالْمَاشِي خَيْرٌ مِنَ السَّاعِي، فَاكْسِرُوا قِسِيَّكُمْ، وَقَطِّعُوا أَوْتَارَكُمْ، وَاضْرِبُوا بِسُيُوفِكُمُ الْحِجَارَةَ، فَإِنْ دُخِلَ عَلَى أَحَدِكُمْ فَلْيَكُنْ كَخَيْرِ ابْنَيْ آدَمَ».


“Kıyametten önce, karanlık gecenin parçaları gibi fitneler olacaktır. Kişi o fitnelerde sabahlarken mümin, akşamlarken kâfir olur; akşamlarken mümin, sabahlarken kâfir olur. O fitnelerde oturan, ayakta durandan; ayakta duran yürüyenden; yürüyen koşandan daha hayırlıdır. Yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı taşlara vurun. Eğer birinizin evine girilirse, Âdem’in iki oğlundan hayırlısı gibi olun.”(Ebû Dâvûd, Fiten, 2; Tirmizî, Fiten, 33)


Açıklama:

  • “Âdem’in iki oğlundan hayırlısı” ifadesi, Hâbil ve Kâbil kıssasına atıftır. Hâbil, kardeşi Kâbil’in saldırısına rağmen şiddete başvurmayarak sabretmiş ve öldürülmüştür. Hadis, fitne dönemlerinde şiddetten kaçınmayı ve sabrı tavsiye eder.
  • “Yayları kırma” emri, fitne ateşini körükleyecek silahlı mücadeleden uzak durmayı sembolize eder.

Bu hadis, fitne zamanında aktif çatışmadan kaçınmayı, sabır ve sükûneti öğütlemektedir. Kılıçların parçalanması ve savaşın terk edilmesi, fitne ortamında daha büyük bir yıkımın önlenmesi için tavsiye edilmektedir.

2.2 Fitnenin Sebepleri

Resûlullah (s.a.v.), fitnenin doğuş sebeplerini şöyle açıklamıştır:

إِذَا رَأَيْتَ شُحًّا مُطَاعًا وَهَوًى مُتَّبَعًا وَدُنْيَا مُؤْثَرَةً وَإِعْجَابَ كُلِّ ذِي رَأْيٍ بِرَأْيِهِ فَعَلَيْكَ بِخَاصَّةِ نَفْسِكَ
Ne zaman ki uyulan bir cimrilik, takip edilen bir heva, tercih edilen bir dünyalık ve herkesin kendi reyini beğendiği bir dönem görürsen, o zaman kendi nefsinle meşgul ol. İnsanlarla uğraşmayı bırak.” (Ebû Dâvûd, Melâhim, 17; İbn Mâce, Fiten, 21)

Hadisten anlaşıldığına göre; bencillik, dünya hırsı ve bireysel görüşlerin mutlaklaştırılması fitne ortamının oluşmasına sebebiyet verir.


3. Fitne Zamanında Bireysel Sorumluluk

3.1 Savaşmaktan Sakınmak

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), fitne zamanında bireylere şu şekilde bir davranış modeli tavsiye etmiştir:

إِنْ خِفْتَ أَنْ يُبْهِرَكَ شُعَاعُ السَّيْفِ فَأَلْقِ طَرَفَ رِدَائِكَ عَلَى وَجْهِكَ
Kılıcın parıltısının seni şaşırtacağından korkarsan, elbisenin kenarıyla yüzünü ört.” (Ebû Dâvûd, Fiten, 2; İbn Mâce, Fiten, 10)

Bu öğüt, çatışmaya girmemeyi ve sabrı tavsiye etmektedir. Düşmanın saldırısına karşılık vermemek, zulmetmemek ve mazlum olmayı tercih etmek esastır.

3.2 Habil Modeli: Mazlumiyeti Seçmek

Kur’ân-ı Kerîm, insanlık tarihindeki ilk kardeş kavgası üzerinden, fitne ve zulüm karşısında izlenmesi gereken en doğru tutuma işaret etmektedir. Habil ve Kabil kıssasında Habil’in tutumu, fitne zamanlarında nasıl davranılması gerektiği hususunda model teşkil eder:

لَئِنۡ بَسَطتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقۡتُلَنِي مَا أَنَا۠ بِبَاسِطٖ يَدِيَ إِلَيۡكَ لِأَقۡتُلَكَۖ إِنِّيٓ أَخَافُ ٱللَّهَ رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Sen beni öldürmek için elini bana kaldıracak olsan da, ben seni öldürmek için elimi sana kaldıracak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” (Mâide, 5/28)

Bu ayette Habil’in sergilediği tavır, “zulme zulümle karşılık vermemek” ve “nefsin öfkesine teslim olmamak” gibi ahlaki ilkeleri yansıtmaktadır. Habil, kardeşi Kabil’in kendisine yönelik saldırganlığını meşrulaştırmamış, kendi elleriyle zulmü artıracak bir eyleme girişmemiştir. Habil’in bu davranışı birkaç yönden önemlidir:

3.2.1 Zulme Karşı Direnmek mi, Sabretmek mi?

İslam hukukunda genel ilke, nefsi müdafaanın meşru olduğudur. Bir saldırıya uğrayan kişinin, meşru sınırlar içinde kendisini savunması caizdir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de:

