Bedir Haber

xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwinbetonred bizbet

Dünya tutkusu ve Müslümanlığın hayata yansıyan amelleri

Dünya tutkusu ve Müslümanlığın hayata yansıyan amelleri
24 views
21 August 2024 - 12:30

Değerli Kardeşlerim, bugünkü hutbemizde, dünya tutkusu ve imanla Müslümanlığın hayata yansıyan amelleri üzerinde duracağız. İslam’ın temel gayesi, iyilik ve güzelliğin dünyada artması, Allah’a teslim olmak ve O’nun rızasını kazanmaya çalışacak yolları göstermektir. Bu teslimiyet, sadece sözde değil, bütün varlığımızla Allah’a yönelmeyi ve O’nun emirlerine uygun yaşamayı içerir. Gerçek iman ve teslimiyet, insanın hem dünya hem de ahiret saadetini sağlar. İman, kalpte kök salan ve hayatın her alanına yansıyan derin bir bilinç, sürekli bir muhasebe ve Allah’a tam bir teslimiyeti içeren derin bir hakikattir.
Kardeşlerim, Hz. Ömer (r.a.) bu konuda çok güzel bir örnektir. O, hilafeti, adalet ve takva timsali olması ile bilinir, fakat O en çok kendi nefsinden korkardı. Hz. Ömer’in şu sözü de bu konuyu ibretle açıklar: “Eğer ‘Bir kişi hariç, bütün insanlar cennete gidecek.’ dense, o kişinin ben olabileceğimi düşünürüm; o kadar Allah’ın azabından, gazabından korkarım. Şayet ‘Bir kişi dışında bütün insanlar cehenneme girecek.’ denilse, o kişinin ben olabileceğimi düşünürüm; o kadar Allah’ın rahmetinden ümit varım.” (Kenzü’l-ummal, 12/620)derdi. Bu söz, bizlere imanın sadece sözde değil, kalpte ne derece derinleşmesi gerektiğini hatırlatır. Hz. Ömer (r.a.), tüm faziletine rağmen en çok kendi nefsinden korkardı. Onun, hem Allah’ın azabından korktuğunu hem de rahmetine büyük bir ümit beslediğini ifade eden sözleri, İslam’da önemli olan “korku” ve “ümit” dengesini yansıtır. Bu denge, Müslüman’ın iman hayatında önemlidir; kişi, ne sadece Allah’ın rahmetine güvenip gevşemeli, ne de sadece azabından korkarak umutsuzluğa kapılmalıdır. Mümin, hem günahlardan sakınmalı hem de salih amellerle Allah’ın rahmetini ummalıdır.
Kardeşlerim! İman sadece bir inanç değil, aynı zamanda bir eylemdir. İman, insanın içinde yaşanan bir devrimdir. Bu devrim, hayatın her alanına yansımalı, insanın ahlakından adaletine, ibadetlerinden muamelatına kadar her yerde kendini göstermelidir. İslam, sadece kuru bir ritüelden ibaret değildir. İslam, insanı bütün yönleriyle terbiye eden, ahlaki ve toplumsal bir devrimdir. Bu nedenle, imanımızı sözde bırakmamalı, onu amellerimizle beslemeli ve hayatımıza yansıtmalıyız. İslam, bütün zamanlarda adaletin, merhametin ve ahlakın egemen olmasını ister. Bu, ancak iman ve amelin birlikteliğiyle mümkündür.
Bugün maalesef birçok Müslüman, dünya hayatının aldatıcı süslerine kapılmaktadır. Rabbimiz bizleri bu konuda uyarıyor: وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌوَلَلدَّارُ الْآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ ۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” (En’am, 32). Dünyevî tutkuların, bizleri asıl gayemizden uzaklaştırmasına salih amellerde israr edip günahlara direnerek hayır diyebilmeliyiz. Bir mümin olarak ayet bize bu konuda şöyle yön verir:
وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ وَلَا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ”Allah’ın sana verdiği (bu servetle) ahiret yurdunu kazanmaya çalış; dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.” (Kasas,77). Bu ayet, insanlara dünya hayatında dengeli bir yaşam sürmeleri gerektiğini hatırlatır. Dünyadaki nimetleri unutmadan, ama asıl hedefin ahiret olduğunu bilerek yaşamalıyız. Bu denge, hem dünya hem de ahiret mutluluğunu sağlar. Hz. Ali (r.a.) de dünya sevgisine kapılanlara şu uyarıda bulunur: “Dünya arkasını dönmüş gidiyor. Âhiret ise yüzünü dönmüş geliyor. Her birinin kendine has tâlipleri, evlatları vardır. Siz âhiretin evlâtları olun, dünyanın evlâtlarından olmayın!..” (Buhârî, Rikāk, 4) Unutmayalım ki bizler, dünyaya değil âhirete îman ettik. Dolayısıyla ehl-i dünyanın fânî varlıkları elde etmek için sarf ettiği gayretten daha fazlasını, esas ve ebedî hayat olan âhiretimiz için sarf etmemiz gerekir.
Değerli Müminler, Müslümanlık, iman ve amel birlikteliği ile tamamlanır. İslam, hayatın her alanında mükemmel bir ahlak ve dürüstlükle yaşamamızı emreder. Peygamberimiz (s.a.v.) bu konuda bizleri şöyle uyarır: الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ”Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir.”(Buhari, İman, 4). Bu hadis, Müslümanın hayatının her alanında güvenilir ve dürüst olması gerektiğini ifade eder. Müslüman, her adımında haramdan sakınır ve helal dairesinde yaşamaya gayret eder. Peygamberimiz (s.a.v.)’in amellerimizin değeri hakkındaki şu hadisi çok önemlidir:
إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ مِنْ رِضْوَانِ اللَّهِ تَعَالَى مَا يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ يَكْتُبُ اللَّهُ لَهُ بِهَا رِضْوَانَهُ إِلَى يَوْمِ يَلْقَاهُ “Kul bazen, Allah’ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir.” (Tirmizi, Zühd, 9). Bu hadis, bizlere ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini, her söz ve davranışımızın ahirette iyi yada kötü karşımıza çıkacağını hatırlatır.
Değerli Kardeşlerim, Hakiki Müslümanlık aynı zamanda hizmet ve istikamette sebat ve israr etmeyi gerektirir. Rabbimiz buyuruyor ki: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ”Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.”(Tahrim, 6). Bu ayet, önce kendi imanımızı korumamız, sonra da ailemizi ve çevremizi doğru yolda tutmamız gayret sarfetmememiz gerektiğini bize hatırlatır. Müminler olarak, karşılaştığımız zorluklar karşısında birbirimize dua ve destek olarak, sabırla, salih amelle ve hizmet ederek sebat etmeliyiz. İslam tarihinde, sahabe efendilerimiz bizlere bu konuda pek çok örnek sunmuştur. Bunlardan biri, Bedir Savaşı’nda Hz. Ebu Bekir (r.a.) ile oğlu Abdurrahman arasında yaşanan olaydır. Abdurrahman, o zamanlar Müslüman değildi ve babasına karşı müşriklerin safında yer almıştı. Savaş sonrası Abdurrahman, babasına, “Savaşta beni birkaç kez gördün ama üzerime gelmedin,” dediğinde, Hz. Ebu Bekir (r.a.) şöyle cevap verir: “Senin karşıma çıkmaman ve hidayetin için Allah’a çok dua ettim ve zannediyorum ki bu dualarla senin şarşıma çıkmanı Rabbim engelledi. Vallahi eğer karşıma çıksaydın, seni öldürmekten geri durmazdım.” Bu olay, imanın ve hakikatin yanında olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren çarpıcı bir örnektir. (İbn Sa’d, Tabakât, 3/177)
Üstad Bediüzzaman da şöyle der: “İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisatın tazyikatından kurtulabilir. Mümin, her türlü zor şart altında hakikatin hidayetine sadık kalır. Bilinmelidir ki, imanın kuvveti ve samimiyeti, her türlü sıkıntıya karşı koymak için en büyük destekçidir. İman, adeta bir nurdur; karanlıkları aydınlatır ve kalbe huzur verir.” (Yirmi Üçüncü Söz) İman sadece bir inanç değil, aynı zamanda yaşanan bir gerçekliktir.
Aziz Cemaat, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “إِنَّ الدُّنْيَا حُلْوَةٌ خَضِرَةٌ، وَإِنَّ اللَّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا فَيَنْظُرُ كَيْفَ تَعْمَلُونَ، فَاتَّقُوا الدُّنْيَا َ.” “Dünya tatlıdır ve manzarası hoştur. Şüphesiz ki Allah dünyanın idaresini size verecek ve nasıl davranacağınıza, ne gibi işler yapacağınıza bakacaktır. O halde dünyadan sakının” (Müslim, Zikir 99) Bu hadis, Ümmetin en önemli ayrılık sebepleri, fitne ve fesada düşme vesileleri; dünya malı, mülkü, zenginliği, mevki ve makam hırsı ve dünya sevgisinin insanı Allah yolundan saptırabileceğini, dikkatli olunması gerektiğini vurgular.
Yine Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: مَا لِي و مَا َلِلدُّنْيَا، مَا أَنَا فِي الدُّنْيَا إِلَّا كَرَاكِبٍ اسْتَظَلَّ تَحْتَ شَجَرَةٍ، ثُمَّ رَاحَ وَتَرَكَهَا “Benim dünya ile alakam ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim” (Tirmizi, Zühd 44) Bu hadis; Dünya hayatının kısa gelip geçici olduğunu, bu sebeple bağlanıp kalmaya değmeyeceğini… Dolayısı ile güzel ve hayırlı davranışlarla âhiret hayatına hazırlanmak gerektiğini, dünyanın geçiciliğini ve Müslümanların bu dünyada bir yolcu gibi davranması gerektiğini, dünya sevgisinin insanı nasıl yanılttığını ve Müslümanların salih amellerle hayatlarını süslemeleri gerektiğini açıklar ve öğütler.
Hutbemi şu hikmetli sözle bitirmek istiyorum: İman, kalpte kök saldığında, davranışlara yansır ve insanı hakikate götüren yolda sabit kılar. Bu yolun en güzel rehberi ise Resûlullah (s.a.v.) ve onun sahabeleri ve asırlardır devam eden geleneğimizdir. Hz. Peygamberin ahlakını kendimize rehber edinir, geleneğimizde var olan yolda devam edersek kurtuluşa ereriz. Bu vesileyle, Allah’tan niyaz ederim ki, imanımızı daim kılsın, amellerimizi salih eylesin ve bizleri hak yolda sabit kılsın. Rabbim, imanla yaşayıp, imanla bu dünyadan göçenlerden eylesin.

Derleyen

Erdal Atak

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno