Ya Erhamerrahimin veya Ekremel Ekremîn! Gökteki yıldızlar, yerdeki kum taneleri, göndermiş olduğun kitapların harfleri, bütün bitkilerin yaprakları, yer yüzüne inmiş yağmur taneleri, denizlerin, göllerin ve ırmakların damlaları, yarattığın mahlukatın ve kâinatın zerratı adedince Sana hamd-ü senalar, Efendimiz (sav)’e, âl ve ashabına da salat-ü selâmlar olun.

Ey inayet isteyenlere inayet eden Allah’ım! Hal sana izhar edilmez. Halimizi sen biliyorsun. Yakub (as) ‘ın dediği gibi diyor sana yalvarıyoruz acizliğimizi, hüznümüzü sana şikâyet ediyoruz. Ümmet-i Muhamed olarak halimiz Yunus (as)’ın balığın karnındaki durumundan daha vahim. İstikbalimiz karanlık, semalar bomba yağdırıyor, karalar kovuyor, denizler boğuyor sebepler külliyen aleyhimize dönmüş gibi. En acısı da bu hali idrak edemeyecek kadar şuursuz olmamızdır. En yakın zamanda bu ölüm uykusundan uyandır. Daha fazla ayaklar altında süründürme. Dostlarımızı ağlatma, düşmanlarımızı güldürme. Halimizi ahseni hale inkılap eyle. Davut ve Süleyman Peygamberlerine hem dünya hem âhiret saltanatını verdiğin gibi zengin hazinelerinden bize de lütfet.

Ey Ferdün, Hayyün, Kayyümün, Hakemün, Adlün, Kuddüs olan Allah’ım! Eyyüb (as)’ın maddî hastalıkları kulluğuna mâni olmaya başlayınca: “Allah’ım zarar bana dokundu. Sen erhamür Rahimînsin”diye yalvardı. Allah’ım! Biz de korkaklık, cimrilik, laubalilik, dünyevilik, makamperestlik, şehvetperestlik gibi hastalıkların müptelasıyız. Günahlarımız, vehimlerimiz, nefsimiz, şeytanlarımız kulluğumuza mani oluyor. Eyyüb (as)’ın dertlerine devalar verdiğin gibi bizimde dertlerimize devalar ver.

Ey Subbuhun, Kuddusün Rabbuna ve Rabbül melâiketi ver ruh olan Allah’ım! İbrahim (as)’ı Nemrut’un ateşinden koruduğun gibi nefsin ve şeytanın zulmünden bizi koru. Musa (as)’ı Firavun ve ordusundan koruduğun gibi şahsımızı, ailemizi, memleketimizi, İmana, Kur’ana hizmet eden tüm kardeşlerimizi ve müesseseleri, ehl-i sünnet vel cemaat müslümanlarını zalimlerin zulmünden, münafıkların her türlü hile ve desiselerinden, hainlerin ihanetlerinden, hâsitlerin hasetlerinden, insî ve cinnî şeytanların şerlerinden, Arzî ve semavî musibetlerden muhafaza eyle.

Ey lütfu ve keremi bol olan Allah’ım! Sana giden yollar daraldıkça daraldı. Bizde ne İbrahim (as)’ın imanı, ne de Eyyüb (as)’ın sabrı var. Dünyanın imar ve idaresini vererek yeryüzünde halife kıldığın Adem’in evlatları (işlerini senin rızan istikametinde yapanlar istisna) azdıkça azdı. Zina ve fuhşiyatta Lut kavminden daha alçakça bu günahı işleyen günümüzün erkeklerine Yusuf (as), kadınlarına da Meryem validemizin iffetini lütfet. Sebeliler’den daha müsrif olan insanlara İsa (as)’ın kanaatini, Ad kavminden daha hilekâr olan tüccarlara Hz Osman ve Abdurrahman b Avf (ra)’ın dürüstlüğünü, Müseylemetül Kezzab’tan daha yalancı olan ağızlara Hz Ebu Bekr sadakatini, emaneti ganimet gören idarecilere Hz Ömer hassasiyetini lütfet. Haksızlık karşısında lâl kesilen insanlara Ashabı Uhdud, Ashabı Kehf, Habibi Neccar, Firavunun sarayında Musa (as)’ı “Rabbim Allah’tır dediği için bir adamı öldürecek misiniz?” deyip savunan Müminin cesaretini, gayretini lütfet. Buna kabiliyetleri kalmamışsa celalinle tecelli eyle.

Ey muhtaçların yardımına yetişen Muavvin! Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail ve tüm meleklerin, Ensar, Muhacirîn, Tâbiîn, Tebe-i tâbiîn ve tüm sevdiğin kulların hürmetine! Erkeklerin cahiliye dönemi erkeklerinden daha zalim, kadınların da daha asi olduğu, ilmin menfaat vasıtası edildiği, kalplerin taş kesildiği, gözlerin rahmet damlalarından mahrum olduğu günümüzde fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden sana sığınıyoruz. Kalbimize Cemalinle, nefsimize Celalinle, aklımıza İlminle tecelli eyle. Aklımızı midemize, kalbimizi nefsimize, ruhumuzu bedenimize hâkim kıl.

