Fenerbahçe zorlu Moskova deplasmanından Avrupa kupalarında turu kaparak geldi. Özellikle ilk maç herkesin aklında kalmıştı. Oynadığı o maçı ilk kez seyretti taraftarları. Tabiri diğerle tadı damağında kaldı!

Beşiktaş, deplasmanda topladığı puanlarla ilk sırada. Fenerbahçe ise iç saha lideri. Gerçekten herkesin kilitlendiği ve tansiyonu yüksek bir maç olacağı belliydi. Haliyle bu maçı da Avrupa da en üst klasman hakem yönetecekti. Bir başka deyişle TFF bu maçı riske edemezdi.

Maçı Cüneyt Çakır yönetti. İyi ki yönetti. Çünkü her iki devrede temposu ve tansiyonu yüksek bir maçtı. Birde iki takım futbolcularının kuşkusuz daha güvendikleri bir hakemdi. Verdiği kararlarda ise isabet yüzdeliği ile bu maçı “tereyağdan kıl çekerek” yüzünün akıyla çıkmasını bildi.

Daha Deniz Ateş Bitnel facası sıcaklığını devam ettiriyor deyip maça geçelim.

Beşiktaş ilk dakikada ki oyunuyla galip gelmek niyetindeydi. En azından beraberlikle dönmek düşüncesiydi. Ancak daha ilk duran topta Beşiktaşlı oyuncuların pozisyon hatasını iyi değerlendiren Caner, yaptığı ortasını Volkan Şen, çok güzel bir vole ile topu ağlara gönderdi.

Maçın ilk dakikalarında gelen bu gol ile maça üstün başlamış olan Fenerbahçe, rakibinin üzerine sürekli gitmeye başladı. Beşiktaş ise yaptığı ataklar çoğunlukla rakip defansa takıldı. Final paslarında Beşiktaşlı oyuncular istediklerini almakta zorlandı.

Fenerbahçe ise dönen topları atağa çevirmeyi ve rakip kalede etkili olmayı başardı. Ligde ki ilk golünü atan Volkan Şen, bulduğu iki pozisyonu da değerlendiremedi. Bunlardan birini adeta Tolga, ayaklarından topu kaptı.

İki takım futbolcuları da gerçekten yüksek tempoda maçı bizlere izlettiler. Topun hangi kaleye nasıl gittiğini anlamadan pozisyonlar izledik. Hani ne eleştirilir derseniz Olcay ve Oğuzhan çok insiyatif alamadılar maçta. İlk yarıda da bu gözle görünürdü biçimdeydi.

Fenerbahçe defansının işi sıkı tutmasına karşın yinede pozisyonlar üreten Beşiktaş, Q7 ile gole yaklaştı bu yarıda ama Oğuzhan’ın çizgiden çıkardığı top farkın açılmasını önledi. Beşiktaş, daha çok orta alanda çıkmaya çalıştıkça sıkıntılar yaşadı. Kenarları kullanacak olan Olcay ise katkıyı yapamayınca ikinci yarı başlarken yerini Gökhan Töre’ye bıraktı.

Gökhan Töre’nin oyuna girişiyle Beşiktaş, ciddi pozisyonlar üretmeye başladı. Beraberliği hatta öne geçme şansı olabilecek ciddi pozisyonlar buldu. Bu yarıda deyim yerindeyse Beşiktaş daha etkiliydi.

Önce Sosa ile gole yaklaştılar. Sonrasında günün başarılı ismi Marcelo’nu, kornerden gelen topa kafa vuruşu direkten auta gitti. Bu pozisyon maçın kırılma anıydı! Gökhan Töre, gerçekten önemli katkı yaptı bu dakikalarda.

Fenerbahçe de bu anlarda birde Volkan Demirel faktörü vardı. Kalesinde devleşen tecrübeli eldiven, 57.dakika da öyle kurtarışlar yaptı ki “gole izin vermem!” der gibiydi. Önce usta ayak Gomez’in şutunu sonrada İsmail’in vuruşunu kurtarmayı başardı. Yine bir dakika sonra bu sefer defanstan çıkıp gelen Atiba’ya engel oldu.

