36,6753$% 0.09
40,0531€% 0.19
47,6169£% 0.05
3.515,47%-0,04
2.984,18%-0,12
10.840,59%1,05
İnsanların, toplulukların, toplumların, uymaları gerekli olduğu bazı kurallar, edep ve ahlaki davranışlar vardır. İnsanların bir arada yaşama zaruriyeti kadar birbirlerine karşı sorumlulukları, yapması gerekli ödevleri ve vazifeleri vardır. İnsanı yaşantısının, İslami yaşantısının onlara yüklediği sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukların bilincinde olarak kendi egolarının esiri olmadan toplumun, gelenek ve göreneğini oluşturan İslami kültürü yaşama ve yaşatma istek ve azmin de olmalıdır.
Kendi nefsini aşamayan nefsine takılı kalan insanlar, zıvanadan çıkmışçasına ahlaktan, hayadan, edep ve adaptan yoksun hayvani duygularının esareti altında yaşarlar. Efendiler Efendisi’ nin teşrifi ile insanlar insani değer kazandı. Bütün insanlığın model almaları gerekli olan Kainatın Efendisi Peygamber Efendimiz (S.A.S) “ Beni rabbim terbiye etti nede güzel terbiye etti“ buyurarak insanlık aleminin modeli olduğunu Kuranı anlatarak ve yaşayarak göstermiş oldu.
İnsanlık alemi; batıp giden şeylerin değil baki olanın, yani ahireti dünyaya tercih etmesi gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Müslümanın yegâne sıfatlarından biriside budur. Müslüman ömrünü dünya saadeti üzerine kurmamalıdır. Aksi halde Enaniyet ve egolarını idame için yapmadığı kalpleri kırıp incitir ki bu da Müslüman tavrı değildir. Çünkü Resulullah (S.A.S) bir hadisi şerifte : “Müslüman elinden ve dilinden Müslümanların selamet buldukları kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları hususunda güvendikleri kişidir.” (Müslim, İman: 14; Buhârî, İman: 3) buyuraraktan bir insanın ,bir Müslümanın; sözleriyle de işleriyle de tavır ve davranışlarıyla da edep, terbiye ve ahlaki yaşam üzere bulunması gerektiği vurgusunu yapmıştır.
Efendimiz bu hadisi şerifiyle dini, hem anlatma hem yaşama hem de yaşatma mahiyetinde temsil etmiş ,Müslümanlarında aynı yolu takip etmesini tavsiye etmiştir. Hz. Aişe annemize Peygamber Efendimizin ahlakı sorulduğunda “onun ahlakı Kurandır “ buyurarak Müslümanların Kuranı hayatı yaşamaları gerektiği dikkate verilmiştir.
Bu minval üzere olan Şefkat ve merhamet timsali insanlar, insanlığın imanının kurtuluşu adına her tür fedakarlıklara katlanıp, bütün zorluklara göğüs germeye namzettirler. Özleriyle sözleri bir, söz hal ve davranışlarıyla Allah yolunun yolcularıdırlar. Allah yolunda olan ne kaybeder ki? Dünyalık peşinde koşan dünya perestler de ne kazanır ki? Allah’ın sevgisini kazanamadıktan sonra Sınırlı ömür sonrası hepsini burada terk edip ahirete eli boş giderler.
O zaman fert fert hepimiz Allah için sevmeli, Allah için terk etmeli; Allah için konuşmalı, Allah için kalkıp yürümeliyiz. Bu fıtrat ve iştiyaka sahip olan insanlar; edep ve adaba riayet eden, ahlaklı ve erdemli kişiler olup ruhunun ufkuna yürümeden önce ahireti için mertebe kat ederek ali derecelere namzet yaşamış olurlar.
Allah Resulünün (S.A.S) yaşantısına baktığımızda; gerek ferdi gerek ailevi gerek sosyal yönden en güzel adabı, ahlaki tavır ve davranışları sergilediğini görürüz. O eşsiz insan “Ben güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim” tezahürünü göstermekte ve ‘her şeyin bir hizmet edicisi vardır, dinin hizmet edicisi ise EDEP’ tir, ADAP’ tır’ tavrına vurgu yapmaktadır.
MÜJDELER OLSUN O ‘ONUN YAŞANTISINI YAŞAMAYA ÇALIŞAN ALLAH (C.C. ) DOSTLARINA.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.