فَمَنِ ٱعۡتَدَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَٱعۡتَدُواْ عَلَيۡهِ بِمِثۡلِ مَا ٱعۡتَدَىٰ عَلَيۡكُمۡ
Kim size saldırırsa, siz de ona, size saldırdığı kadar saldırın.” (Bakara, 2/194) buyrularak müdafaa hakkı tanınmıştır. Ancak Habil’in örnekliği, bir tercih meselesini gündeme getirir: Meşru müdafaa hakkı bulunmakla birlikte, fitne ortamında zulme karşılık vermeyerek mazlum kalmayı bilinçli bir şekilde tercih etmek daha faziletli kabul edilmiştir. Bu, özellikle karşılıklı çatışmaların büyük felaketlere yol açacağı durumlarda bireyin sorumluluğunu ön plana çıkarır.

3.2.2 Fitne Ortamında Şahsi İntikam Duygusundan Kaçınmak

Habil, bireysel öfkesine kapılmayarak toplumsal barış adına büyük bir özveride bulunmuştur. Fitne zamanlarında bireysel hareketlerin kolayca toplumsal kaosa dönüşebileceği gerçeği göz önüne alındığında, Habil’in bu tercihi, fitne ateşini büyütmemek adına kritik bir öğretidir. Bu tavır, İslam ahlakında bireysel hakkını arama yerine ümmetin selametini önceleyen bir yaklaşımın tezahürüdür.

3.2.3 Korku ve Allah Bilinci

Habil’in saldırıya karşılık vermemesinin temel motivasyonu, Allah korkusudur:

Ben Allah’tan korkarım.
Bu ifade, dünyevi kaygılarla değil, uhrevi sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini vurgular. Fitne zamanlarında Allah’a tevekkül ve takva duygusuyla hareket etmek, bireyin hem dünya hem de ahiret saadetini koruma altına alır.


4. Fitneden Kurtuluş Yolu: Allah’ın İpine Sımsıkı Sarılmak

Kur’ân, fitne tehlikesinden korunmanın yolunu birlik ve beraberlikte görmektedir:

وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ ٱللَّهِ جَمِيعٗا وَلَا تَفَرَّقُواْۚ وَٱذۡكُرُواْ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ إِذۡ كُنتُمۡ أَعۡدَآءٗ فَأَلَّفَ بَيۡنَ قُلُوبِكُمۡ فَأَصۡبَحۡتُم بِنِعۡمَتِهِۦٓ إِخۡوَٰنٗاۖ وَكُنتُمۡ عَلَىٰ شَفَا حُفۡرَةٖ مِّنَ ٱلنَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنۡهَاۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ
Allah’ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşmandınız da Allah kalplerinizi birleştirdi, böylece O’nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da Allah sizi oradan kurtardı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (Âl-i İmrân, 3/103)

Bu ayet, toplumsal barışı korumak ve fitneye karşı durmak için mü’minlerin birlik içinde olmaları gerektiğini emretmektedir.


Sonuç

Habil Modeli, fitne dönemlerinde bireysel intikam veya nefsi savunmanın öncelik olmaması gerektiğini; mazlumiyeti, sabrı ve takvayı esas alarak toplumsal barışı ve bireysel selameti korumanın daha üstün bir davranış biçimi olduğunu göstermektedir. Fitne zamanlarında saldırıya uğrayan Müslümanın, kışkırtmaya kapılmadan, tepkisini Allah’a havale ederek hareket etmesi, ümmet bilinci açısından da hayati önemdedir.

Bu hadis-i şerifler, kıyamete yakın zamanlarda toplumun yaşayacağı derin ahlaki ve sosyal krizleri özetlemektedir. Hadis, Müslümanları bu tehlikelere karşı uyanık olmaya, ilme sarılmaya, fitnelerden uzak durmaya, cömert ve dayanışmacı olmaya teşvik eder.

Özellikle fitne zamanlarında sabırla hareket etmek, ilmi yaymak ve insanların kalplerine merhamet tohumları ekmek, bu tehlikelerden korunmanın en önemli yolları arasında sayılmıştır.

Fitne, bireysel imanı zedeleyen ve toplumsal yapıyı parçalayan ciddi bir tehdittir. Kur’ân ve hadisler, fitne zamanlarında sabır, itidal, çatışmadan uzak durma ve toplumsal birlik içinde olmayı tavsiye etmektedir. Müslümanlar, fitne zamanlarında bireysel hareket etmektense Allah’ın ipine sarılarak kardeşlik bilinciyle hareket etmelidirler. Böylece hem dünyevî felaketlerden korunmuş hem de uhrevî kurtuluş yolları açık tutulmuş olur.


Kaynakça

  • Kur’ân-ı Kerîm, Diyanet İşleri Başkanlığı Meali.
  • Ebû Dâvûd, Sünen, Kitâbü’l-Fiten.
  • Tirmizî, Sünen, Kitâbü’l-Fiten.
  • İbn Mâce, Sünen, Kitâbü’l-Fiten.
  • Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili.
  • İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî.
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP