Bedir Haber

Devlet-i Aliyye’de Ramazan -1

Devlet-i Aliyye’de Ramazan -1
Zeynep Rana( zeynep.rana@bedirhaber.com )
275 views
15 Haziran 2016 - 17:11

Ramazan, her dönemde İslam âlemi içinde coşku ile karşılandığı gibi; bu kutlu ayı misafir etmek için Osmanlı döneminde de nice hazırlıklar yapılırdı.

Bereket ayının hazırlıklarını çok önceden başlatan Osmanlı Devleti, bir takım tedbirler alır, bir nevi huzur meşalesi yakardı. İştiyak ile beklediği ayların Sultan’ını, ömrünün aziz misafiri bilir, evvel gönül evinde misafir ederdi. Hanelerde bayram meltemi eser; caddelerde, sokaklarda, şen tebessümler yayılırdı.
Ramazanın müjdecisi ‘Surre Alayı’, Recep ayının ortalarında yollara revân olur; büyük bir merasimle, vuslat gözyaşları eşliğinde, medhiyyeler söylerdi. Devlet erkânı başta olmak üzere çok büyük bir kalabalık En Sevgili’ye emanetlerini gönderir, şefaatini dilerdi.

Peygamber sevgisi ömür ağaçlarının en nadide meyvesi idi. Şehzadeler, müstesna birer şair, sanatkâr olarak yetişir, gönüllerinde yanan ateşi naatlar ile dile getirirdi. Sultan Abdülhamit Han’ın Kâinat’ın İftihar Tablosu Resûl-ü Kibriya’ya nazmettiği şiir de bunlardan biridir. Sultan, kelama döktüğü gönül namelerini, öyle ince dokumuştur ki, Mescid-i Nebeviye nakşedilmeye müstahak olmuştur.

“Ey Sultanım efendim,
Ya Rasulallah, tut ellerimi,
Senden başka kimsem yok,
Ne bir dayanağım, ne de bir beklentim,
Yoktur benim için senden başka dayanak…”

Selam ola Nebi’ye…

Malum üzere Ramazan, hilalin görülmesiyle başlar. Osmanlı döneminde, kadı tarafından görevlendirilen kişiler, şehirden uzak, yüksek yerlerde vazifelendirilir, Şaban ayının son günlerinde hilali gözetlerdi. Hilalin görülmesiyle coşku içinde kadıya gidilir; kesinleşmesi durumunda Bâbıali’ye bildirilir; Padişah’ın onayından sonra Ramazanın bidayeti tellallar, mahyalar ve kandillerle müjdelenirdi. Şayet hilal görülemez ise, Şaban ayı otuz gün hesap edilir, otuzuncu güne ‘yevm-i şek’ (şüpheli gün) denirdi. O dönemde divan edebiyatı şairleri de Ramazanın gelişini müjdeleyen, coşkularını dile getiren şiirler kaleme alır, bu vesile ile tebriklerini sunarlardı. Bu şiirlere ‘Ramazaniye’ deniyor. Ramazaniyelere en çok konu olanlardan biri ise ‘yevm-i şek’ olmuştur. Şairler bu durumu kimi zaman alaylı bir üslûp ile kimi zaman hoşamedi ile ifade ederler.

‘Yevm-i şek deyü boğaz cengin ederken yârân
Zâhir oldu ‘alem-i nusret-i şehr-i ramazân” (Kâmî)

Yevm-i şektir diyerek yemeğe yumulmaktayken kafadarlar, Ramazan ayının zafer sancağı birden ortaya çıktı

“Yevm-i şek sohbetine şîre sıkarken yârân
Sık boğaz itdi şahne-i şehr-i ramazân” (Sâbit)

“Baş kaldırmadılar öğleye dek uykudan
Yevm-i şek zevkine hazırlanan ahbâb-ı kirâm” (Nedîm)

Divan edebiyatı şairleri, bazen Ramazan’ı bir sevgili konumunda niteleyip, orucu ayrılığa, bayramı ise vuslata benzetirler…

Hilalin müjdelediği Ramazan evlere neşe ve huzur, millete sevinç ve sürûr getirir. Osmanlı Devleti tüm erkânıyla birlikte bu kutlu ayı manevi coşkusuyla yaşamakta ve yaşatmakta idi. Konaklar sofralarla süslenir, meclisler peygamber kıssaları ile şenlenir, çocuklar bayram coşkusu ile orta oyunlarına koşardı.
Altı asrın hükümranı bu asil millet, birçok mevzuda olduğu gibi, Ramazan’da da en ince ayrıntıları ihmal etmeden, nezaket misali, hayat ölçüleri ile hüsn-ü misal olurlar.

