Bedir Haber

Ey Allah’ın Kulları Kardeş Olun

Ey Allah’ın Kulları Kardeş Olun
Sema ERDEM( sema.erdem@bedirhaber.com )
341 views
11 Ağustos 2015 - 9:24

Doğru yapmıyorum biliyorum ama her geçen gün ümidimi biraz daha kaybediyorum. Tam tevekkül, tam teslimiyet, tam huzur nasip et Ya Rabbî! Hayal kırıklığı, ümitsizlik, boş vermişlik aldı başını gidiyor saniyelerin hızıyla. Sorularımın menfi cevaplarını verip karamsarlığımı yaymak istemem; fakat neden bu ölçüde tahammülsüz hale geldik biz. Hoşgörüsüz, merhametsiz.. Kutuplaşma deyip durdukları şeyin kutupların düştük ümmetçe. Tekrar Asr-ı Saadetteki kadar olamasak da Osmanlı zamanındaki kadar -yahut hedefi iyice küçültelim- bundan yirmi yıl öncesindeki kadar kardeş olabilir miyiz tekrar acaba? Evet, inanması başta güç geliyor ama hakikaten bundan yirmi yıl önce biz daha kardeşçe yaşıyorduk. Tekrar kardeş olabilir miyiz? En azından Anadolu’nun suyunu içip ekmeğini yiyen bizler.

Düştük birbirimize. “Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman’ın din kardeşi ile dargın kalması helal olmaz.” Hadisini okumuyor mu, duymuyor mu bu ümmet, bu millet? “Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!” diyen Rasulullah (s.a.v.) belki de şimdi, “Ey Müslümanlar, bari sadece siz kendi aranızda hakiki kardeş olun.” diyordur. Ne acı O’nun (s.a.v.) kalbine burukluk düşürmek. Şu hadis-i şerifteki maddelerden herhangi bir tanesini “daima ve mutlaka her şart altında uygular ve yaşarım” diyen bir adım öne çıksın.

Rivayet o ki; Hz. İbrahim (a.s.) misafirsiz oturmazmış sofraya. Bir gün bir Mecusi bunu duymuş ve O’na misafir olmak istemiş. Adama şart koşmuş İbrahim (a.s.): Müslüman ol, seni de soframda misafir edeyim. Allah’ın peygamberi Allah’ın kulunu imana davet edecek elbet; vazifesi bu. Gel gör ki Allah’ın verdiği rızkı dağıtmak için imanı şart koşması Rabbinin hoşuna gitmez. Cenab-ı Mevla imanı, itaati, ibadeti bile zorla istemiyor kulundan. Adam razı olmayıp geri dönünce ilahî bir sitem gelmiş: “Ey İbrahim! O adam Bana iman etmediği halde Ben yetmiş senedir onun rızkını kesmedim. Sen ise hemen imansızlığını yüzüne vurdun ve misafirliğe bile kabul etmedin. Benim verdiğim rızkı ondan esirgedin.” Hz. İbrahim Halilullah, bu mecusiyi bulup, durumu, olanı biteni anlatıp bir de sofrasına icabet etmesi için ısrar edince adam Rabbini bulmuş, tanımış ve tabii olarak iman etmiş.

Hz. İbrahim Mevla ‘nın ikazıyla mecusinin gönlünü kazanıp, ona iman nurunu tattırırken, biz bugünün mükemmel (!) Müslümanları, hala aynı secdeye baş koyduğumuz, hala aynı Rabbe el açıp dua ettiğimiz ve dahi düne kadar birbirimizi baş üstünde taşırken bugün ayrı gayrı düştüğümüz insanlara sevgi değil saygı bile duymaz olduk. Allah’ın suyunu, havasını, gönderdiği rızkı çok görür oldu Müslüman Müslüman’a.

Her fırsatta haricilik yapılıyor. Her hadisede Müslüman Müslümanı tekfir ediyor. Haline acıyıp merhametle müşfik davranmak şöyle dursun, daha fazla nasıl kanatırım yaralarını diye düşünmekle ömür geçiriyor her bir taraf.

Halbuki ümmet olarak ne olursa olsun bir olmalıydık. Arabın arap olmayana üstünlüğü yoktur diyen Allah Rasulü (s.a.v.) Araplar arasında bugün vuku bulan savaşları mazur görebilir mi? Üstünlüğünüz takva ile olacak. Petrolle, zenginlikle, şatafatla, güçle, savaşla değil. Herkes hata yapabilir evet ama kardeşinin hatasını, günahını fark edince onun istikamete ve hidayete dönebilmesi için uğraşan kardeşler olmalıydık. Bizim İslam’ı hakiki manada anlayıp yaşayabilmemiz için bir on beş asra daha ihtiyacımız var gibi görünüyor. İstiklal şairimiz ne çok acı duymuş ümmet namına. Sanki bu günleri tasvir ediyor:

“Müslümanlık pâk sîretten (temiz ahlaktan) ibaretken, yazık!
Öyle saplandık ki levsiyyata (kirlere), hala çıkmadık:

Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak,
Kendi asudeyse dünya yansa baş kaldırmamak,
Ahdi nakzetmek (bozmak), yalan sözden tehaşi etmemek (korkmamak),
Kuvvetin meddahı olmak, aczi hiç söyletmemek…”

Bir de bırakın herkes kendi doğrusunun peşi sıra yürüsün. Sorunu olanlar onları çözmeye çalışadursun, sorunu olmayanlar başkalarının sorunları yüzünden dışlamasın birbirini. İlla anlatacaksanız, kırmadan, yıkmadan, küsmeden, küstürmeden anlatın doğrunuzu. Ama Yaratan mühlet vermişse, ekmek vermiş su vermişse, nefes vermiş ömür vermişse, akıl vermiş irade vermişse, sonra da “artık dileyen iman etsin dileyen inkar etsin.” demişse; sizin hangi meseleniz, Allah’ın verdiklerini kuldan alma hakkına sahip olmanıza gerekçe olabilir? Hangi görüşünüz bu kadar tefrikayı mazur gösterebilir? Hangi ideoloji, hangi milliyet, hangi kıyafet, hangi siyaset fesada ve ayrılığa haklı bir gerekçe olabilir?

“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

Kardeş olsak yeter..

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno