38,7936$% 0.02
43,6523€% 0.43
51,7348£% 0.38
3.916,78%-1,11
3.135,19%-1,31
9.701,55%0,01
Sezona iki yabancı teknik direktörle başlayıp sonra yerli antrenörlere takımlarını emanet eden Trabzonspor ve Galatasaray’ın karşılaşması fırtına eşliğinde başladı. Hemen hemen aynı dönemde görev alan Ersun Yanal ve Hamza Hamzaoğlu takımları için elinden geleni yapıyorlar. Tecrübeli Ersun Yanal takımın var olan şampiyonluk hayallerini bitirdi, Uefa kupası için mücadele ediyor. Hamza Hamzaoğlu ise, şampiyonluk hayalleri biten bir takımı şampiyonluğun birinci adayı yaptı.
Trabzon’daki maç şiddetli rüzgarın altında ve Trabzonspor fırtınası ile başladı. Henüz 1. dakikada şanslı olsalar öne geçebilirlerdi. İlk dakikadaki pozisyon bu maça Galatasaray’ın defans hatalarının damga vuracağının işareti oldu.
Galatasaray bu sezon ilk defa, maç başında bu kadar aciz duruma düştü. Fırtınayı sirkülase edebilecekken yirminci dakikada hızlı çıkan Trabzonspor’un atağını kesemedi. Defanstan seken topu Özer ağlara gönderdi. Pozisyonun başında Selçuk’un düşürülmesi apaçık fauldü ama hakemin aynı kanaatte olmaması Galatasaray’ın bir gol yemesine yol açtı.
İlk yarının ortalarına doğru Hamit ve Emre’nin zorunlu değişikliği, oyuncu değişikliklerinde sıkıntı yaşayan Hamza Hamzaoğlu’nun maçın ilerleyen dakikalarında oyuna müdahale şansını azalttı ama Emre’nin oyuna girişi takımı ateşledi.
İlk yarının diğer bölümlerinde Galatasaray hep bir ışık aradı. Kendisini uyandırıp harekete geçirecek bir pozisyona ihtiyacı vardı. Bu pozisyon ilk yarının son dakikasında geldi. Emre’nin neredeyse kale direklerini yerinden sökecek sertlikteki şutu direkte patladı. Bu top eski seyircisiyle atışan Burak Yılmaz’a hayatının fırsatını verdi ama Burak bu fırsatı çok cömertçe harcadı. Kaçan bu pozisyon ile birlikte Galatasaray’ın ilk yarıyı berabere bitirme şansı kalmadı. Fırtınada kaçan balık büyük olur. Bu kuralı Burak iyi öğrenememiş.
İkinci yarıya Hamza hoca’nın müdahalesi ile ilk yarıda hemen hemen hiç görünmeyen, son haftaların yıldız futbolcusu Yasin’in yerine Olcan’ı alarak başladık. Soyunma odasından gelirken Trabzonspor’un ilk yarıda estirdiği fırtınayı da onlardan ödünç almış gibi idik. Sağlı sollu ataklar, sert şutlar ikinci yarının ilk 20 dakikasında tabelaya maalesef yansımadı. Bu hem takımın moralini bozdu hem de yavaş yavaş oyundan düşürdü. Hamza hoca artık oyundan iyice düşen Burak Yılmaz’ın yerine Pandev’i alarak oyuna müdahale etti. Tam bu esnada oyuna sonradan giren Emre Çolak onlarca başarısız denemeden sonra 66 ncı dakikada muhteşem bir gol atarak takımı ateşledi. Bu gol fırtınada doğan güneş gibi, oyundan düşmek üzere olan Galatasaray’ı galibiyet için umutlandırdı.
İlk yarıda istediği pozisyonları bulamayan Sneijder’in ikinci yarıda oyuna çok iyi katkıları oldu. Maçın kırılma anı bana göre Sneijder’in muhteşem ara pasını değerlendiremeyen Pandev’in kaçırdığı pozisyon oldu. Bu atak bir kez daha oyundan düşmemize ve kontrolü Trabzonspor’a vermemize neden oldu. Trabzonspor’un atakları yapılan oyuncu değişiklikleri ile biraz daha arttı.
Türk futbolunun klasik hastalığı basit defans hataları maalesef yakamızı bırakmıyor. Artık bu bıktıran hatalardan biride 84. dakikada oldu. Trabzonspor’a 2. golünü yine biz attırdık.
Bu dakikadan sonra maçtan kopan Galatasaray dengesini de kaybetti. Son dakikalarda artık maçın böyle biteceğinin hemen hemen netleşmişken futbolcuların gereksiz yere didişmesi oynanan oyna gölge düşürdü.
Bu tip durumlarda artık kaybedilen maç kaybedilmiştir. Sonraki maçlar için en avantajlı skor ve ortam aranır. Tabi futbolcular bunu düşünmeden 5 sarı 1 kırmızı kart yediler. Özellikle Burak’ın yedek kulübesinde taraftara yapmış olduğu hoş olmayan hareketten sonra yediği kart, maçın kahramanlarından Özer’in yine yedek kulübesinde yediği kart futbolcularımızın hala olgunluk seviyesine ulaşamadığının bir göstergesi.
İlk yarıda fırtınaya tutulan Galatasaray ikinci yarıda fırtına gibi koptu ama ikinci golün gelmemesi enerjisini tüketti.
Oyuncu değişiklikleri bundan daha iyi olamazdı. Bu maçın en önemli sonucu heyecanın zirvede olduğu lig yarışının daha da kızışması oldu. Rakiplere biraz hayat hakkı vermek lazım. Onlar ligden düşerse bir tadı kalmaz, ne de olsa Galatasaray’ın parlak şampiyonluğu için çalışıyorlar. Bence taraftar rahat olsun. Hemen bu mağlubiyet sonunda eyyamcılık yapanlara da kulak asmasın.
Trabzonspor’u Türkiye’nin en zengin ve borçsuz kulübü olarak izledim. Erkan Zengin’e tomarla para verip yönetim kurulu ile birlikte Avrupa’dan gidip yalvar yakar buraya getirenler acaba şimdi ne düşünüyorlardır. Oysa Trabzonspor’un kendi evlatları hem maça damgasını vurdu, hem de yüreklerini ortaya koydular. Benim izlediğim Trabzonspor önümüzdeki sezonda da Uefa mücadelesinin ötesinde bir iş yapamaz. Unutmasınlar tüm takımlar Galatasaray gibi cömert olmazlar.
Tüm futbol taraftarlarına, centilmenlikten uzak hareketlere prim vermemelerini, ligin tadını çıkartmalarını tavsiye ediyorum. Uzun yıllardır bu kadar çetin bir mücadeleye hiçbirimiz şahit olmadık.
Twitter: @cetintarikGS
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.