DOLAR

36,6312$% -0.03

EURO

40,0262% 0.33

STERLİN

47,6039£% 0.34

GRAM ALTIN

3.531,06%0,43

ONS

2.996,67%0,41

BİST100

10.862,14%0,20

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Nedir?

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Nedir?
0

BEĞENDİM

Tanım ve Temel Prensipler Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, kısaca Ehl-i Sünnet tabiri, “Hz. Peygamber ile ashabın dinin temel konularında takip ettikleri yolu benimseyenler” anlamına gelir. (Yavuz, “Ehl-i Sünnet”, DİA, 10/525). Rabbimizin insanlığa gönderdiği İslam’ın öğretileri, son vahiy olan Kur’ân’ın Hz. Muhammed (s.a.s.) tarafından tebliğ ve beyan edilmesiyle vücut bulmuştur.

Hz. Peygamber’in Sünneti, Kur’ân’ın beyanı, somut bir açıklaması ve uygulamasıdır. Nitekim Kur’ân’da, Hz. Peygamber’e itaati emreden, ona Kitab’ı beyan görevi veren ve onun yolundan ayrılmayı yasaklayan ayetler vardır:

النَّبِيُّ اوْلَى بِالْمُوْمِنِينَ مِنْ انْفُسِهِمْ

“Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha yakındır.” (Ahzâb, 33/6)

Ashâb-ı Kirâm ve Ehl-i Sünnetin Temelleri Ashâb-ı Kirâm, Hz. Peygamber’e iman edip onunla uzun süre beraber bulunmuş, davranışlarına şahit olmuş, onun yüce ahlâkını benimsemiş samimi ve fedakâr sahsiyetlerdir. Sahabe, vahyin inişine ve tatbikatına bizzat tanıklık etmeleri sebebiyle ümmetin temel referanslarından biri olmuştur.

Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonra ortaya çıkan siyasî ihtilaflar ve fitneler sonucunda çeşitli gruplar oluşmuş, Haricilik ve Şia gibi mezhepler Ehl-i Sünnetin ana kitlesinden ayrılmıştır.

Ehl-i Sünnet ve Diğer Mezhepler Tarih boyunca İslâm düşüncesinde kader, imâmet ve yöneticilere itaat gibi meseleler tartışma konusu olmuş, bu tartışmalar bazı çıkmazları ve yeni mezheplerin doğmasını beraberinde getirmiştir. Hariciler, Şiiler ve Mutezile gibi gruplar, Ehl-i Sünnetin ana ilkelerinden sapmaları nedeniyle ayrı bir yol benimsemişlerdir.

Ehl-i Sünnet, üzerinde ittifak edilen İslâm’ın temel esaslarından ayrılmadan Kur’an ve Sünnet’i esas alarak, sahabe ve selef-i sâlihînin yolunu takip etmiştir.

Ehl-i Sünnetin Temsilcileri Tarih boyunca Ehl-i Sünnet, iki temel itikadî mezhep olan Eşarîlik ve Matüredîlik ile temsil edilmiştir. Hanefî, Malikî, Şafiî ve Hanbelî mezhepleri de amelî alanda Ehl-i Sünnet anlayışını sürdürmüştür. Aynı zamanda tasavvufun şer’î esaslara bağlı kalan yorumları da Ehl-i Sünnet çerçevesinde kabul edilmiştir.

Ehl-i Sünnetin Tekfir Anlayışı Ehl-i Sünnetin en önemli ilkelerinden biri, aynı kıbleye yönelen (Ehl-i Kıble) hiçbir Müslümanı İslâm dairesi dışında görmemektir.Ehl-i Sünnetin tekfir anlayışı, Müslüman bireylerin kolayca dinden çıkarılamayacağını ve tekfirin (birini İslam dışı ilan etmenin) ciddi şartlara bağlı olduğunu vurgular. Ehl-i Sünnet alimleri, sadece kıbleye yönelen ve temel İslami inançlara sahip olan bir Müslümanın basit görüş ayrılıkları nedeniyle tekfir edilemeyeceğini belirtmişlerdir. Hadislerde de açıkça ifade edildiği üzere, bir kişinin içtenlikle “Lâ ilâhe illallah” demesi, onun İslam dairesinde olduğuna işaret eder. Tekfir, ancak dinin kesin hükümlerini inkâr eden veya İslam’ın temel esaslarına aykırı inançları savunanlar için söz konusu olabilir. Bu anlayış, Müslümanlar arasında birlik ve kardeşliği koruma gayesi taşır ve gereksiz ayrışmaları engeller.    من قال لا إله إلا الله مخلصا دخل الجنة

“Kim ihlâslı bir şekilde ‘Lâ ilâhe illallâh’ derse, cennete girer.” (Buharî, Îman, 33)

Ehl-i Sünnete göre bir kişiyi tekfir etmek ancak dinin kesin esaslarını inkâr etmesiyle mümkündür. Bunun haricinde çeşitli mezhepsel farklılıklar nedeniyle tekfir edilmek yanlıştır.

Günümüzde Ehl-i Sünnet Anlayışı Günümüzde bazı kişi ve gruplar, kendi görüşlerini mutlak doğru kabul ederek, farklı yaklaşımları Ehl-i Sünnet çizgisinin dışında görmekte ve bu şekilde bir dışlayıcılık anlayışı geliştirmektedir. Oysa tarih boyunca Ehl-i Sünnet anlayışı, dışlayıcı olmaktan ziyade kuşatıcı, birleştirici ve ümmetin farklı renklerini barındıran bir çatı olmuştur. Ehl-i Sünnet’in temel vasfı, İslâm’ın ana ilkelerini muhafaza ederek farklı içtihatlara ve yorumlara geniş bir alan tanımasıdır.

Müslümanların yapması gereken, Ehl-i Sünnet kavramını ideolojik bir yaftalamaya dönüştürmemek, birlik ve beraberlik ruhunu muhafaza etmektir. Tarih boyunca Ehl-i Sünnet, ümmeti birleştiren ve farklı mezheplerin, içtihatların ortak değerler çerçevesinde buluşmasına zemin hazırlayan bir anlayış olmuştur. Ancak günümüzde bu kavram, zaman zaman dar bir çerçevede ele alınarak ayrıştırıcı bir unsur hâline getirilmektedir. Oysa Ehl-i Sünnet, yalnızca belirli bir grubun tekelinde olmayan, ümmetin tümünü kapsayan, ihtilafları yöneterek ortak noktaları öne çıkaran bir öğreti olarak anlaşılmalıdır. Bu bağlamda, İslâm’ın kardeşlik ruhunu pekiştiren ve ümmetin vahdetini koruyan bir yaklaşımın benimsenmesi büyük önem arz etmektedir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.