**Tebdil-i Kıyafet**

Ramazan günlerinde, zengin birçok ferd tebdil-i kıyafet ile dükkânları gezer veresiye defterini ister, gücü nisbetinde borçları sildirirdi. Ne veren kimin borcunu ödediğini bilir, ne alan kimden aldığını bilirdi. Sahabe şuuru taşıyan bu nesil, sadaka kutularına bırakılan akçelerden de ancak ihtiyacı kadar alır, kalan kısma el sürmezdi. İnfak denildiğinde gizlilik esas idi. Vermenin gururundan uzak, almanın mahcubiyetinden ırak…
“Gizli verilen aşikâr verilenden efdȃldir” sırrıyla hareket eder, sağ elin verdiğini soldan gizler, unutur giderdi…

**Cerre Çıkmak**

Osmanlı döneminde medrese talebeleri için tatil, üç aylar sürecinde olurdu. Softa denilen medrese talebeleri bu dönemde dokuz ay içerisinde edindiği ilmî, imȃnî meseleleri halka anlatabilmek için köylere ve kasabalara dağılırlardı. Ramazan ayı içerisinde birçok sohbet meclislerinde vaazlar verir, irşad vazifesini yerine getirirlerdi. Bu üç aylık dönemde hem istirahat eder, hem staj yaparlardı. Halk da bu sayede değişik kişilerden bilmediklerini öğrenir, fiiliyata geçirir, nesillere misal aynalar olma çabası içinde olurdu. Üç aylarda medreselerin tatil olması, daha ziyade talebelerin ‘irşad ve tecdid’ için çıktıkları ilim yolculuğu içindi. Anadolu’nun dört bucağına dağılan bu talebeler, halkın ‘cerr’ adını verdiği yardımları kabul ederek, yeni öğrenim döneminde masrafları karşılamak amaçlı kullanırlardı.

**Huzur Dersleri**

Osmanlı döneminde manevî ilimler padişahtan en avama kadar ziyadesi ile önem arzederdi.
Padişahın huzurunda okunan tefsir derslerine ‘Huzur Dersleri’ adı verilirdi. Haftada iki gün olan bu dersler Ramazan ayı boyunca sekiz defa görülürdü. Bu derslerin yapılacağı yeri bizzat padişah tespit eder, biri mukarrir, onbeşi muhatap olmak üzere saray salonlarından birinde toplanılırdı. Onaltı rahlenin bulunduğu huzur dersleri, öğle ile ikindi arası yapılırdı. Mukarrire ait rahle işlemeli, muhatapların ise ceviz boyalı olurdu. Mukarrir başta olmak üzere huzura girilir, padişah maiyyetiyle birlikte ayakta karşılar, ilk girene, kitap ve nişan hediye edilirdi. Ulema ihtiram selamı verdikten sonra padişah oturur, sağ tarafına mukarrir başta olmak üzere yarım ay şeklinde muhataplar dizilirdi. Minder üzerinde dinlenen bu huzur derslerine, erkek veya kadınlardan da dinleyiciler katılır, hanımlar perde arkasından derslere iştirak ederlerdi.
Huzur dersleri Ramazandan evvel Şeyh-ül İslam tarafından hazırlanır, bildirilirdi.
Böylelikle, Ramazan ayında saraydan, kasabalara, köylere kadar ilim meclisleri kurulur, irfan dersleri verilirdi. Huzur derslerinden, cerre çıkanlara, diz çöküp mecliste kulak kesilenlere kadar her birey, ilim, irfan, edep yolunda yürüyüp nesillere miras değerler bırakmışlar…

Binler Rahmet ola…

Devlet-i Aliyye’de Ramazan, en nadide incelikleriyle bir sonraki yazımızda bizlere de hüsn-ü misal olması ümidiyle devam edecektir.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno