40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
Hayvanlar, yaşadıkları yerler bakımından kara ve deniz hayvanları olmak üzere ikiye ayrılıyor. Karada yaşayan hayvanların hangilerinin yenilip yenilmeyeceği fıkıh kitaplarında belirtiliyor.
Denizde yaşayan hayvanların hangilerinin yenilmesinin helâl, hangilerinin haram olduğu hususunda ise mezhepler arasında farklı görüşler mevcut.
Nahl Sûresi’ndeki “Taze et yemeniz için denizi sizin hizmetinize veren Allah’tır.” ayet-i kerimesiyle, Maide Sûresi’nde yer alan “Denizde avlanmak ve onları yemek size helâl kılındı ki; hem size hem de yolcu olanlarınıza faydalı olsun.” mealindeki ayetler, denizlerin birer İlâhî nimet deposu olduğunu ve onlardan insanların faydalanabileceğini ifade ediyor. Ayet-i kerimelerde, Cenab-ı Hak belirli bir kısmını haramlaştırmadan ve başka hayvanlar gibi boğazlanma şartını koşmadan, bütün deniz hayvanlarının helâl olduğunu bildiriyor. Hatta hayvana eziyet vermekten kaçınılması kaydıyla onları yakalamak için insana her şeyi kullanabilme müsaadesini veriyor.
Bu ayet-i kerimelerden hareket eden Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhebi alimlerine göre, deniz hayvanlarının yani suyun içinden başka bir yerde yaşayamayan hayvanların hepsi, nerede bulunursa bulunsun, ister balık şeklinde olsun, isterse başka cins ve şekilde bulunsun, helal ve yenebilir. Yine aynı mezheplere göre, bu hayvanların isimlerinin farklı olması, diri veya ölü olması yakalayanların Müslüman veya gayrimüslim olması hükmü değiştirmiyor.
Midye, istiridye gibi deniz hayvanları Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre yenebilirken, Hanefî mezhebine göre yenilmiyor. Zaruri bir hal yoksa yememenin gerektiği belirtiliyor. Hanefî mezhebinde yenmemesi yönündeki gerekçesini ise bu çeşit hayvanların gerek görünüş, gerekse yenen kısımları itibarıyla hoş olmaması, çirkin ve pis sayılması oluşturuyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.