Ey “Allah seni terk etmedi, sana darılmadı da diyen Allah’ım!” Günahlarımız haddimizi aşkın biliyoruz. Bunu da itiraf ediyoruz. Fakat hatalarımız, günahlarımız sana baş kaldırmışlığımızdan veya isyanımızdan değil. Kimin haddine ki sana baş kaldırsın? Acizliğimize, cahilliğimize ver. Ne azabına dayanacak halimiz ne de rahmetinden mahrum kalmaya mecalimiz vardır. Vefasızlık ederek senden uzak kalsak da halimiz sensiz edemeyeceğimizi haykırmaktadır. Vefasızlığımız itibariyle değil, ihtiyaçlarımıza göre senin lütuflarına talibiz. Biz senin rahmetine, lütfuna muhtacız. Sen bizim günahkâr halimize, kararmış kalbimize, isyanımıza bakma. Acizliğimize, rahmete susamışlığımıza, kul oluşumuza, perişan halimize bak da bize acı, kapını yüzümüze kapatma. Mukarrebîn, ebrâr ve sâlih kullarına yollarını açtığın gibi sana giden yolları, Lokman, Hızır, İlyas (as)’a lütfettiğin hikmet ve sırlarını bize de aç, hazinelerini bize de göster.

Almanya vize başvuru Amaçları

Ey kullarına şah damarından daha yakın olan Allah’ım! Bizim sana olan yakınlığımız hürmetine değil, senin bize olan yakınlığın hürmetine bizimle günahlar arasını öyle bir aç ki ne onlar bize ulaşabilsin ne de biz onlara ulaşabilelim. Günahın her türlüsünden bizi muhafaza eyle. Razı olduğun istikamette bir hayat yaşamaya muvaffak eyle. Bizi, Seni çok zikreden, Sana çok şükreden, Senden çok korkan, Sana çok itaat eden, Sana karşı saygı ile dopdolu olan, âh-u efgan edip dua dua yalvaran, durmadan Sana teveccüh eden kullarından eyle. Öldükten sonra amel defterimizi kapatmayacak sadaka-i cariyeler bırakıp hayırla yâd edilmeyi, İbrahim (as)’a lütfettiğin gibi hayırlı nesiller yetiştirmeyi lütfet.

Ey kendisinden başkasına ibadet edilmeyen Mabud! Bizi aramızdaki gafillerden dolayı helak etme. Verdiğin nimetlerin bereketinden mahrum etme. İşlerimize bereket, kararlarımıza isabet, vücutlarımıza sağlık ve afiyet, hanelerimize huzur ve saadet lütfet. Nimetlerini artır eksiltme. Bizi yücelt hor ve hakir eyleme. Sevdiklerinin sevgisini, tertemiz bir hayatı, iman-ı tahkikiyi, dosdoğru bir ölümü bize lütfet. Mizanımızı ağır tut. Katındaki derecemizi yücelt. Cennet ve Cemalullah ile bizleri şereflendir.

Ey Habib ve Mahbub olan Allahım! Bize kendini sevdir, kulluğu sevdir, Efendimiz (sav)’i sevdir, sevdiklerini sevdir, yerdiklerini yerdir. Yâr ve yardımcı kıl erdirdiklerini. Sahabe-i kiramın dine sahip çıkma aşk ve şevkini bize de lütfet. Geride bıraktıkları emanetlere sahip çıkmayı nasip eyle. Yeryüzünün her bir köşesinde adını yücelt. Kalplerimizi ve yeryüzündeki bütün kullarının kalplerini imana, İslam’a, ihsana ve Kur’an’a aç. Ezan-ı Muhammedî hakikatini güneşin doğup battığı her yere duyur. Bizi bu işte istihdam buyur. Zahir ve batınımızı Kur’an’ın envarıyla münevver eyle. Kendine layık kul, Habibine layık ümmet, Kur’an’a layık cemaat eyle.

Ey dualara cevap veren Mucîb! Gönderdiğin kitaplar ve peygamberler hürmetine. İsmi Azam hürmetine. Ayetel kürsi hürmetine. Esmâu’l-Hüsnâ ve sıfat-ı şerîflerin hürmetine. Dualarına icabet ettiğin sevdiğin kulların sana neyi vesile kılmışlarsa onun hürmetine. Arşının ve kürsünün taşıyıcıları Mukarreb meleklerinin Seni tesbih ettikleri şey hürmetine. Katındaki en makbül amel hürmetine. Katındaki en makbul zât hürmetine. Ashabı Kehf, Ashabı Uhdut, Ashab-ı Bedir ve Ashabı Uhud hürmetine. Peygamberler, sıddıklar ve şehidler hürmetine. İçimizdeki en samimi hürmetine. Recep, Şaban ve Ramazan ayları hürmetine. Regaib, Miraç, Beraat ve Kadir geceleri hürmetine. Yeryüzünde matmahı nazarın olan mübarek mekânlar Mecid-i Haram, Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevî, Ravza-i Mutahhara hürmetine. Dualarımıza icabet buyur. Amin! Amin! Amin!