Çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Balkanlara giden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kosova programı kapsamında Prizren tarihi Sinan Paşa Camii’nde Cuma hutbesi irad etti.

Türkiye’nin geçmişten bu yana Kosovalı Müslümanların yanında olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Rabbimize şükürler olsun ki geçmişte ecdadımız, şimdi de Türkiye olarak bizler, daima sizinle bir ve beraber olduk, olmaya da devam edeceğiz inşallah! Nitekim bizler, aynı secdede Rabbimize kul olduk, aynı kıbleye yönelip istikametimizi bulduk, birbirimize verdiğimiz değer ve beslediğimiz muhabbetle kardeşler topluluğu olduk.” dedi.

“İslam’ın yegâne gayesi, insan için dünyada huzuru ahirette kurtuluşu temin etmektir”

İnsanlığın tevhid mücadelesini hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Şunu unutmayalım ki, Allah katında tek din olan İslam’ın yegâne gayesi, insan için dünyada huzuru ahirette kurtuluşu temin etmektir. Bunun yolu ise Allah’a gönülden iman etmek, Kur’an’ın yolundan gitmek ve Resul-i Ekrem (s.a.s)’in sünnetine tabi olmaktan geçer. Müminler olarak vahdeti yani kardeşliği, sevgi ve saygıyı, birlik ve dirliği, yardımlaşma ve dayanışmayı hâkim kılmaktan geçer.” ifadelerini kullandı.

“Kardeşler arasında olması gereken vahdettir”

“Hep birlikte Allah’ın ipine, İslâm’a sımsıkı sarılın; bölünüp parçalanmayın…” ayeti kerimesine işaretle İstiklal şairi Mehmet Akif’in dizelerini okuyan Başkan Erbaş, hutbesini şöyle sürdürdü:

“Mezhebi, meşrebi ve anlayışı ne olursa olsun bütün müminler kardeştir. Kardeşler arasında olması gereken ise vahdettir; vahdet sancağı altında kenetlenmektir. İman kardeşliği ile gönüllerimizi birbirine sımsıkı bağlamaktır. Yüce Rabbimiz bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Müminler ancak kardeştir, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.”

“Balkanlar’da bir mümin mahzun olsa Anadolu’da müminlerin kalbi sızlar”

“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” Hadis-i şerifine işaret eden Prof. Dr. Erbaş, “Bunun içindir ki, Kosova’da bir müminin ayağına diken batsa İstanbul’daki Mümin kardeşi onun acısını duyar.  Balkanlar’da bir mümin mahzun olsa Anadolu’da müminlerin kalbi sızlar, Kudüs’te, Myanmar’da, Yemen’de, Doğu Türkistan’da ve diğer mazlum coğrafyalarda müminlerin acısı, yeryüzünde kalbinde iman olan herkesin yüreklerini dağlar.” ifadelerini kullandı.

Milyonlarca liralık kurban parasını iç etmişler. Diyanet Vakfı’nda büyük skandal

“Müslüman coğrafyanın sıkıntıları, acıları, ızdırapları var”

İnsanlığın büyük sorunları olduğunun altını çizen Erbaş, Müslümanların sıkıntı ve sorunlarına çözüm önerilerini şöyle aktardı:

“Kabul edelim ki zor bir çağda yaşıyoruz. İnsanlığın büyük sorunları var. Müslüman coğrafyanın sıkıntıları, acıları, ızdırapları var. Ancak bütün bunların üstesinden gelebilecek imkanlarımız var. Peygamber efendimizin yaptığı gibi; tevhidin, adaletin, merhametin, güzel ahlakın mücadelesiyle dünyamızı, coğrafyamızı yeniden daha güzel hale getirebiliriz. İslam’ın hakikatlerini, kalbimizde, ailemizde, toplumumuzda hakim kılarak hayatı daha yaşanabilir hale getirebiliriz. Çocuklarımıza, nesillerimize peygamberimizi ve yüce dinimizi en güzel şekilde anlatarak geleceğimizi daha emin hale getirebiliriz. Birbirimize dua ederek umudumuzu daha güçlü kılabiliriz.”

“Aramıza ayrılık tohumları ekmek isteyenlere karşı uyanık olalım”

Müslümanlara kardeşlik çağrısında bulunan Başkan Erbaş, hutbesini şu ifadelerle tamamladı:

“Öyleyse geliniz, kardeşliğimizden asla ödün vermeyelim. Aramıza ayrılık tohumları ekmek isteyenlere karşı uyanık olalım. Her hâlükârda birbirimizden desteğimizi asla esirgemeyelim. Nesillerimizin daha iyi yetişmeleri için beraberce çalışalım.

Hutbemi Yüce Rabbime niyaz ederek bitiriyorum: İlâhi Ya Rabbi! ümmet-i Muhammed’in, tevhit ve vahdet pınarından içerek el ele, gönül gönüle vermesini nasip eyle! Birliğimizi ve dirliğimizi daim eyle! Bizi kardeşlikten, iyilikten, adaletten, hak ve hakikatten ayırma Allah’ım! Âmin! Ve’l-hamdü lillah-i Rabbi’l-âlemin.”