Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Argun, Tayland Fatoni Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyeliğine seçildi

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Argun, Tayland Fatoni Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyeliğine seçildi

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun çeşitli temaslar vesilesiyle geldiği Tayland’da Mütevelli Heyeti Üyesi olduğu, Patani Bölgesinde yaşayan bir grup Müslüman azınlık tarafından 1998 yılında kurulan Fatoni Üniversitesi Mütevelli Heyet Toplantısı ve Mezuniyet Törenine katıldı.

Program açılışında konuşan Fatoni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Lütfi Capakiya; Türkiye’den ilk kez bir üye seçilmesinden, Türkiye’nin bölgede hissedilen desteğinden ve Başkan Yardımcısı Argun’un davete icabet etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı adına programa katılan Doç. Dr. Selim Argun konuşmasına Prof. Dr. Ali Erbaş’ın selamıyla başlayarak, Türkiye Cumhuriyeti ve Diyanet İşleri Başkanlığı adına; Mütevelli Heyeti Üyeliğine seçilmesi vesilesiyle üniversite yönetimi ve Tayland Müslümanlarına teşekkür etti.

Küresel anlamda hizmet üreten Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yakın bir zamanda Tayland’da Din Hizmetleri Müşavirliği’nin hizmet edeceği müjdesini paylaşan Argun, Başkanlığın dünyanın her bölgesinde yürüttüğü hizmetler hakkında bilgiler verdi.

Müslüman, Budist, Hindu ve Sihler gibi farklı inanç gruplarının barış içerisinde Tayland’da göstermiş oldukları birlikte yaşama kültürüne değinen Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Argun, konuşmasının devamında şunları dile getirdi:

“Azınlıkları tanımlama konusunda iki farklı model vardır: Birincisi, bir buz küpünün kaynayan bir tencereye konulduğu ve bir süre sonra buz küpünün şeklini, rengini ve tadını kaybettiği eritme potası modeli olup buna “asimilasyon” denir. İkincisi ise, farklı sayıda meyvenin karıştırıldığı ancak her meyvenin şeklini, rengini ve tadını koruduğu meyve salatası vardır ki, buna “akıllı entegrasyon” denilir. Tayland, farklı dini inanç ve dillere sahip farklı azınlıkların barış ve uyum içinde bir arada yaşadığı bir meyve salatası gibidir. Bu vesileyle Tayland Kralı’na ve Tayland hükümetine vatandaşlarına bu imkânı sağladığı için teşekkür ederim. Öğrencilerimize bu çeşitliliğe sahip çıkmalarını, korumalarını ve yapıcı bir şekilde katkıda bulunmalarını hatırlatmak isterim.”

Üniversite dışında bir dizi ziyaretlerde de bulunan Doç. Dr. Selim Argun, Tayland’da bulunan Müslümanların ortaya koyduğu faizsiz ekonomik model örneklerini de yerinde inceledi.

Tayland İslamî Kooperatifler Birliği ziyaretinde yapılan bilgilendirmede, İslami kooperatiflerin tarihi sürecinin 35 yıl önce başladığı, şu anda 30 civarında kooperatifin birliğe üye olduğu, üye sayısının 280 bin olduğu ve kooperatiflerin mal varlığının yaklaşık 3,5 milyar dolar olduğu iafede edildi. Aynı zamanda faizsiz finans konusunda akademik çalışmaların yapılması, danışmanlık hizmetleri ve zekât planlamaları için bir Enstitü’nün kurulduğu, insani yardım faaliyetleri için ise bir hayri dernek kurulduğu bilgisi paylaşıldı.

Tayland İslamî Kooperatifler Birliği ziyaretinde konuşan Başkan yardımcısı Argun, “Birçok İslam ülkesinde faizsiz finans konusunda çalışmalar yapılmakta ancak yetersizlikler olduğunu görmekteyiz. Azınlık durumunda olan Tayland’da böyle bir başarı yakaladıkları için sizlere teşekkür ve tebrik ediyorum.” dedi.

Faizsiz sistem için iki önemli kavramın altını çizen Doç. Dr. Argun, “Sürdürülebilir kalkınma ve kendine ketebilirlik. Bu iki kavram tüm dünyada ekonomi için vazgeçilmez kavramlardır. Kalkınma için diğer önemli bir müessese ise vakıf müessesesidir. Vakıflar mal, dernekler ise insan topluluğudur. İkisinin birlikte iş yapması durumunda güzel neticelere varıldığını     burada müşahede ediyoruz. Güven çok önemlidir, zira mal varlıkları doğru yönetilmezse Müslümanların faizsiz finans modeline olan güvenleri yıkılır. Bu hususta Bangladeş’li Muhammed Yunus’un Nobel barış ödülü alan mikrofinans modeli çok önemlidir. Ayrıca finans modellerimizin başarılı olması için fukahamızın finans, finans uzmanlarımızın fıkıh bilmeleri elzemdir.” ifadelerini kullandı.

Tayland:

Tayland, nüfusunun yüzde 6 kadarı Müslüman geri kalanı Budist olan bir Uzakdoğu Asya ülkesidir.

Müslümanların azınlık olduğu ve birlikte yaşama kültürünün geliştiği herkes kendi inancını rahatça yaşayabiliyor.

Müslümanların tümünü temsil eden, tüm camilerin ve dini eğitim kurumlarının idaresini yürüten Şeyhülislamlık makamı, ülke yönetimi tarafından resmi muhatap olarak kabul ediliyor.

Şafiî mezhebi mensubu olan Tayland Müslümanlar, ağırlıklı olarak ülkenin güneyinde bulunan Patani bölgesi ve Narathiwa, Yala, Songkla ve Satun şehirlerinde yaşıyor.

Yemek kültürü genellikle deniz ürünlerine dayanmakta oloan bölgede yetişen egzotik çok sayıda meyve türleri bulunuyor.

Müslümanların Türkiye’ye müzahir olmasının her alanda kendini gösterdiği Tayland’ta öğrencilerin; son yıllarda Türkiye üniversitelerini tercih etmesi, YTB ve TDV burslarına başvuruların artması, Türkiye’deki siyasi ve sosyal gelişmeleri takip etmeleri, Ayasofya’yı sormaları, uluslararası bir marka haline gelen Bayraktar Siha’larının isminden sıkça bahsedilmesi gösterilen ilgiyi ortaya koyuyor.

2018 yılında yaşanan bir olay ise Patani halkının Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı olan sevgisini çok açık bir şekilde gösteriyor.

Ne olmuştu?

Temmuz 2018’de Almanya Milli takımında oynayan sporcu Mesut Özil’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte fotoğraf çekmesi sonrası ırkçı saldırılara maruz kalmış ve takımı terk etmişti.

Bu haberi bir Tayland Televizyonu gündeme getirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmişti.

Güney Tayland’ta yaşayan Patani Müslümanları, TV kanalını protesto yürüyüşleri yapmış ve protestoların artması üzerine ilgili kanalın üst düzey yetkilisi ve program sunucu Türkiye Büyükelçiliğine giderek özür dilemişti.

Daha sonra TV kanalı hakareti yapan sunucunun işine son verdi.

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.