Ligin şampiyonluk adayı ve iyi bir çıkış yaparak ligde üçüncülüğü yakalamış olan iki takımın kapışması elbette çekişmeli ve zevkli olacaktı.

Bir tarafta Periera, diğer tarafta Fenerbahçe de şampiyonluk yaşamış olan Aykut Kocaman. Bu iki teknik adamı ayıran en büyük özellik kuşkusuz zıt karakterli oluşları değil, aynı zamanda Aykut Hocanın bu ligi daha iyi bilmesiydi.

Herhalde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın, hemde basının önünde takımının şampiyonluklarında, çalıştırdığı teknik adamlarının bir etkisinin olmadığını söylediğini hatırlarsınız. Nitekim, Aykut Hoca da bunların içindeydi.

Aykut Hoca, işini yapan, soğuk kanlı ve bu ligi çok iyi bilin tecrübeli bir isim. Teknik Direktörlerin takımlarına elbette elleri değer ve katkıları muhakkak olur. En başta futbolcularının yeteneklerini geliştirmeye ve onları doğru yerde kullanmayla ne denli başarı elde edildiğini hep beraber bu maçta da görmüş olduk.

Maça fırtına gibi başlayan takım ev sahibi Konyaspor oldu. Dolu tribünlerinin önünde bu maçı almak için sahada olduklarını daha ilk dakikadan itibaren göstermiş oldular. Öyle süratli başladılar ki Fenerbahçeli futbolcular neye uğradıklarını şaşırdı.

İşte o şaşkınlık kalelerinde gol görmelerine neden oldu Fenerbahçe’nin. Skubic’in akıl dolu derinlemesine pasıyla Ömer Ali boş alanda topla buluştu ve onun pasında da Rangelov topu ağlarla buluşturdu. Bu pozisyonda defans da özellikle Kjaer, kademe hatasıyla topun Ömer Ali’ye rahat buluşmasına neden oldu.

Fenerbahçe yediği golü çıkarmak için tempoyu artırıyor. Ama buna Volkan Şen, Nani ve Diego katkı yapmakta zorlanıyor. Hani o bildiğimiz Fenerbahçe temposundan da uzak bir görüntü vardı sahada.

Saman alevi gibi belli aralıklarla maç boyunca oldu bu tempo. Maçın geneline yansımadı. Zaman zaman gole kadar da gole yaklaştılar ama rakip defansı yoracak şekilde değildi atakları. Rakip arkasına topu atmakta çok başarılı değildiler.

Maçın temposunun düştü anlarda iki takım futbolcuları ve kenar yönetim ile olan gerginlikler girdi araya. Ömer Ali ve Periera arasında yaşanan gerginliğe diğer futbolcularda karışında bir müddet oyun durdu. Neyse ki yılların tecrübesi Cüneyt Çakır araya girdi ve tatsızlığı sonlandırdı.

Golden önce yazılabilecek pozisyonlar, Gökhan’ın ceza alanında kötü vuruşunu kaleci Serkan rahat kurtardı. Bir diğeri de yapılan korner atışında Fernandao kafa vuruşu hafif olunca arka direkte ki Mehmet Topal’ın da ıskalamasıyla top auta gitti.

Orta alanda Konyaspor hücuma hazırlanırken, Fenerbahçeli futbolcuların baskısı sonuç verdi ve atılan uzun topla buluşan Volkan Şen, maçta ki en etkili hareketini yaptı ve Skubic’ten iyi sıyrıldı ve ortasında Serkan’ın arkasında kalan topla buluşan Fernandao boş kaleye topu ağlara gönderdi ve durumu eşitledi.

Almanya vize başvuru Amaçları

İlk yarının sonunda yine Fenerbahçe gole yaklaştı ama Serkan iki hamlede topu kurtardı. Önce Alves’in vuruşunda sonra Mehmet Topal’ın topa dokunmasında gole izin vermedi.

İkinci yarıda iki takımda kontrollü oyunu tercih etti. Dikkatli oynayayım ama gol yemeyim. Maçı kaybedersem daha kötü olur havasındaydı. Konyaspor cephesinden durum anlaşılır. Ancak Fenerbahçe’nin böyle bir lüksü yok.

Haliyle geçen hafta sahasında berabere kalmış ve Beşiktaş’ın mağlup olmasıyla bunu avantaja dönüştürmüştü. Ama bu hafta aynısı olacak değil. Bunun içinde bu maça asılması ve skoru değiştirmesi için çaba göstermesi gerekiyordu.

Bunu yapabilecek oyuncuları var oysa. Ama sahada ki performansları hiçte iyi değil. Bir Diego’ya bu kadar sabretmesi anlaşılır değil bir teknik adamın. Volkan hadi neyse, hatta Nani de anlaşılabilir. Ama oyunun son bölümünde Caner’in oyuna girmesini ve Hasan’ın oyundan alınması doğrusu kabul edilir değil.

Fernandao da tutuktu. Yani takımın yarısından fazlası yeteri kadar koşmadı ve mücadele etmedi. Haliyle öyle olunca istenilen pozisyonları da üretmek mümkün olmuyor. Hani bu da kaçar mı denilen bir pozisyonları yoktu. Belki Josef’in zayıf vuruşunun defans tarafından rahat çıkarılmış olması yazılabilir.

Maç berabere biter mi derken, rakip alana topu iyi bir organize ile taşıyan Konyaspor golü bulmasını bildi. Ömer Ali’nin güzel ortasına oyuna sonradan giren Bajic ceza alanında kafayla indirdiği topa takımın kaptanı Ali Çamdalı tamamladı ve takımının galibiyet golünü atmış oldu.

Fenerbahçe bu mağlubiyetle üst üste 5 puan yitirmiş oldu. Futbolun cilvesi mi yoksa beceriksizlik mi artık o göreceli bir durum. Ama şu bir gerçek ki Fenerbahçeli taraftarlar eğer hafta içinde derbi maçını da kaybedecek olurlarsa şampiyonluk için takımlarından umudunu tümden kaybedecek.

Derbi için en büyük avantajları kuşkusuz Galatasaray’ın aşırı formsuzluğu. Rakiplerinin maç kazanamıyor olmaları. Ama unutulmasın ki bu maçların havası farklı olur. Her ne kadar güçsüz olsada yaralı aslanın ne yapacağı belli olmaz. Benden söylemesi!