ELLER NE DER ŞEYTANI!

ELLER NE DER ŞEYTANI!

ELLER NE DER ŞEYTANI!
Allah ne der duygusunu bir kenara bırakmış, eller ne der, komşular ne der, arkadaşlar ne der’lerin derdine düşmüş ve şeytanın peşinden koşar adım gider olmuşuz.

Önceliklerimizi ona göre belirlemişiz. Allah’ın bizden istedikleri olmamış önceliklerimiz. Bizi yaratan, bizim yaşamamız için gerekli olan her şeyi yaratan ve bütün dünya nimetlerini emrimize sunan Allah’ın bizden istedikleri umurumuzda bile olmamış. Önceliklerimiz hep dünya adına olanlardan ve şeytanın istediklerinden olmuş.

Sevgilerimizi ona göre belirlemişiz. Sevgilerimizi Allah’a göre belirlemek yerine, dünyalık heva ve heveslerimize göre, menfaatlerimize göre, beklentilerimize göre ve şeytanın bizden istediklerine göre belirlemişiz.

Korkularımızı ona göre belirlemişiz. Hep Allah’tan fazla korkmuşuz dünyevi güç odaklarından, makam sahiplerinden, fiziksel kuvvetlilerden, maddiyat zenginlerinden… Ve hep unutmuşuz bu korkularımızın bizi müşrikler sınıfına soktuğundan…

Duygularımızı ona göre belirlemişiz. Olumlu ya da olumsuz olarak kalbimizde biriktirdiklerimizin odak noktası Allah olmamış. Ne duygu biriktirmişsek, ne duygu filizlendirmişsek hemen hemen hepsi de şeytana göre olmuş. Duygularını şeytana göre yeşertenlerin Allah’ı bulma, O’nunla olma ve O’na göre yaşama şansları yoktur.

Yaşamımızı ona göre dizayn etmişiz. Ömrümüzün neredeyse tamamında yaşam rehberimiz olan Kur’an’ı hiç okumamışız, anlama çabası içerisinde olmamışız ve yaşam noktasında hiçbir mücadele vermemişiz. Böyle bir kulluk olur mu?

Tercihlerimizi ona göre ayarlamışız. Allah’ın yapın dediklerini unutmuş, şeytanın istediklerine odaklanmış ve Allah’ın uzak durun dedikleriyle süslemişiz hayatımızın tüm zamanlarını…

Benliğimizin derinliklerinde filizlenen duygularımızı gözden geçirdiğimizde, neler biriktirmişsek o yönde ilerlediğimizi görürüz. Allah’ın istediklerini yapıyorsak O’na yakınlaşmış, şeytanın dediklerini yapıyorsak onunla dost olmuşuz demektir. Gidişatımızı ölçüp biçmek kolay aslında… Ne tarafa yakın ve meyilli olduğumuz faaliyetlerimizden belli olur.

Çözüm yolu bulma savaşı vermeliyiz çelişkili düşüncelerimize… Kendimize gelmeliyiz bir an önce. Aklımızı başımıza toplayıp Yaradana dönmeliyiz…

Kısaca eller ne der şeytanından hızla uzaklaşıp Allah ne der duygusuyla yaşamımız sürdürmeliyiz. Kurtuluşumuzun reçetesi, ahirette ebedi kurtuluş belgemiz budur. Bunu elde edebilmemizin tek yolu da Allah’ın kitabını anlamak ve yaşamaktır.

 

Serdar AHLATCI( serdar.ahlatci@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.