En Değerli Hac Hediyesi: Zemzem

En Değerli Hac Hediyesi: Zemzem

‘Su gibi aziz ol’ sözünün çıkış noktası nedir bilinmez ama sırlarla dolu tarihi ile zemzem bu hitaba çok güzel bir örnek. En değerli hac hediyesi…

Küçük bakır fincanlarda ikram edilen besmele ile kıbleye yönelerek üç yudumda içilen zemzem çok sayıda araştırmaya rağmen bugün bile merak ediliyor.

Hz. Hacer’in oğlu İsmail’e su bulma ümidi ile Safa ile Merve tepeleri arasındaki samimi arayışının karşılığında ilahi bir lütufla yeryüzüne çıkmış olması “Arap Yarımadası’nın en kurak vadisinde bu kalitede ve bollukta bir suyun 1,5 metre çapında bir kuyudan çıkması tam bir mucize.”

Hz. İbrahim(as) eşi HzHacer ve oğlu Hzİsmail’i Allah’ın emriyle kimsenin uğramadığı ıssız, çölde bir yere bırakmak zorunda kalıyor. Yanlarına bıraktığı yiyecek ve su bitince karnı acıkan İsmail(as) ağlamaya başlıyor. HzHacer annemiz kendisinin de aç ve susuz olması sebebiyle sütü olmadığı için çocuğunu emziremiyor karnını doyuramıyor. Daha sonra Hz. Hacer annemiz Hz. İsmail’in ağlamalarına daha fazla dayanamıyor. Birini görebilmek ümidiyle Safa Tepesine çıkıyor, sağa-sola bakıyor. Kimseyi göremeyince de Safa ile Merve arasında koşmaya başlıyor. Yedinci defa Merve’ye çıktığında bir ses işitiyor.

Bugün zemzem kuyusu olan yerde su arayan Hz. Hacer’in, Hz. Cebrail’i gördüğü belirtilir. Hz. Cebrail (as) bulunduğu yeri kazmaya başlayınca berrak bir su çıkar. Hz. Hacer, suyu havuz gibi yapar, içer ve kırbasını doldurur. Doldurdukça su kaynamaya devam eder. İçtikçe de susuzluğu ve açlığı gider. ‘Dur’ anlamına gelen ‘zemzem’ der.

Hatta Peygamber Efendimiz’in, Hazreti Hacer öyle demeseydi şimdi bir zemzem nehri olacağını söylediği belirtilir. Hz. Hacer validemizin suyun başında kaç gün, kaç ay geçirdi bilinmez ama Şam’dan dönen Yemenli CürhümKabilesi’nin; yol üzerindeki vadiden geçerken Hz. Hacer’i ve oğlunu görüp oraya yerleştikleri söylenir.
Zemzem bir kez kurudu.

Allah’ın emirleri yaşanmaz olunca su kurur. Tâ ki Hz. Muhammed’in dedesi Abdülmuttalip rüyasında kuyunun yerini görene ve zemzemi tekrar çıkarana dek… Abdulmuttalip’in gördüğü rüya ve zemzem im tekrar bulunuşu:
Abdulmuttalip Kâbe’nin gölgesinde ve Hıcr adı verilen yerde uyurken gördüğü bir rüya, onun için bir başlangıçtı. Bir zat kendisine sesleniyor ve:

– Kalk! Tayyibe’yi kaz, diyordu. Hemen sordu:
– Tayyibe de ne?

Sorusuna karşılık, herhangi bir cevap alamamıştı. Ertesi gün yine uzanmıştı ki, aynı şahsın geldiğini gördü. Bu sefer:

– Madmûne’yi kaz, diyordu.
– Madmûne de ne, diye tekrarladı heyecanla. Ancak, sorusu yine cevapsız kalmıştı.

Üçüncü gün yine karşısında bulduğu zat, bu sefer kendisine:
– Zemzem’i kaz, diyordu. Öncekilerde alamadığı cevabı, en azından üçüncü gün alabilmek için hemen sordu:
– Zemzem ne?

Bu sefer cevap geliyordu:
– Zemzem, hiç kesilmeyecek ve derinliğine inilmeyecek bir sudur. Onunla hacı kafilelerinin su ihtiyacını giderirsin. O, Kâbe’de kurban kanlarının döküldüğü yer ile diğer atıkların bırakıldığı yer arasındadır. Alaca kanatlı bir karga gelip orayı gagasıyla işaret edecek. Aynı zamanda orada şimdi, bir karınca yuvası da var!
Abdulmuttalib de, koordinatları verilen yere geldi. Aynen denildiği gibi alaca bir karga, bir mekana inip kalkıyor ve gagasıyla adeta bu yeri işaret ediyordu. Biraz daha yaklaşınca, karınca yuvasını da görmüştü. Artık, hiç tereddüdü kalmamıştı. Ertesi gün, oğlu Hâris’i de yanına alarak buraya geldi ve Zemzem’i kazmaya başladı.

Çok geçmeden, kuyunun ağzını örten büyük ve yuvarlak taş ortaya çıkmıştı. Kuyunun kapağını kaldırdıklarında, anlatılageldiği şekliyle onun, her türlü zinet eşyası ve kıymetli malzemeyle dolu olduğunu gördüler. Abdulmuttalib ve oğlu Hâris, bir taraftan bunları teker teker kuyudan çıkarırken, diğer yandan kuyunun altından gelen bir ıslaklık da kendini hissettirmeye başlamıştı. Artık vakit tamamdı ve çok geçmeden Zemzem de ortaya çıkmıştı.

Kimseye nasip olmayan bir lütfa mazhar oluyorlardı. Elbette böyle bir lütuf, onu verene teşekkür etmeyi gerektirirdi ve işin burasında Abdulmuttalib:

– Allahü Ekber! Allahü Ekber, diye tekbir getirmeye başladı.
Hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki:

“Zemzem-i şerîfin suyu mübârektir.”
“Zemzem-i şerîf, içeni doyurur.”
“Zemzem suyundan kana kana içmek, nifaktan berattır.”
“Zemzem-i şerîf her ne niyetle içilirse, şifası onun içindir.”
“Su içeceğiniz vakit, ayakta içmeyiniz! Vücudunuza zararlıdır. Yalnız abdestten artan su ve Zemzem suyu ayakta içilebilir.”

Zemzem ile ilgili kısa bilgiler:
Kaynağı gelişen teknolojiye rağmen hâlâ bulunamadı. Yakınlarında hiçbir kuyu yok ve denize 80 km uzaklıkta. ‘Kaynağın belli olmamasına karşın yüzyıllardır suyunun bitmemesi, kurumaması’ zemzemin mucizevi yönüne bağlanıyor.

Kim ne niyetle içerse muradına eriyor. Açlığını gidermek için içen açlığını, susuzluğunu gidermek isteyen susuzluğunu zemzem ile giderir.

1,5 metre derinliğindeki bir kuyudan çıkıyor ve hac mevsiminde günde 594 bin litre tüketiliyor. Amerika’da yapılan test sonuçlarına göre dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek su zemzem.
Ne güzeldir Allah’ın evinde, O’nun ikramı zemzemden içmek… Rabbim (cc)’e bize verdiği bu güzel nimetten dolayı şükürler olsun.

Zemzemi Hac ve Umreden gelenler vesilesiyle içiyoruz elhamdülillah ama onu yerinde içmek apayrı bir güzellik,ve doyumsuz bir nimet olsa gerek.

Nedim Bulut( nedim.bulut@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.