لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَٓاؤُ۬هَا وَلٰكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْۜ كَذٰلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْۜ وَبَشِّرِ الْمُحْسِن۪ينَ
Muhterem Müslümanlar.
Bedir savaşında 14, Uhud savaşında 70 sahabe şehit olmuştu. O zamana göre çok büyük bir rakam. Yüzlerce de yaralı vardı. Nerde ise her evde cenaze, hüzün ve matem vardı. Her iki savaştan yaklaşık iki ay sonra da Kurban bayramı oldu. Kainatın Efendisi köylere, ilçelere, şehirlere bütün çocuk, erkek ve bayanların bayram günü Medine-i Münevvere’ye gelmeleri için haber göndermiş. Bayram günü akın akın şehire gelmişler. Gamame meydanında bayram namazı kıldırdı, hutbe okudu, dua etti. Erkek ve bayanlardan ayrı ayrı himmetler topladı. İhtiyaç sahiplerine dağıttı. Kurbanlar kestirdi, etlerini pişirtti ve kalabalığa ikram etti. Matem ve hüzün havasını neşeye, sevince, heyecana ve ümite çevirerek bayram yaşattı.
Aziz müminler.
Gerek Türkiye’de ve gerekse dünyanın her yerinde mazlum, mahküm ve kıtlık içinde yaşayan milyonlarca insan var. Bu bayramda onları sevindirmek, moral vermek, ümit aşılamak, hem gönüllerimizle hem de maddi destekelerimizle onlarla beraber olduğumuzu fiilen göstermeliyiz. Bütün dünyayı sevince, neşeye ve bayrama dönüştürmeliyiz. Bunun için hem kendimiz hem de aile bireylerimiz adına kurban kesmeli hem de çevremizdeki insanlardan kurban bulmak için seferber olmalıyız.
Değerli müminler.
Kurban ibadeti nedir?
Kurban, Allah yolunda malın, canın, her şeyin feda edilebileceğini, Allah’a teslimiyeti ve O’na karşı şükür hisleriyle
dolu olmayı ifade etmektedir. Adanmış ruhlar, kurbanı, Allah’a yaklaşmaya vesile olarak değerlendirdikleri gibi gönüllerin birbirine yakınlaşmasına da
vesile yaparlar. Kurban mevsimi sadece muhtaçlara yardım açısından değil, aynı zamanda bizim sarsılmayan kardeşliğimizin ifadesi olarak da çok iyi değerlendirilmelidir. Hasbî ruhlar, kendilerinden daha ziyade ihtiyaç içinde olan bölgelerdeki kardeşleri için yardım etme yolları aramalı.İhlas ve takva şuuru ile kurban kesen insan, bir taraftan Allah’ın rızasına talip olurken, diğer yandan da böyle halis bir amel sayesinde gönüllere taht kurar. Bu şekilde gönüllere otağını kuran insanı da hiçbir güç oradan söküp atamaz.
Kıymetli müminler. Allah Teala hutbenin başında okuduğum ayette şöyle buyurur:
“Bu kestiğiniz hayvanların ne etleri, ne de kanları Allah’a
ulaşır! Fakat asıl O’na ulaşan, sizin iyi bir kul olabilmek için
gösterdiğiniz samîmî gayretleriniz, yani takvanızdır.” (Hac
suresi, 37)
Meali verilen ayette belirtildiği gibi, kesilen kurbanlarda hedef; bütün kulluk davranışlarının ortak ilke ve amacına kurban örneğinden hareketle dikkat çekilmektedir. Bütün ibadetler kulun kendini olgunlaştırması, hayatını anlamlandırması ve yüce yaratıcısına yaklaşması tarzında üstün amaçlarla yapılmalıdır; Cenâb-ı Allah’ın buna ihtiyacı yoktur, ihtiyacı olan kuldur. Şu halde ibadetlerde dinen belirlenen forma sadık kalmak da Allah’ın iradesine boyun eğme mânası taşıdığı için değerlidir; bu biçimler asıl amaçtan kopmadığı sürece değerini koruyabilir, aksi takdirde içi boş birer kalıp haline gelir. İbadetlerdeki ihlâs, takva ve Allah’a yaklaşmak olmalıdır. Bu maksad ve gaye
olmadıktan sonra kesilip dağıtılan etlerin, kanların Allah nezdinde bir değeri yoktur. Zira, Allah’ın insanın yaptığı hiçbir ibadete ihtiyacı olmadığı gibi, keseceği kurbana da ihtiyacı yoktur. O’nun katında makbul olan şey, insanın imanı, emirlere teslimiyeti, ihlas ve samimiyetidir. Bunun için bu ibadet görevimizi de ifa ederken Allah’ın hoşnutluğunu kazanmayı hedeflemeli ve kestiğimiz kurbanla, yeri geldiğinde en değerli varlıklarımızı da O’nun yolunda feda edebileceğimizi göstermeliyiz. Hiç bir ibadeti hafife almamalı. Cenab-ı Allah hangi amelimizden
dolayı bizi kurtuluşa erdirecek bilemeyiz. Onun için her ibadeti ihlas, samimiyet ve özenle yapmalı.
Resul-i Ekrem Efendimiz bir kurban bayramında üç adet kurban keserek şöyle dua etmişti: “Bismillâh! Allahım! (Bu kestiğim kurbanları) Muhammed’den, onun aile halkından ve Muhammed ümmetinden kabul buyur!” (Müslim, Edâhi,19)
Hazreti İbrahim Yüce Allah’ın kurban emrini yerine getirerek ihlas, vefa, teslimiyet ve fedakarlık örneği olarak oğlunu kurban etmeye yeltenmiş. Hazreti Hacer Allah’ın rızasını kazanmak için oğlunun kurban edilmesini kabul etmiş. Hazreti İsmail Allah’ın emrinin uygulanması için kurban edilmeyi kabul etmiş. Biz neyimizi kurban ettik veya edeceğiz, kaç kurban kesecek ve kaç Kurbanla ihtiyaç sahiplerine yardım edeceğiz? Kurban ibadeti ve kurban hizmetleri; Allah’a yakınlaşmak, insanlara dostluk köprüleri kurmak ve kişileri de Allah’a yakınlaştırmak içindir… Melekler sadece yapılan ibadetleri yazar. Aklın ve kalbin ameli olan niyet, ihlas ve samimiyeti bilmez ve yazmaz. Çünkü niyet, ihlas ve samimiyetin sevabını sadece Allah Teala bilir.
Muhterem müminler.
İmkanlarımızı zorlayarak kesebileceğimiz kadar kurban keselim… elimizden gelen iyi şeyleri yaparak Allah için yapabileceğimiz her tür hizmeti yapmaya çalışalım. Ömür öyle yada böyle geçiyor. Allah’a güvenip, kulluğu artırmaya çalışalım… Dünya coğrafyasındaki hüzün, keder, dert ve zorlukları sevgiye, sevince, neşeye, ümide, heyecana ve kardeşliğe çevirerek bütün düyaya bayram yaşatma yolları arayıp bulalım..
Derleyen
Erdal Atak