38,6854$% -0.22
43,6011€% 0.47
51,7438£% 0.49
3.966,28%0,14
3.194,63%0,56
9.613,52%-0,91
Şeriat, İslamî düşünce içerisinde geniş anlamıyla bir “yol”, “sistem” veya “kanunlar bütünü” olarak tanımlanır. Kur’an’da şeriat, insanları doğru bir yola yönlendiren bir sistem olarak ifade edilirken, İslam ise Allah’a teslimiyet ve emirlerine boyun eğme anlamına gelir. Din ise hem dünya hem de ahirete yönelik bir düzen olarak tanımlanır. Fatiha Suresi’nde geçen “Maliki yevmid din” (Din gününün sahibi) ifadesi, dinin ahiret boyutuna işaret eder. Dolayısıyla şeriat, din ve İslam arasındaki ilişki, birbirini tamamlayan bir yapı olarak anlaşılır. Ancak, şeriatın dar anlamda sadece hukukî düzenlemelerle sınırlanması, bu kavramların yanlış algılanmasına yol açabilir.
Şeriat; iman, ibadet ve ahlakı içine alan geniş bir çerçevede ele alınır. Namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibadetler, ailevi ve toplumsal ilişkilerdeki düzenlemeler, insanın kainatı bir kitap gibi okumasını teşvik eden tefekkür boyutu, şeriatın %95’lik bir kısmını oluşturur. Ancak şeriatın idare ve hukuk sistemine dair kısmı, toplamın yalnızca %5’ini kapsar. Bu küçük ancak önemli kısım, bireylerden çok devlet yöneticilerini ilgilendirir. Dolayısıyla, şeriat talep eden kişiler, çoğu zaman zaten yaşanmakta olan %95’lik boyutu gözden kaçırmakta ve farkında olmadan talep ettikleri düzenin içinde bulunmaktadır.
Şeriata yönelik tepkilerin çoğu, bu kavramın yalnızca cezai ve medeni hukuka ilişkin hükümlerle sınırlandırılmasından kaynaklanır. Bazı kesimler, şeriatın sadece idari ve hukuki boyutunu görerek bu düzeni bir tehdit unsuru olarak algılar. Bu, laiklik ve demokrasiye karşı şeriatı bir kutuplaşma aracı olarak kullananların yanıltıcı yaklaşımlarından da kaynaklanabilir. Ancak bu tür tartışmalar, toplumda geniş kitleleri rencide edebilir. Özellikle karşıt görüşlerin birbirini ötekileştiren ve inciten üslubu, toplumsal huzursuzluğa yol açmaktadır.
Şeriat, İslamiyet veya demokrasi gibi hassas kavramlar üzerinden yapılan tartışmalarda toplumsal saygıyı korumak önemlidir. Peygamber Efendimiz (sav), bu konuda örnek bir tutum sergilemiş, ölmüş kişilere yönelik kötü konuşmanın yaşayan yakınlarını rencide edebileceğine dikkat çekmiştir. Bu ilke, günümüzde şeriat, laiklik ve demokrasi gibi meselelerde toplumsal birleştiriciliğin temel unsuru olmalıdır. Kavramların yanlış temsil edilmesi, toplumun büyük bir kesimini gereksiz yere rahatsız edebilir.
Şeriat, geniş anlamıyla bir ahlak, hukuk ve ibadet sistemidir. Onun temel amacı, insanı hem dünyada hem de ahirette mutlu kılacak bir düzen oluşturmaktır. Ancak toplumda şeriat tartışmaları, çoğu zaman bu kavramın sadece hukuki boyutlarına odaklanılarak yürütülmektedir. Bu durum, kavramın bütüncül yapısını gölgede bırakmakta ve gereksiz kutuplaşmalara neden olmaktadır. Toplumun, bu tür tartışmalarda daha fazla anlayış ve hassasiyet göstermesi, huzurun sağlanması için elzemdir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.