Dua-1

0

BEĞENDİM

0

Deki: Duanız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin ki? (Furkan 77 )

Dua; istemek, yalvarmak, yakarmak ve talep etmek manalarına gelir. Sebeplerin bilkülliye tükendiği, nâçâr kalındığı demlerde müsebbibül esbâb (sebepleri yaratan)’a teveccühün adıdır, dua. Yani size yardım edecek kimsenin kalmadığı anda kimsesizler kimsesi olan Yüce Allah’ın inayetinin imdadınıza yetişmesinin ünvanıdır, dua. Zalimin zulmünün her yanı sardığı ve mazlumun âh!’ını bir ney gibi dinlediği karanlık zaman dilimlerinde kabule karin olan, mü’minin en tesirli ve süratli silahıdır, dua. Müslümanların en güçlü silahı olmasına rağmen en az istimal ettikleri silahın adıdır, dua. İbadetin en halis ve büyüğüdür, dua. İbadetin özüdür, dua.

Duanın tesiri büyüktür. Özellikle toplu yapılırsa (külliyet kesbederse) netice vermesi kesindir. Hatta denebilir ki kainatın yaratılma sebeplerinden biri de duadır. Halık-ı alem gelecekte o Zat (s.a.v)’ın insanlık namına belki varlık hesabına bir ebedi saadet isteyeceğini bilmiş ve o gelecek duayı peşin kabul ederek kainatı yaratmıştır. Dünyada iken  O (s.a.v)’nun cenneti istemesi duasını kabul buyurarak ebedi hayatı yaratacaktır.

Duanın ibadet olması hasebiyle kul, kendi acz ve fakrını onunla ilan eder. Görünürdeki sebepler ise o duanın vakitleridir (Güneş ve ay tutulması namazı ve duası gibi). İbadetin mükafatı ahirete bakar. Dünyevi maksatlar hasıl olmazsa ,”Dua’m kabul olmadı” denilmez. Belki,”Daha duanın vakti bitmedi” denilir.

Rabbimiz “Bana dua edin duanıza icabet edeyim” buyuruyor. Yapılan her duaya cevap veriliyor demektir. Kerim Rabbimiz bizim için hayırlı olanı murad buyurarak duamızı daha iyi şekliyle kabul etmektedir. Kavli (sözlü) dua iki şekilde kabul edilir.Ya istenildiği gibi verilir veya daha evlası verilir. Mesela “Erkek çocuğum olsun” diye dua eden kişiye Hz.Meryem validemiz gibi kız evlat verilmesi misalinde olduğu  gibi.

Duanın en latif,en güzel, en leziz ve en hazır lezzeti şudur: Dua eden kişi bilir ki, birisi var ve onun sesini işitiyor, derdine derman yetiştiriyor ve ona merhamet ediyor. Bu fırtınalı, karanlık kainatta yalnız değil. Kudreti her şeye yeten bir kerim Zat var. Onun sonsuz isteklerini yerine getirebilir bir Zat. Ferah ve huzur duyarak dünyanın en ağır yüklerinin altına girebilecek gücü elde eder. Bundan dolayı şöyle denilmiştir: ”Eğer vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi”.

Dua’nın dört gayesi vardır;

1-Günahların affını isteme,

2-Ümit ve arzu,

3-Allah’tan yardım, lütuf, rahmet,  başarı isteğinde bulunma,

4-Kaza, bela ,musibet ve hastalıklardan korunmayı isteme.

Bir hadis-i şerifte Efendimiz (a.s.m); “Kim zor ve sıkıntılı zamanlarında duasının kabul edilmesini istiyorsa, rahat zamanlarında çok dua yapsın.”  buyurarak, hayatımızın her dilimini dua ile geçirmemizi tavsiye buyurmaktadırlar. Yani her günümüzde bir dua saatimizin olması gerektiği bildirilmektedir. Bu doğrultuda Gümüşhanevi hz.’lerinin tedvin buyurdukları Mecmuat’ul Ahzab veya bu eserin elden geçirilerek yeniden ele alındığı El-Kulub’ul Daria (tercümesi Yakaran Gönüller) düzenli olarak okunabilir.

DUA ÇEŞİTLERİ

a)Dua edenlere göre çeşitleri;

-Yaradılıştan gelen kabiliyet dili ile yapılan dua (Bitki ve hayvanların Allah’ın esmasını yansıtmaları için yaptıkları duaları. Tohumun ağaç olarak Esma-ul Hüsna’yı yansıtma isteği vb.),

-Fıtri, doğuştan gelen ihtiyaç diliyle yapılan dua (Bütün hayat sahibi varlıkların iktidarları dışında bilmedikleri yerden münasip vakitte hacetlerinin kendilerine yetiştirilmesi),

-İhtiyaç dairesinde insanların yaptıkları dua (Bütün keşifler ve terakkiler bu halis isteğin sonucunda vuku bulmuştur),

-İnsanların duaları ki o da iki kısımdır;

-Fiili duaları (Çalışıp gayret gösterip, sebepleri yerine getirip ötesini Allah’a bırakmaları. Örneğin tarlanın biçilip mahsulünün verilip verilmemesinin Allah’tan beklenmesi),

-Kavli duaları (Dil ile yapılan istekler).

b)Yapılış şekillerine göre çeşitleri;

-Sözlü ve fiili dua,

-Hâli dua.