38,5032$% 0.04
43,9694€% 0.04
51,5413£% -0.33
4.096,33%-0,21
3.306,83%-0,30
9.224,84%-0,88
Ahirete iman hakikati, iman esaslarının en önemlilerinden birisidir.İnsanın yaşamış olduğu bütün hayatın kayıtlarının tutulduğu hatta görüntülerle beraber topyekûn hiçbir amelin ihmal edilmeden saklandığı bir hayatın hesabının verildiği yerdir. İnsan, duygu ve düşüncelerinin yanında, inançlarının da amele dönüştürdüğü bu dünya hayatı, ahirete amel üretmek, tohum atmak için yaşadığı fani âlemdir. İnsan ne kadar uzun yaşarsa yaşasın, sınırlı ömür mutlaka bir gün sonlanacak, vaat edilen günü herkes istisnasız yaşayacaktır. Kimi insan genç yaşta, kimisi yaşlanarak kimi de hayatının baharında bu dünyaya elveda diyecektir.
İnsan dünyada çok yaşamayı arzuladığı gibi ebedi bir âlemde de bekayı aşk derecesinde arzular. Sonsuz emellere sahip olan insan, ancak sonsuz bir âleme inanmakla bunları elde edebilir.
İnsanın birçok yakını, sevdikleri öbür âleme gitmiştir. % 99 dostları ve akrabaları ahirete göçmektedir. Ahirete inanan bir insan, o dostlarına kavuşacağını düşünerek teselli olur.
Kişi vefat eden ana babasına, kardeşine ve eşine ahiret hayatında sonsuza kadar beraber olacağını düşünerek teselli olabilir.
İnsanlığın dörtte birini oluşturan çocuklar, ahirete imanla insanca yaşayabilir ve insana ait kabiliyetleri taşıyabilirler. Özellikle vefat eden çocukları ve ana babasının vefatını görünce bu arkadaşım veya kardeşim öldü cennetin bir kuşu oldu. Annem öldü fakat Allah’ın rahmetine kavuştu, beni cennette kucağına alıp sevecek ve ben de şefkatli anneciğimi göreceğim. İşte çocuklar bu duygularla insana layık bir şekilde yaşayabilir ve teselli olabilirler.
İnsanlığın dörtte birini oluşturan ihtiyarlar, yakında bedenlerinin toprağa girecek olması, onları ciddi üzüntüye sevk eder. Ahirete iman onlara: “Merak etmeyiniz sizin ebedi bir gençliğiniz var, gelecekte parlak bir hayat ve ebedi gençlik sizi bekliyor. Kaybettiğiniz evlat ve akrabalarınızla sevinçle görüşeceksiniz. Bütün iyilikleriniz muhafaza edilmiştir, mükâfatını göreceksiniz”düşüncesiyle teselli olurlar.
İnsanlığın üçte birini oluşturan gençler, ahirete imanı kaybeder ve cehennem azabını hatırda tutmazlarsa, toplum hayatının namuslu kimselerinin malı ve ırzı, zayıfların, ihtiyarların rahatı, haysiyeti tehlikede kalır. Eğer ahirete iman hakikatine inanırlarsa; başıboş değilim der, zulmettiği, ahlaksızlık ve gasp ettiği insanlara karşı şefkat ve hürmet hissetmeye başlar. Yaptığı günahlara karşı istiğfarla hareket etmezse ancak cehennemin tehdidi onları frenleyebilir.
İnsanlığın mühim bir kısmını oluşturan hastalar ve mazlumlardır. Bunlar ahirete imanla teselli bulabilirler. Hastaların en ufak ağrısı, sızısının günahlarına kefaret olduğunu bilip kendisine milyonlarca sene mükâfat kazandıracak bu hastalığına sabreder ve ebedi mutluluğu kazanır. Mazlumlar ise zulme maruz kaldıklarında haklarını eğer burada alamazlarsa bilsinler ki en büyük mahkemenin kurulacağı ahiret hayatında, haklarını alacaklardır. Onlar da ahirete iman fikriyle teselli olabilirler.
Kısacası; hayatımızın her safhasının mutlaka bir hesabı vardır. Zerre miktar sevap işleyenlerle, zerre miktar günah işleyenlerin cezası veya mükâfatı verilecektir. “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme” buyuran mütefekkirin beyanları içerisinde dünya hayatı, tohum ekme ve insanlığın faydasına eser bırakma yeridir. Hayatlar var kısadır fakat içerisinde binlerce yıllık icraat vardır. Hayatlar var uzun fakat içerisi bom boştur ve hesabı çok ağır olacaktır. Dünyayı ahiretin tarlası yapmaya var mısınız?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.