Periera, oyunun zora girdiğini görünce iki değişiklik yaptı. Diego’nun yerine Ozan, Alper’in yerinede Nani değişikliği yaptı. Bu değişikliklerden Alper yanlış tercihti. Onun yerine oyundan düşen Volkan’ın çıkması isabetli olanıydı. Nitekim Volkan ilerleyen dakikalarda sakatlık yani yorgunluk nedeniyle kendisi çıkmak durumunda kaldı ve yerini Hasan Ali’ye bıraktı.

Almanya vize başvuru Amaçları

Bu değişiklikler yerini buldu ve bu yarıda ki ilk ciddi pozisyonunu Van Persie’nin pasını Nani değerlendiremedi. Oyunda dengeyi kuran Fenerbahçe, rakibine de aradığı pozisyonları vermedi.

Son bölüme girildiği dakikalarda Beşiktaş’ın bir başka başarılı ismi Alexis’in hatasını yaptığı presle iyi değerlendiren Ozan’ın, Nani’ye alda-at pasıyla farkı 2’ye çıkarmayı başardılar.

Artık oyuna son hamlesini vurmayı hazırlanan Şenol Güneş, belkide en büyük hatasını Cenk Tosun’u oyuna daha erken almamakla yapmış oldu. Oyunda varlığı belli olmayan Oğuzhan’ı 83 dakika tutmanın bedeli de mağlubiyet oldu abartı olabilir ama sonuç bunu gösteriyor.

İşin ilginç bir yönüde Şenol Hoca, bu maçı sadece iki değişiklikle tamamlamış olmasıydı. Son dakikalarda Q7’nin göze hoş gelen iki ortasını Önce Cenk, sonrada Gomez değerlendiremedi.

Bu skorla ikili averajı da Fenerbahçe kapmış oldu. Ne olur ne olmaz biz not düşelim. Eğer şampiyonluk ikili averaja kalırsa demedi demeyin. Çünkü o zaman Şenol Hoca ikinci kez bu durumla karşı karşıya kalmış olacak. Hatırlayanlar vardır, Trabzonspor’un başındaykende şampiyonluğu bu şekilde kaçırmıştı.

90 dakika boyunca oyunun temposunu hiç düşürmeyen ve bizlere güzel bir maç izlettiren her iki takımın futbolcularına da teşekkürlerimizi iletiyoruz. Maçta sadece Volkan Şen-Sosa gerginliğinin dışında olay yaşanmaması da önemli bir detaydı.

O gerginlikte Volkan Şen, takımını ateşe atmış oldu. Eğer Sosa’nın boğazına elini Cüneyt Çakır, Bitnel gibi yorumlamış olsaydı kritik bir dakikada takımın on kişi bırakmış olacaktı. Şükretsin ki karşısında acemi bir hakem yoktu.

Fenerbahçe’nin Nani’yi ve Fernandao’yu yedek başlattığı bir maçı geride bıraktık. Kaldı ki Fernandao oyuna giremedi ve Nani de takımının ikinci golünü atmış oldu. Diğer taraftan Şenol Hoca’nın iki eski oyuncusu adeta onu mat etmeyi başardı. Önce Volkan Şen golü attı, sonrasında da Ozan ikinci gole önemli bir katkı yaptı.

Şenol Hoca, belkide şansından mıdır bilinmez ama takımını iyi hazırlamış olmasına rağmen, oyuncu değişikliklerini birini zamanında yapmış olsada diğerlerini başaramadı. Gomez, tutuk bir gününde olmasının etkisiyle de gol yollarında istediğini alamadı.

Büyük bir derby geride kaldı. Beşiktaş belkide Şampiyonluk söylemlerini daha ciddi manada söyleyeceği bir maçta istediğini alamadı. Ancak buna rağmen bir maç eksiğini iyi değerlendirir ve galip gelirse yine avantajlı durumda olacak.

Ligde biraz olsun heyecan olması için böylesi bir skor herhalde TFF’ye yaramıştır. Daha evvelde dedim, birkaç maçın dışında maçların izlenmeye keyfi yok! Yok yok komplo falan kurmayın hemen! Futbolda olur böyle şeyler deyip geçin! Ben öyle yapıyorum…