1600 yıllarında Allah’ın davasına adanmışlık:
Finike-Elmalı arasında Turunçova’da doğar. Hani biz evlatlarımızı dinini, diyanetini öğrensin; insanlık için sevgili, saygılı olsun diye hoca ararız. Sonra doğru adresi bulunca teslim edip; eti senin kemiği benim deriz. Yahşi Efendinin babası da Elmalı’da olan Üstad Vahab Ümmi hazretlerine getirir ve teslim eder. Üstadın ilim payitahtı Elmalı’dır ama sahil kesimini çok düşünür. Oralarda paratoner olacak birini ararken Eroğlu hazretleri olacak olan tilmizini buldu ve yetiştirdi. Bu sıradan bir yetiştirme değildir. Çünkü Elmalı ve sahil halkının denize doğru kayıp gitmesinden korkmaktadır. Büyük kametler kendi asırların düşünmezler, insanlığı kıyamete kadar geleceklerini düşünürler. Onun için büyük padişah,II.Murat;peygamberimizin duasına mazhar olmuş olan Fatih Sultan Mehmed evladını Molla Güraninin ,Akşemsettin’in nasıl yetişmişse öyle yetişir Eroğlu’da. Ve tarihe yön veririler. Halvetinin halifesi olur.Hocasının düşleri gerçekleşir.Tilmizini,Demre ve Mavikent arasındaki havzaya görevlendirir.Tebliğ,temsil ve tevvekkülü kaneviçe işler gibi işler. Demre, Mavikent arasındaki yerli halk denize desturlu girer.Şifa için değerlendirir. Mübtela değildir. Dinine ve diyanetine bağlıdır. Dışardan gelenlerde, bir iki sene içinde inançları olan İslamın boyasıyla boyarlar.Bu demektir ki Eroğlu hazretlerinin himmeti bu havzaya devam etmektedir.Bu sayede bereket görmektedirler.O bölgede uzun yıllar görev yapmış Siirtli Hafız,Adem hocaefendilerinin sohbetlerindeki tespit ve gözlemleri böyedir. O havzada,can aliler,can hasanlar ve can hüseyinler yetişmişler ve yetişmektedir.

Halk nazarında şöyle bir düşünce vardır. Deniz kenarındaki insanlar inanç, itikat ve yaşayış bakımıından biraz daha öbür yerlere göre dalgalı olurlar düşüncesi hakimdir.Ama Yahşi Efendi 1600 lü yıllardan beri Alaca dağa dergahını kurmuş, iki koluyla Demre,Mavikent arasını halkım diye kucaklamaktadır.

Eroğlu hazretleri Elmalıya sıkı sıkı bağlıdır. Çünkü sahillerin halvet yeri Elmalı’dır. Pergel gibi bir ayağı sahilde,bir ayağı yayladadır. Hocasına vefa için Sinan Ümmi Hazretlerini ytiştirir. Edebiyatı zayıf olmasına rağmen ‘GÖNÜL’ insanıdır.Hiç enaniyet göremezsiniz onun hayatında.Hep tevazu,hep mahvifiyet ve adanmışlıkta zaten budur.Her ne zaman Elmalıya gitse talebesi Sinan Ümmi hazretlerini o zaman ki şehrin çıkışı olan şu andaki YEŞİL CAMİ ön tarafı olan yolun altında kalan harman yeri vardır.Orada hocasını bekler. Sinan Ümmi hazretleri,Eroğlu hazretleri gelince atlardan inerler.Biri bir taraftan,biri bir taraftan sürüne sürüne harman yerinin ortasında musafa yaparlar.Her iki taraf mezarlıktır.Dualar okunur.Müridleri ibretle mana alırlar. Üstadları üzerlerini çırpmadan halkın ibretli bakışları arasında Vahab Ümmi hazretlerine yürüyerek gidip ziyaret ederler.Vefa budur.Daha sonra halveti halifeliğini Eroğlu hazreti talebesi Sinan Ümmi hazretlerine devreder.Allah(c.c) onlardan razı olsun.O aali kametler,halen Elmalı ve sahil yöresinin sufi gibi yaşamasına yardımcı olmaktadırlar.

Ya İlahi sen meded eyle ki bu Ümmi Sinan
Aldanıp düşmeye ta kim bunda mekr ile ala
Pir i azizdir Eroğlu hürmetine kıl nazar
Tavarıp dergahına ol zatının asan bula

Almanya vize başvuru Amaçları

Sinan Ümmi

Eroğlu hazretlerine uygun olmayan hallerde ziyaretine gidersen gökyüzü ve yeryüzü olaylarıyla fırçayı yersin.Kerametleri hala takdire şayandır.Eren isminde çocuklar çoğalmaktadır.Müşküller çözülmektedir.Rabbim dualarımızı onların yüzü suyu hürmetine kabul buuyursun.Hacetlerimize makaidi izimize ulaştırsın.Bu kametlerin büyüklükleri mübareklikleri Allah(c.c)’ın lütfu olduğu içindir.