Allah Rasülü şöyle buyuruyor: “İhtimal Fırat’ın suyu çekilir ve altından bir dağ zuhur eder, kim orada bulunursa bir şey almasın.”(Buhari, Müslim)
Bugüne dek Fırat’ın başında dünyalar kadar katliamlar oldu. En büyüğü Allah Resulünün torunlarının katliamıdır. Bu gün hâlâ devam eden orta doğu savaşları bizim kanımızı dondurmaktadır.
Ayrıca bu hadisten şunları da anlamak mümkündür; Meselâ; Fırat’ın suyu, belli bir devrede altın değerinde olacak, mecaz yoluyla bir işaret olabileceği gibi, yapılacak barajlardan elde edilecek gelirler, altın değerinde olabilir. Fırat’ın suyu gerçekten çekilerek, içinden, çok zengin altın ve petrol madenleri çıkabileceğine bir işaret olabilir.
Fakat ne olursa olsun, o bölgenin, İslâm âleminin bünyesinde, bir dinamit gibi, potansiyel bir tehlike olduğunun anlatılmasında şüphe yoktur. Bunlar bugün zuhur etmiş şeyler değil, yarınlarda zuhur edecek hâdiselerdir. Ve o günleri gören insanlar, Allah Resulüne bir kere daha bütün kalpleriyle, “Sadakte” doğru söyledin diyecektir.
**Günümüzdeki dengesizlikler**
Günümüze işaret eden bir başka Hadis-i Şerifte Efendimiz buyuruyorlar:
“Kıyamete yakın hususi selâmlaşma (yani selâm vermede şahıs belirleme) olur, ticaret revaç bulur, o kadar ki kadın kocasına ticarette yardımcı olur. Sıla-i rahim kesilir. Yalan yere şahitlik yapılırken hak yere şahitlik ketmedilir(kötü görülür). Kalem teşvik görür.”
Bu hadis, hiçbir tevil ve tefsir yapılmadan günümüzü bütün çıplaklığı ile ele vermektedir. Hadis, dört bölüm halinde incelenmelidir.
**Birinci bölümde,** hususi selâmlaşma anlatılmaktadır. Kişiler kendi yandaşlarına başka, diğer Müslümanlara başka selâm verecekler. Siyasi selâmlaşma, ticari selamlaşma, ırkî selâmlaşma, cemaat meşrep mezhep gurup selâmlaşmaları farklı olacak.
**İkinci bölümde** ise, ticaretin revaç bulacağı anlatılıyor. Öyle ki, ticaretin en çok göze batan tarafı, kadınların öne çıkması olacaktır. Ticarette en çok kadın kullanılacak, gerek reklâm aracı olarak, gerekse üretim ve pazarlama aracı olarak. Sakız reklâmı olarak kadın, kamyon lastiğinin reklâmı olarak yine kadın kullanılacak. Hatta kadın kocası ile beraber ticaret yapacak. Evler, çocuklar terk edilmiş, aileler sıcacık bir yuva hasreti çekecekler.
**Üçüncü bölümde** Sıla-i rahimden bahsediliyor. Dünya öyle oyalayacak ki, kişiler anayı babayı memleketlerini ve akrabalarını unutacaklar. En yakın akrabalar birbirlerini tanımayacak. Televizyon programlarında 20, 30 yıl anne babasını, çocuklarını görmeyen ailelere rastlıyor seyrediyoruz. Anne Baba yaşlanınca huzur evlerine gönderilecek, bu yaşlı insanlar, evlerinde yitirdikleri huzuru buralarda bulmaya çalışacaklar. Yani Allah ve Rasülüne itaatten sonra iyilik yapılması gereken tek varlık Anne ve Baba olduğunu unutacaklar.
**Dördüncü bölüm** ve en şedit bölüm burasıdır. Yalan şahitlik, hem (hâşâ) güyâ Allah’ı aldatmak, hem insanları aldatmak. Masum insanlara zulmetmek, yalan yere şahitlik yapmak o kadar yaygınlaşacak ki, doğru şahitliğe kimse yanaşmayacak. Hayat; yalan, hıyanet ve aldatma yörüngeli olacak.
Bir de son bölüm olarak, ahir zamanda kalem teşvik görecek. Binlerce kitap, dergi, gazete basılacak. Herkes yazar olacak, raflar kitaplarla dolacak. Herkes okuyacak, okuryazar olmayan kalmayacak. Ancak hiç kimse bildiği ile amel etmeyecek.
**Faiz pisliğine bulaşacaklar**
Bir başka hadislerinde Hz. Muhammed(as) günümüzün iflâh olmayan en büyük hastalığını haber veriyor: “İnsanlar üzerine öyle günler gelecek ki, faiz yemeyen hiç kimse kalmayacak, yemeyene dahi tozu toprağı bulaşacak.”(İbni Mace)
**Hadiste iki hususa dikkat çekiliyor:**
###Birincisi: Devletin bütün parası faiz çanağında toplanacak, aynı çanakta, faizciler ve faizden kaçanlar beraber kaynayacak. Bankalarla iş yapmaya mecbur olacaklar. Ne kadar hassas davranırsa davransın, yine de pislik sıçrayacak. Ancak bu durumda insan, sadece niyetiyle kurtulabilecek ve niyeti onun sığınağı olacaktır.
###İkincisi: Arapçada toza toprağa bulanmanın ayrı bir manası vardır. Bir kısım kimseler faiz ve haram yiyecekler, yemeyenler de onun tozuna toprağına maruz kalacaklardır.
İki cihan serveri, günümüz insanının maruz kaldığı faiz krizine çok önceden ümmetinin dikkatini çekmiş, uyanık davranmalarını, faiz bataklığına düşmemelerini tembih etmişti ama gel gör ki bütün İslâm âlemi gırtlağına kadar faiz bataklığı içinde çırpınıp duruyor.
فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَاْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه
“Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. (Bakar-279